T.C.YARGITAY12. HUKUK DAİRESİ E. 2014/12188 K. 2014/15555 T. 29.05.201 YABANCI UYRUKLU ALACAKLININ İCRA TAKİBİ YAPMASI, TEMİNAT YÜKÜMLÜLÜĞÜNE UYULMAMASI SEBEBİYLE TAKİBİN İPTALİ TALEBİ ve MÜTEKABİLİYET ESASI…
* TEMİNAT YÜKÜMLÜLÜĞÜNE UYULMAMASI SEBEBİYLE TAKİBİN İPTALİ TALEBİ ( Alacaklının Moritanya’da Kurulu Olduğu – Moritanya İle Türkiye Arasında Çok Taraflı veya İkili Anlaşmalarla ya da Fiili Mütekabiliyet Esasına Göre Muafiyet Olup Olmadığının Araştırılacağı/Bulunmaması Halinde Yeterli Miktarda Teminat Takdir Edilip Bu Teminatı Bloke Etmesi İçin Uygun Bir Süre Verileceği )
* YABANCI UYRUKLU ALACAKLININ İCRA TAKİBİ YAPMASI ( Yabancı Gerçek veya Tüzel Kişilerin Yargılama ve Takip Giderleriyle Karşı Tarafın Zarar ve Ziyanını Karşılamak Üzere Teminat Göstermek Zorunda Olduğu – Yabancı Uyruklu Kişinin Vatandaşı Olduğu Ülke İle Türkiye Arasında Karşılıklılık Bulunması Halinde Yabancı Kişinin Teminattan Muaf Tutulması Gerektiği )
* İCRA TAKİBİ YAPMANIN ÖN KOŞULU ( Teminat Hususunun Takip Yapmanın Ön Koşulu Olduğu ve Mahkemece Resen Gözetileceği – Yabancıların Yargılama ve Takip Giderleriyle Karşı Tarafın Zarar ve Ziyanını Karşılamak Üzere Teminat Göstermek Zorunda Olduğu/Yabancı Uyruklu Kişinin Vatandaşı Olduğu Ülke İle Türkiye Arasında Karşılıklılık Bulunması Halinde Yabancı Kişinin Teminattan Muaf Tutulacağı )
* MÜTEKABİLİYET ( Yabancı Gerçek veya Tüzel Kişilerin Yargılama ve Takip Giderleriyle Karşı Tarafın Zarar ve Ziyanını Karşılamak Üzere Teminat Göstermek Zorunda Olduğu – Yabancı Uyruklu Kişinin Vatandaşı Olduğu Ülke İle Türkiye Arasında Karşılıklılık Bulunması Halinde Yabancı Kişinin Teminattan Muaf Tutulması Gerektiği )
5718/m. 48
Lahey Sözleşmesi/m. 17
ÖZET : Borçlu, alacaklının yabancı uyruklu olması sebebi ile teminat yatırmadan takibe geçmiş olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep edilmiştir.
Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır. Türk hâkimi, yabancı davacının, davaya katılanın veya icra takibinde bulunanın vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) var ise, bu kişiyi teminattan muaf tutacaktır.
Teminat hususu takip yapmanın ön koşulu olup, mahkemece re’sen gözetilmelidir.
Alacaklının Moritanya’da kurulu olduğu ve icra takibi yaparken bir teminat gösterilmediği beyan edilerek, alacaklı tarafından teminat gösterilmesi ve teminatın depo edilmesi gerektiği ileri sürülmüştür. Alacaklının tabiiyetinde bulunduğu Moritanya ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla yahut fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyet olup olmadığı araştırıldıktan sonra, yok ise mahkemece, karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılayacak yeterli miktarda teminat takdir edilip alacaklı vekiline bu miktarı bloke etmesi için uygun bir süre verilerek teminat yükümlülüğünün yerine getirilmesine karar verilmesi gerekir. Muafiyet olmamasına rağmen takdir edilen teminat yatırılmaz ise takibin iptaline karar verilmesi gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Nezihe Deniz Güner tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlu vekili tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, borçlu hakkında rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takiple ilgili olarak diğer itiraz ve şikayetleri yanında, alacaklının yabancı uyruklu olması sebebi ile teminat yatırmadan takibe geçmiş olduğu ileri sürülerek takibin iptali talep edilmiş, mahkemece borçlu vekilinin şikayetinin süresinde olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Türk Hukukunda kişilerin hak arama özgürlüklerini kullanmaları herhangi bir sınırlandırmaya tâbi tutulmamıştır. Ancak bazı istisnai durumlarda dava açan veya takip hakkını kullananın önceden belirlenen bazı özel yükümlülükleri yerine getirmesi şart koşulabilir. Bu istisnai şartlardan biri de teminat gösterme yükümlülüğüdür (cauta judicatum solvi).
Alacaklının takipte haksız çıkması halinde borçlunun uğrayacağı muhtemel zararların istenebilmesinin zor veya imkansız olacağı zannedilen bazı özel durumlarda kanun koyucu tarafından teminat gösterilmesi gerekli görülmüştür.
5718 sayılı MÖHUK madde 48/1’e göre; “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır”. MÖHUK’ta teminat gösterme yükümlülüğü konusunda “yabancılık” ölçütü esas alınmıştır. Buna karşın davalının veya kendisine karşı takibe girişilen karşı tarafın vatandaşlığı, bu madde kapsamında da bir öneme sahip değildir
MÖHUK madde 48/2’de ise; “Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar” hükmü yer almaktadır. Buna göre Türk hâkimi, yabancı davacının, davaya katılanın veya icra takibinde bulunanın vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) var ise, bu kişiyi teminattan muaf tutacaktır. Karşılıklılık, iki devlet arasında imzalanan (iki taraflı) anlaşma veya iki devletin de taraf olduğu uluslararası (çok taraflı) anlaşma ile sağlanabileceği gibi, kanuni veya fiili karşılıklılık şeklinde de sağlanabilir.
Az yukarıda belirtilen anlaşmalardan biri de 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi olup, anılan sözleşmenin 17. maddesinde; âkit devletlerden birinde ikamet eden ve diğer bir devletin mahkemeleri huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunan âkit bir devletin vatandaşlarından yabancı olmaları sebebi ile herhangi bir teminat istenemeyeceği düzenlenmiştir.
Öte yandan, anılan maddelerde öngörülen teminat hususu takip yapmanın ön koşulu olup, mahkemece re’sen gözetilmelidir.
Somut olayda borçlu, alacaklının Moritanya’da kurulu olduğunu ve aleyhlerine icra takibi yaparken MÖHUK 48 gereğince bir teminat göstermediğini beyan ederek, alacaklı tarafından ilgili yasa çerçevesinde teminat gösterilmesi ve teminatın depo edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
O halde mahkemece, alacaklının tabiiyetinde bulunduğu Moritanya ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla yahut fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyet olup olmadığı araştırıldıktan sonra, yok ise mahkemece, karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılayacak yeterli miktarda teminat takdir edilip alacaklı vekiline bu miktarı bloke etmesi için uygun bir süre verilerek teminat yükümlülüğünün yerine getirilmesine karar verilmesi; muafiyet olmamasına rağmen takdir edilen teminat yatırılmaz ise takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, bu prosedüre uyulmadan istemin süresinde olmadığından bahisle reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Bir önceki yazımız olan İş sözleşmesini fesih önerisinin işçiden geldiği ispatlanmadıkça “İkalenin” mevcudiyetinden de söz edilemez. başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.