Author Archives: admin

asd2.jpgYargıtay, tüketici hakem heyeti kararına itiraz davasının yapılan yargılaması sonucunda hükmedilecek vekalet ücreti ile ilgili karar vermiştir. Yerel mahkemede görülen davada davacı, davalının tüketici kredisi kullandığını, kendisinden hesap işletim ücreti tahsil edildiğini, Şarkikaraağaç Tüketici Sorunları Hakem Heyeti 10.07.2012 tarih, 2012/8 kararında, 200,09TL hesap işletim ücretinin tüketiciye iadesine karar verildiğini ileri sürmüş, heyet kararının iptalini talep etmiştir. Mahkeme, tahsil edilen ücretin tüketici kredisi veya kredi kartından kaynaklanmadığını, bankacılık işleminden kaynaklandığını, mevduat hesabından alınan hesap işletim ücretine ilişkin olduğunu, dolayısıyla uyuşmazlığın çözümünde hakem heyetinin görevli olmadığını gerekçe göstererek heyet kararının görev yönünden iptaline, 660,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmetmiş, ancak karar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlık, davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin miktarı hususundadır. Davacı 200,09TL hesap işletim ücretinin davalıya iadesine ilişkin heyet kararının iptali istemiyle davayı açmıştır. Mahkeme davanın kabulüne, 660,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir.

Devamını Oku..

polisakademisi.jpgİçişleri Bakanlığı tarafından Polis Meslek Yüksekokulları Giriş Yönetmeliği’ nde yapılan değişiklik ile polis adaylarına psikolojik test uygulanmaya başlanacağı düzenlenmiştir. Söz konusu düzenleme ile, fiziksel yeterlilik, mesleki psikolojik değerlendirme, mülakat ve yazılı sınav olmak üzere dört aşamalı olan giriş sınavlarının üç aşamaya indirilmesi ve mesleki psikolojik değerlendirme komisyonunun kaldırılarak yerine Polis Akademisi Başkanlığı’ nın talep edeceği, psikolog veya rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümü mezunu bir kişi mülakat sınav komisyonuna alınacak. Yeni yönetmelikte, polis adaylarının komisyon önüne çıkmadan önce psikolojik yeterlilik testine tabi tutulması ve psikolojik test sonucunun, tek başına eleme nedeni olmayıp, tavsiye niteliğinde olacağı öngörülüyor. Düzenlemeye göre, adayların mülakat sınavı puanları, mülakat sınavı komisyonunun ortak kararıyla belirtilen beş kategoride belirlenecek.

tbb2.jpgGeçtiğimiz hafta Resmi Gazete’de yayınlanan düzenleme ile getirilmesi öngörülen Avukatlık Sınavı’nın Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanması hususunda kanun teklifi 18.06.2014 tarihinde meclise sunulmuştur. Avukatlık stajına kabul sınavıyla seçileceklerin, stajın başlangıcında en azından hukuk bilgisine büyük oranda hakim olanlardan oluşması hedeflendiğinde, staja önemli bir birikimle başlanması sağlanacak, hukuk fakültelerindeki içerik bilgilere geri dönülmesi gereği duyulmadan, zaman kaybı yaşanmaksızın, stajyerin mesleki bilgi ve tecrübesi ile hukuk bilgisini uygulama yeteneğinin yükseltilmesi imkanı sağlanacaktır. Staja başlayabilmek için, tarafsızlığından kuşku duyulmayacak ve mesleğin tüm zorluklarını ve hukuk adamının niteliklerini en kapsamlı şekilde ortaya koyabilen bir sınavın yapılması, hem hukuk bütünlüğü hem de objektif ve standart bir kalitenin korunması bakımından önem teşkil etmektedir. Bu sebeplerle, meclise sunulan Avukatlık Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinde, avukatlık sınavının Türkiye Barolar Birliği’nce yapılacağı hususu öngörülmüştür.

