Sanığın cezaevindeki kendisine ait dolapta suç konusu esrarı kullanmak amacıyla bulundurduğu, sanık hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” ve “infaz kurumuna uyuşturucu madde sokma” suçlarından kamu davası açıldığı, sanığın tek olan fiilinin belirtilen suçları oluşturduğu, TCK’nın 297.maddesinin 1.fıkrasının ikinci cümlesinde infaz kurumuna yasak eşya sokma suçunu oluşturan eşyanın temin edilmesi veya bulundurulmasının ayrı bir suç oluşturması halinde, fikri içtima hükümlerine göre belirlenecek olan cezanın da yarı oranında artırılacağının öngörüldüğü gözetilerek; sanık hakkında tefrik edilen dosyanın akıbeti araştırılarak, derdest durumda ise asıl dosya ile birleştirilmesi,karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiş ise, sözü edilen dosyanın Yargıtay’ın denetimine esas olacak şekilde dosyamızın arasına alındıktan sonra , daha ağır sonuç doğuran ve TCK’nın 297.maddesinin 1.fıkrasında tanımlanan “infaz kurumuna uyuşturucu madde sokma” suçundan hüküm kurulması gerekirken, tek olan eylem ikiye bölünerek yazılı şekilde hüküm kurulması kanuna aykırıdır. Buna ilişkin karar şu şekildedir:
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1)Sanığın cezaevindeki kendisine ait dolapta suç konusu esrarı kullanmak amacıyla bulundurduğu, sanık hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma ” ve “infaz kurumuna uyuşturucu madde sokma” suçlarından kamu davası açıldığı, sanığın tek olan fiilinin belirtilen suçları oluşturduğu; TCK’nın 297 nci maddesinin 1 inci fıkrasının ikinci cümlesinde infaz kurumuna yasak eşya sokma suçunu oluşturan eşyanın temin edilmesi veya bulundurulmasının ayrı bir suç oluşturması halinde, fikri içtima hükümlerine göre belirlenecek cezanın yarı oranında artırılacağının öngörüldüğü gözetilerek; sanık hakkında tefrik edilen dosyanın akıbeti araştırılıp, derdest ise asıl dosyayla birleştirilmesi, karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiş ise, sözü edilen dosyanın YARGITAY denetimine esas olacak şekilde dosyamız arasına alındıktan sonra, daha ağır sonuç doğuran ve TCK’nın 297 nci maddesinin 1 inci fıkrasında tanımlanan “infaz kurumuna uyuşturucu madde sokma” suçundan hüküm kurulması gerekirken, tek olan eylem ikiye bölünerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Kabul ve uygulamaya göre:a- Suçun konusunu oluşturan eşyanın bulundurulmasının ayrı bir suç teşkil etmesi nedeniyle, sanık hakkında hükmolunan temel cezadan, TCK’nın 297/1-2. cümlesi uyarınca, artırım yapılması yoluna gidilmemesi,
b- Sanığın suça konu esrarı kimden ve ne suretle elde ettiği hususunda bilgi vermediği olayda, etkin pişmanlık koşullarının bulunmadığı nazara alınmadan, cezasından TCK’nın 297/4 üncü maddesi uyarınca indirim yapılması,
c- 5237 Sayılı TCK’nın 53 üncü maddesinin 3 üncü fıkrası uyarınca 53/1-c madde ve bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden, yoksunluğun tümü için koşullu salıverilmeye kadar sürmesine karar verilmesi,
d- 5237 Sayılı TCK’nın suça konu uyuşturucu maddelerin, TCK’nın 54/4 üncü maddesi uyarınca müsaderesi yerine, aynı Kanunun 54/1 inci maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi ve aynı madde uyarınca İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nce suç konusu maddelerden alınan şahit numunenin de, müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden ve 5320 Sayılı Kanun’un 8 inci maddesi yollamasıyla CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 09.03.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
T.C. YARGITAY 16.CEZA DAİRESİ
ESAS: 2015/161 KARAR:2015/23 TARİH:09.03.2015
Bir önceki yazımız olan KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.