Özet: Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, eşine karşı ilgisiz davranan, aşırı kıskançlık gösteren, ailesinin evliliğe müdahalesine ve eşini aşağılamasına sessiz kalan davacı-davalı koca yanında; eşine ilgisiz davranan, eşinden tiksindiğini söyleyen ve cinsel ilişkiden kaçınan kadın da kusurlu olup, birinin kusurunun diğerinin kusurundan üstün tutulmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde de taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı-davalı koca da dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı-davalının davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde yetersiz gerekçe ile reddi doğru olmamıştır.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından; her iki dava yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 19.03.2012 günü temyiz eden davacı-davalı Mahmut Biberle vekilleri gelmediler. Karşı taraf davalı-karşı davacı Birsen Biber vekili Av. Filiz Erdoğan geldi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, eşine karşı ilgisiz davranan, aşırı kıskançlık gösteren, ailesinin evliliğe müdahalesine ve eşini aşağılamasına sessiz kalan davacı-davalı koca yanında; eşine ilgisiz davranan, eşinden tiksindiğini söyleyen ve cinsel ilişkiden kaçınan kadın da kusurlu olup, birinin kusurunun diğerinin kusurundan üstün tutulmasının mümkün BULUNMADIĞI ANLAŞILMAKTADIR. Bu halde de taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut VE SABİTTİR. Olayların akışı karşısında davacı-davalı koca da dava AÇMAKTA HAKLIDIR. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı-davalının davasının da kabulüyle boşanmaya (TMK md. 166/1) karar verilecek yerde yetersiz gerekçeyle reddi DOĞRU OLMAMIŞTIR.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı-davacı kadının kabul edilen boşanma davası ve fer’ilerine yönelik temyizinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
Yargıtay
2. Hukuk Dairesi
Esas : 2012/6414
Karar : 2013/7412
Tarih : 19.03.2013
Bir önceki yazımız olan "Yargıtay Kanunu İle Hukuk Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'' başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.