Blog

https://www.google.com.tr/search?q=sivil+toplum+kurulu%C5%9Flar%C4%B1&newwindow=1&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ei=o8BYU5OCAYrY7Aax24G4Dg&ved=0CAgQ_AUoAQ&biw=1366&bih=667#facrc=_&imgdii=_&imgrc=6f79qeAvEdXkrM%253A%3BzxwfD9bMZk5hkM%3Bhttp%253A%252F%252Fwww.e-devlet.in%252Fwp-content%252Fuploads%252F2013%252F12%252Fsivil-toplum-kurulu%2525C5%25259Flar%2525C4%2525B1.jpg%3Bhttp%253A%252F%252Fwww.e-devlet.in%252Fsivil-toplum-orgutleri.html%3B300%3B249Meclise 10.04.2014 tarihinde sunulan kanun teklifi ile İş Kanununda değişiklik yapılarak kamu yararına faaliyet gösterme izni bulunan ve engellilere hizmet amacıyla çalışan dernek, vakıf, federasyon ve konfederasyonlarda istihdam edilen personelin işverene ait primlerinin Hazinece karşılanması amaçlanmaktadır.

Ülkemizde Bakanlar Kurulu kararıyla kamu yararına faaliyet gösterme izni verilen dernek ve engelliler alanında faaliyet gösteren vakıflar her ne kadar özel hukuk tüzel kişisi olsalar da ifa etmekte oldukları görev kamu hizmeti niteliği taşımaktadır. Kamu yararına çalışan dernek ve sivil toplum kuruluşları toplumun beklentisi doğrultusunda hizmet vermektedirler. Engelliler ile ilgili STK’lar finansman bakımından bağışa bağlı olarak faaliyetlerini sürdürmekte, günümüz sosyo ekonomik şartlarında bu durum devamlılık arz edememesi bakımından sıkıntılara neden olmakta, dolayısıyla söz konusu kuruluşlar sağlıklı bir hizmet verememe durumuyla karşı karşıya kalmaktadırlar.

Oysa bu şekilde hizmet veren dernekler, vakıflar ve bu kuruluşların üst kuruluşları, sürdürmekte oldukları görevlere karşılık, gelir temin etme, yardım toplama, kampanya düzenleme ve ticari faaliyette bulunma bakımından hiçbir imtiyaza sahip bulunmamakta, beklentileri karşılayabilmek adına piyasa koşullarında ve gönüllülük esasıyla ayakta durmaya çalışmaktadırlar. Bu durum, alandaki sermaye birikimi eksikliği, rekabet koşullarında fırsat eşitliğinin bulunmaması gibi nedenlerle amaçlanan gelirin teminini engellemekte, sınırlı kaynakla faaliyet göstermek zorunda kalan dernek ve vakıfların vasıfsız personel istihdam etmek yahut ihtiyaç olan insan kaynağını kullanamaz duruma düşmesine sebep olmaktadır. Ayrıca primlerin ödenememesi sivil toplum kuruluşlarının itibarını zedeleyerek, bir dizi ekonomik faaliyetin gerçekleştirilmesini de olanaksız hale getirmektedir. Ödenememiş primler nedeniyle, ciddi sayıda STK’nın malvarlığına ipotek ve haciz konulmuş, yöneticileri aleyhine takip kararı alınmış bulunmaktadır. Durumun, mevcut koşullarda sürdürülmesi halinde kaçınılmaz olarak, bu kuruluşlara ait malvarlıklarının satılmasını, yöneticilerinin mal varlıklarına el konulmasına neden olacağı açıktır. İşbu kanun teklifi, kamu yararına faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ile derneklerin teşvik edilmesini sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.

Kanun teklifi açıklanan amaçların gerçekleştirilebilmesi doğrultusunda, 4857 sayılı İş Kanunu 30. Madde 6. Fıkrasına; kamu yararına faaliyet gösterme izni bulunan ve engellilere hizmet amacıyla çalışan dernekler ile engellilere hizmet amacıyla faaliyet gösteren vakıflar, federasyon ve konfederasyonlar istihdam ettikleri personelin 506 sayılı kanundan kaynaklanan yükümlülüklerden işverene ait olan payları hazinece karşılanır’ şeklinde yeni bir hüküm eklenmesini öngörmektedir.

Bir önceki yazımız olan Yargıtay, İşyerinde Psikolojik Şiddetin Mobbing Olduğuna Hükmetti başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.