Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.09.2015 tarihinde, 2015/2488 esas ve 2015/2187 sayılı kararına göre; karşı temyiz etmeyen tarafa karşı temyiz hakkının tanınması gerektiği konusunda hüküm kurmuştur.
Söz konusu karar özetle; Her ne kadar uygulamada iş mahkemesinde karşı temyiz yolu ile temyiz hakkı tanınmamakta ise de gerek iş hukuku mevzuatında gerekse de HUMK’nun temyize ait hükümlerinde bunu engelleyen bir hüküm bulunmadığı açıktır. Bu nedenle 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfiyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 433/1. maddesi gereğince temyiz dilekçesinin hüküm veren mahkeme aracılığı ile karşı tarafa tebliğ edilmesi ve karşı tarafa temyiz dilekçesine karşı cevap verme ve karşı temyiz isteminde bulunmak hakkının tanınması gereklidir.
Taraflar arasındaki “İş Kolunun Tespiti İstemli” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Elbistan İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 06.03.2014 gün ve 2013/723 E. 2014/265 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, YARGITAY 7.Hukuk Dairesi’nin 09.06.2014 gün ve 2014/8151 E. 2014/12742 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki KARARDA DİRENİLMİŞTİR.
TEMYİZ EDEN : Davalı EÜAŞ vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Mahkemece verilen hüküm, temyiz edilmesi üzerine yukarıda başlıkta belirtilen kararla BOZULMUŞTUR. Bozma üzerine mahkemece ilk kararda direnilmiş, direnme kararı davalı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.
İş mahkemeleri kararlarına karşı temyiz süresi 30/1/1950 tarih ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 2/3/2005 tarih ve 5308 s. Kanunla değişmeden önceki 8 inci maddesine göre belirlenmekte ise de, temyiz usul ve işlemlerinde 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı HUMK’nın HÜKÜMLERİ UYGULANMAKTADIR.
Her ne kadar uygulamada iş mahkemesinde karşı temyiz yoluyla temyiz hakkı tanınmamakta ise de gerek iş hukuku mevzuatında gerekse de HUMK’nun temyize ait hükümlerinde bunu engelleyen bir hüküm BULUNMADIĞI AÇIKTIR. Bu nedenle 6217 s. Kanunun 30. maddesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfiyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 433/1 inci maddesi gereğince temyiz dilekçesinin hüküm veren mahkeme aracılığıyla karşı tarafa tebliğ edilmesi ve karşı tarafa temyiz dilekçesine karşı cevap verme ve karşı temyiz isteminde bulunmak hakkının TANINMASI GEREKLİDİR.
Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda yapılan incelemede;
Davalı vekiline ait temyiz dilekçesinin davacı vekiline tebliğ EDİLMEDİĞİ ANLAŞILMAKTADIR. Temyiz eden davalı vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nu “Geçici madde 3” atfiyla uygulanmakta olan HUMK’nun 433 üncü maddesi gereğince davacı vekiline Tebligat Kanunu ve ilgili mevzuat dikkate alınarak tebliğ edilmeli ve yasal süre beklenildikten sonra Hukuk Genel Kurulu BAŞKANLIĞINA GÖNDERİLMELİDİR.
Açıklanan nedenle eksiklik giderildikten sonra YARGITAY Hukuk Genel Kurulu Başkanlığı’na gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine geri ÇEVRİLMESİ GEREKMİŞTİR.
S 0 N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenle dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30.09.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
Bir önceki yazımız olan GERÇEK ÜCRET ÜZERİNDEN SİGORTA PRİMİNİN YATIRILMAMIŞ OLMASI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.