yarrgtay.jpgYargıtay, eda hükmü içermeyen katkı alacağı ilamının hükmedilen yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile bunların ferleri yönünden takibin mümkün olmasına karşın bunlar dışında kalan kısımlar yönünden ilamlı icra takibi yapılamayacağına hükmetmiştir. İlamların icrası yoluyla başlatılan takibe dayanak ilamın, eda hükmü içermediği iddiasına dayalı takibin iptaline ilişkin olarak açılmış davanın hüküm kısmında ‘davacının katkı alacağı isteminin kısmen kabulü ile, davacının dava konusu taşınmazla ilgili katkı alacağı olduğunun tespitine ve bu miktar alacağın, davanın ıslah tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte dava konusu taşınmazın değerinden düşüldükten sonra dava konusu taşınmazın arta kalan değerinin davacı dahil diğer yasal mirasçılarla birlikte paylaşılmasına hükmedilmiştir. İlam bu haliyle eda hükmü içermemektedir. Söz konusu ilama dayanarak, ilamda hükmedilen yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile bunların ferileri dışındaki kısımlar yönünden ilamlı icra takibi yapılması hukuka aykırılık teşkil etmektedir.

Devamını Oku..

icraedit.jpgYargıtay, usul ekonomisi ilkesi gereği itirazın iptali ilamından kaynaklanan alacak kalemlerinin ayrı bir takibe konu edilebileceği yönündeki içtihadından dönmüştür. Alacaklının, itirazın iptali ilamını ibraz etmek suretiyle ilk takip dosyası olan ilamsız takip dosyası üzerinden icra emri göndererek veya muhtıra tebliğ ettirerek ilamdan kaynaklanan tüm alacaklarına kavuşma imkanı bulunmaktadır. Buna rağmen yeni bir takip açılması, usul ekonomisine ters düşeceği gibi, davet ve hesaplamanın tek dosya üzerinden yapılabilmesi imkanı bulunduğu halde yeni dosyalar açılması ve her dosyanın değişik şikayetlere konu edilebilmesi nedeniyle fazladan iş yoğunluğuna neden olması söz konusu olacaktır. Bu nedenle Yargıtay, itirazın iptali ilamından kaynaklanan alacak kalemlerinin ayrı bir takibe konu edilebileceği yönündeki içtihadından dönmüştür.

Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK 30. maddesi, hakimin yargılamanın düzenli bir biçimde yürütülmesi ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamak ile yükümlü olduğunu düzenlemektedir. Olayda, ilamsız takibe itiraz edilmiş, itirazın iptali istemi üzerine Asliye Ticaret Mahkemesi’nce itirazın iptaline, takibin devamına, inkar tazminatına hükmedilmesine ve harç, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Ticaret Mahkemesi’nin bu kararında eda hükmü içeren inkar tazminatı, yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti alacağı ayrıca ilamlı takibe konu edilmiştir.

Devamını Oku..

themiss.jpgYargıtay, yargılamanın makul sürede yapılmayarak adil yargılanma hakkının ihlal edilmesi hususunda karar vermiştir. Başvurucu,1.7.2005 tarihinde İzmir 4. İş Mahkemesi’nde açtığı tazminat davasının halen devam ettiğini, makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek tazminat talep etmiştir. Başvurucu, bir işyerinde çalıştığı sırada 1.3.2005 tarihinde pres makinesine elini kaptırması sonucu sağ ve sol el başparmaklarını kaybetmiştir. Başvurucunun olayla ilgili olarak, pres makinesinin bakımının yapılmadığı ve gerekli önlemlerin alınmadığı iddiasıyla işyeri sahibi ve işyeri teknik sorumlusu aleyhine açmış olduğu davada, iş görme kaybı nedeniyle maddi ve manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir. Yargılama, anılan mahkemede devam etmekte olup, 31.3.2014 tarihli duruşmada davanın 9.6.2014 tarihine ertelenmesine kara verilmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 30. maddesinde usul ekonomisi ilkesi; ‘hakim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.’ şeklinde düzenlenmiştir. Başvurucu, 15.3.2005 tarihinde meydana gelen iş kazası sonunda başparmaklarının koptuğunu, fiziksel, psikolojik ve ekonomik açıdan zarar gördüğünü, 1.7.2005 tarihinde İzmir 4. İş Mahkemesi’nde açtığı tazminat davasının 7 yıldan fazla süredir devam ettiğini, temyiz ve infaz aşamasının hiç başlamadığını, makul sürede yargılama yapılmadığını, dava dosyasının düzgün şekilde incelenmediğini belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş, ihlalin tespiti ile maddi ve manevi tazminat ödenmesini talep etmiştir. Anayasa’nın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesi, herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olacağını düzenlemektedir.  Yine Anayasa’nın ‘duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması kenar başlıklı 141. maddesi ‘davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.’ şeklinde düzenlenmiştir.

