Blog

UnalhukukYargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 08.06.2015 tarihli 2014/2313 Esas ve 2015/8358 Karar sayılı ilamında özetle; dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli maluliyet tazminatı istemine ilişkindir. Somut olayda, davacı trafik sigortası bulunmayan motorsiklet sürücüsü olup araçla seyri sırasında plakasız ve tescilsiz motorsikletle arasında kaza meydana gelmiş olup, mahkemece hükme esas alınan kusur raporuna göre, davacı %40, karşı araç sürücüsü %60 kusurludur. Kaza sonucu karşı motorsiklet sürücüsü vefat etmiş olup mirasçılarına davalı güvence hesabınca 17.522,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ödenmiştir. Davalı güvence hesabının ilgili yönetmelik hükmü gereğince rücu hakkının varlığı, davacının olayda %40 oranında kusurlu bulunması dikkate alınarak davalı güvence hesabı vekilince süresinde takas ve mahsup defi ileri sürülmüş bulunduğu göz önünde bulundurularak, mahkemece davalı güvence hesabı tarafından yapılan ödeme güncellenerek davacının kusuru oranına tekabül eden miktar bulunup, mahkemece hükme esas alınan tazminat miktarından indirilmesi gerekir.

Davacı vekili, müvekkilinin sürücüsü bulunduğu motosikletle plakasız ve tescilsiz motosikletin çarpışmaları sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu malul kalacak şekilde yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00-TL maluliyet tazminatının ilk başvuru tarihinin 8 iş günü sonrasından itibaren işleyecek temerrüd faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsilini talep etmiştir

Davacı vekili, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 85.743,03-TL’YE YÜKSELTMİŞTİR.

Davalı Güvence Hesabı vekili, davanın REDDİNİ SAVUNMUŞTUR.

Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile, 85.743,03-TL sürekli iş göremezlik maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının REDDİ GEREKMİŞTİR.

2)Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli maluliyet tazminatı İSTEMİNE İLİŞKİNDİR.

Mahkemece, hükme esas alınan adli tıp uzmanından alınan 11.06.2012 tarihli maluliyet raporunda, davacının trafik kazası sonucu her iki gözde mevcut görme kayıpları arızasının, mevcut haliyle yönetmeliğe göre maluliyetinin %32.3 oranında sayılacağı, tedavisinin devam ettiği dönemde iyileşme süresinin 3 aya kadar UZAYABİLECEĞİ BELİRTİLMİŞTİR. Ancak rapora esas alınan Gaziantep 25 Aralık Devlet Hastanesi’nin 07.09.2010 tarih ve 123388 protokol nolu adli rapor formunda ve şahsın 25.04.2012 tarihinde yapılan muayenesinde kazaya bağlı olarak davacının sağ gözündeki bir arızadan bahsedilmediği hatta anılan raporda, raporun kazadan 2 yıl sonra düzenlendiği, davacının sağ gözündeki arızanın altı yedi yıldır mevcut olduğu yani kazayla illiyet bağı bulunmadığı belirtildiği halde, maluliyet oranı belirlenirken sağ gözdeki arızanın da dikkate ALINDIĞI ANLAŞILMIŞTIR.

Bu halde, mahkemece davacının Çalışma Gücü Kaybı ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine uygun şekilde sağ gözdeki arızanın kazayla ilgili olup olmadığı da değerlendirilmek üzere maluliyet oranının tespitine ilişkin İstanbul Adli Tıp Kurumu İhtisas dairesinden rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi DOĞRU GÖRÜLMEMİŞTİR.

3)Güvence hesabı yönetmeliğinin, rücu hakkının kullanılması başlıklı 16/1-c fıkrası;”Zarardan sorumlu kişilere veya yükümlü sigorta şirketine,”şeklindedir.

Somut olayda, davacı trafik sigortası bulunmayan motorsiklet sürücüsü olup araçla seyri sırasında plakasız ve tescilsiz motorsikletle arasında kaza meydana gelmiş olup, mahkemece hükme esas alınan kusur raporuna göre, davacı %40, karşı araç sürücüsü %60 KUSURLUDUR. Kaza sonucu karşı motorsiklet sürücüsü vefat etmiş olup mirasçılarına davalı güvence hesabınca 17.522,00-TL destekten yoksun kalma TAZMİNATI ÖDENMİŞTİR. Davalı güvence hesabının anılan yönetmelik hükmü gereğince rücu hakkının bulunması, davacının olayda %40 kusurlu bulunmasına göre davalı güvence hesabı vekilince süresinde takas ve mahsup defi ileri sürülmüş bulunduğu halde, mahkemece davalı güvence hesabı tarafından yapılan ödeme güncellenerek davacının kusuru oranına tekabül eden miktar bulunup, mahkemece hükme esas alınan tazminat miktarından indirilmesi gerekirken bu konuda karar verilmemesi DOĞRU GÖRÜLMEMİŞTİR.

SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 08.06.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan BOŞANMADA AFFEDİLEN YADA HOŞGÖRÜYLE KARŞILANAN DAVRANIŞLAR KUSUR SAYILMAZ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.