Devamını Oku..

cbbe.jpg17.04.2014 (bugün) tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Staj Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğe göre; avukat adaylarının avukatlık stajına başlayabilmeleri için yazılı olarak yapılan staja kabul değerlendirmesinde başarılı olmaları şartı getirilmiştir. Staja kabul değerlendirmesi, TBB ile imzalanacak protokole göre ÖSYM Başkanlığına veya yükseköğretim kurumları arasında belirlenecek bir kuruluşa yaptırılacak, Türkçe, mantıksal akıl yürütme ve genel kültür konuları ile anayasa hukuku, medeni hukuk, borçlar hukuku, hukuk yargılaması usulü, ticaret hukuku, icra ve iflas hukuku, ceza hukuku, ceza yargılaması usulü, idare hukuku ve idari yargılama usulü, hukuk felsefesi, hukuk sosyolojisi ve vergi hukuku konularını kapsayacaktır. Staja kabul değerlendirmesinde Türkçe, mantıksal akıl yürütme ve genel kültür soruları otuz, alan bilgisi soruları yetmiş puan ağırlığında olacak şekilde düzenlenecektir. Staja kabul değerlendirmesinde yüz üzerinden en az yetmiş puan alanlar başarılı sayılacak, başarılı olanlara iki yıl geçerlilik süresine sahip başarı belgesi verilecektir. Staja kabul değerlendirmeleri yılda en az üç defa yapılacaktır. Yayınlanan yönetmeliğe göre, yönetmelik hükümleri yürürlük tarihinden itibaren altıncı ayın son günü dahil olmak üzere altı ay içinde yani 17.12.2014 tarihine kadar staja başvuranlar ile staj yapmakta olanlar hakkında uygulanmayacaktır.

kadastro.jpgYargıtay 18. HD. Kamulaştırma bedelinin tespiti davalarının sonuçlandırılma süreleriyle ilgili karara hükmetti. Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tesciline ilişkin olarak açılan davada, dava konusu taşınmaz Bakanlar Kurulu Kararı ile belirtildiği üzere fiilen meskun halde bulunmayan dolayısıyla arsa niteliğinde kabul edilemeyen bir taşınmazdır. Taşınmazın arazi olarak değerlendirilmesi gerekirken arsa olarak değerlendirilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. Maddesine eklenen fıkra ile kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içerisinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirilmiştir. Yürürlük tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı beraber değerlendirildiğinde, yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihinde kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir. Söz konusu davada, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm temyiz edilmiştir.

Devamını Oku..

tbmm2.jpgTürk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 3. Bölümü TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.

Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlarla İlgili Düzenlemeler 

Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişiye, mağdurun şikayeti üzerine, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verilecek. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde verilecek ceza 2 yıl ile 5 yıl arasında olacak.Suçun, vücuda organ ya da bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda verilecek ceza, 12 yıldan az olmayacak. Bu suçun eşe karşı işlenmesi halinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikayetine bağlı olacak.Suçun; beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey anne, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından, silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte, insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi halinde bu cezalar yarı oranında artırılacak.

Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin, kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacak. Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilecek.Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde 4 yıl ile 8 yıl arasında ceza verilecek.Cinsel istismarın vücuda organ ya da bir cisim sokularak gerçekleştirilmesi durumunda verilecek ceza, 16 yıldan az olmayacak.Suçun; birden fazla kişi tarafından birlikte, insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım ya da gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından ve kamu görevinin ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde ceza yarı oranında artırılacak.

Devamını Oku..

tbb2.jpgSavunma tarafı yargılamanın olmazsa olmaz unsurudur. Yargının kurucu unsurları arasında ayrım yapılmaksızın, hakim ve savcı stajyerlerine sağlanan maddi koşulların avukat stajyerlerine de sağlanması amacıyla, stajyerlerin staj süresince kendi maddi yaşamlarını ve mesleki eğitimlerini sürdürmesine yarayacak ücreti alması gerekmektedir. Karşılıksız olması gereken bu ücret hakim ve savcı stajyerlerinin ücretlerinin karşılandığı kaynaktan karşılanmalıdır. Hazineden karşılanacak kaynağın stajyere ödeme biçim ve yönteminin TBB ve ilgili baro tarafından yapılması, ancak Hazine ilgili kaynağı doğrudan TBB’ye aktarılması öngörülmüştür. Stajyerlerin sağlık güvencesine kavuşturulmaları, SGK’ya tabi olmaları, sigorta primleri konularında hakim ve savcı adaylarına uygulanan yönteme paralel olarak verilecek ücretten kesilmeli ve ilgili kuruma TBB veya ilgili baro tarafından ödenmelidir. Bu ve benzeri konularda ayrıntılı düzenlemenin TBB tarafından çıkartılacak yönetmelikle düzenlenmesi yerinde olacağından, kanun teklifi bu hususlarda yalnızca değişiklik yapılmasını ön görmüş olup 1136 sayılı Avukatlık Kanunu 27. madde 4. fıkrada yer alan ‘kredi’ kelimesi yerine ‘burs’ sözcüğünün getirilmesi şeklinde değişiklik yapmıştır.

Devamını Oku..

haddockswearing.jpgYargıtay 4. CD. 2012/35914E., 2014/2639K. ve 30.01.2014 tarihli kararında, ‘lan’ sözcüğünün hakaret niteliğinde kabul edilip edilemeyeceği ile ilgili olarak hüküm kurmuştur. Söylenen sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmesi için açıkça onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Sanığın, ifadesini almayan polis memurlarına söylediği kabul edilen ‘beni burada tutamazsınız lan’ şeklinde ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerin, müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurları oluşmadığı gözetilmelidir. Hakaret eyleminin karakolda ifade ama odasında gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında, aleniyet unsurunun ne suretle oluştuğu tartışılıp açıklanmadan cezanın artırılması yasaya aykırıdır.

Hakaret fillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmesi, sözlerin açıkça onur, şeref, ve saygınlığı rencide edecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Olay günü sanığın, kendisinin ifadesini almaya çalışan polis memuru müştekiye söylediği kabul edilen ‘beni burada tutamazsınız lan’ şeklinde ve kaba hitap tarzı niteliğinde sözlerin, müştekinin onur, haysiyet, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi, kabule göre de, hakaret eyleminin karakolda ifade alma odasında gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında, aleniyet unsurunun ne suretle oluştuğu açıklanmadan yetersiz gerekçe ile cezanın arttırılması kanuna aykırıdır. Bu nedenle kanuna aykırı olarak verilen hükmün bozulmasına oybirliği ile karar verilmiştir.

Devamını Oku..

24 Ekim 2013 tarihinde Meclis’e sunularak, ancak 29 Nisan 2014 tarihinde görüşülen Soma’daki Madenlerde Meydana Gelen İş Kazalarının Araştırılmasına Yönelik Önerge, Soma’da meydana gelen  ve 282 işçinin ölümüne neden olan maden kazasının yaşanmasından iki hafta önce reddedilmiştir. 

Devamını Oku..

ta1.jpgAçıklanan resmi rakamlara göre Türkiye’de çalışan taşeron işçi sayısı 661 bin olarak belirtiliyor ancak gerçek rakam 1 milyon 200 bini aşıyor. Taşeron işçilerin %10’unun maaşı asgari ücret görünüyor ama taşeron bankadan verdiği ücretin bir kısmını elden alıyor. Ucuz işçilik ve yandaşa para aktarmak için çalıştırılan taşeron işçilerle ilgili olarak Hak- İş Konfederasyonu tarafından yapılan ‘Taşeron İşçisi Gerçeği Araştırması’nda işçilerin %22.6’sı yandaşlara para/kaynak aktarmak, %51’i ucuz işçilik, %16.3’ü sendikal ve sosyal haklardan mahrum bir işçilik yaratmak için taşeron tercih edildiğini düşünüyor. Getirilen taşeron kanununun başta Karayolları Genel Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı ve Türkiye Kömür İşletmeleri olmak üzere yaklaşık 161 bin işçinin durumunu netleştirmesi bekleniyor. Kamuda çalışan yaklaşık 661 bin taşeron işçini 161 bini asıl işi yapıyor.

Hazırlanan taşeron kanunu ile; kamuda çalışan taşeron işçilerin kıdem tazminatlarını, söz konusu kamu kuruluşunun üstleneceği, hangi işlerin taşerona verileceği hususunu Bakanlar Kurulu’nun belirleyeceği, hem kamu hem özel sektörde taşeron işçilerin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin işe başlamadan alınacağı, bunun gözetim ve denetiminden de asıl işverenin sorumlu olacağı, kamu ve özelde asıl işverenin, taşeron işçinin ücretlerinin ödenmesinden de sorumlu tutulacağı ve ücretlerin bankaya ödeneceği, taşeron işçinin sürekliliğini sağlamak amacıyla yapılan sözleşmelerin en az üç yıllık olacağı, taşeron işçinin sendikalı olması durumunda aradaki ücret farkının kamu kuruluşu tarafından üstlenileceği, yer altı işçileri için altı aylık kıdeme sahip olma şartının kaldırılacağı, yer altı işçilerinin yıllık izin sürelerinin diğere işçilere kıyasla dört gün daha fazla olacağı, yer altı işçilerinin mevcut sistemde 45 saat olarak uygulanan çalışma saatlerinin azami 36 saate düşürüleceği, azami mesainin 6 saat ile sınırlı olacağı, taşerona verilmeyen asıl işlerin artık yasal olarak taşerona aktarılabileceği konuları düzenleniyor.

Devamını Oku..

vergi2.jpgMeclise sunulan vergi affı paketiyle, vergiler, SGK primleri, idari para cezaları, takipteki kamu alacaklarında gecikme faizlerinden ve cezalardan vazgeçilmesi, tüm borçların ÜFE ve TÜFE’ye göre yeniden yapılandırılması, 18 aya kadar ödeme imkanı getirilmesi, sigara cezaları dışında kalan 120TL’nin altındaki idari para cezalarının silinmesi gibi borçlu lehine pek çok uygulama ve af getirilmesi öngörülüyor. En son 2011 yılında, başka vergi affı olmayacağını belirterek af çıkaran hükümet, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde tekrar vergi affı çıkartılmasını teklif ederek borçlarını düzenli ödeyen vatandaşın güvenini sarsmıştır. Teklif edilen vergi affının yürürlük kazanması ile, vergilerini zamanında ödeyen insanların haksızlığa uğrayacağı hususu tartışma yaratmıştır. Zira hükümet, vergisini düzenli ödeyen vatandaş için hizmet etmek yerine, borcunu ödemeyeni ödüllendirermektedir.Devlete ve uygulanan vergi sistemine güvenin zedelenmesi ise hükümet açısından bağlayıcılık teşkil etmemektedir.

Orta gelir düzeyli vatandaş için avantaj olarak değerlendirilebilecek kanun teklifinin önemli noktalarından biri; bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri şirketlerin bilançoda görünen ancak fiilen ortada olmayan, şirket hesabından çekilerek kayıt dışı olarak belgesiz kullanılan meblağın, belgesiz şekilde kullanıldığının beyan edilmesi halinde yalnızca %3 vergi alınacağının düzenlenmesi. Şirketten borç çekilmesinin ve geri ödenmesinin çok sıkı kurallara bağlandığı Türk Ticaret Kanunu ile taban tabana zıtlık teşkil eden böyle bir kanun teklifinin yürürlük kazanması halinde uygulamada çıkacak sorunlar ve şirket bilançolarında görülüp şirket işlemleri haricinde belgesiz olarak, nereye harcandığı belli olmayacak şekilde kullanılacak para bakımından ticari güvenlik hususunun ne derece yıpranacağı da ayrıca bir mesele olarak karşımıza çıkıyor.

Devamını Oku..

asdfg.jpgBaşbakan davacı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı bir televizyon programında kendisine yönelik olarak davalının kullandığı ‘terbiyesiz’ kelimesinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu belirtilerek açılan manevi tazminat davasında Yargıtay, siyasetle uğraşan kişilere yönelik sert, ağır hatta incitici eleştiriler açısından ortaya konulan AİHM yerleşik kararlarını dikkate alınarak yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın bozulmasına hükmetmiştir. Olayda, davacı, televizyonda yayınlanan bir programa konuk olarak katılan milletvekili davalının, kişiliğine yönelik olarak söylediği ’terbiyesiz’ sözünün kişilik haklarına saldırı olduğunu belirterek, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir. Davacının başbakan, davalının ana muhalefet partisi milletvekili olmasından dolayı her iki tarafın da siyasetçi olması bakımından AİHM’in istikrar kazanmış uygulamalarında siyasetle uğraşan kişilerin kendilerine yönelik sert, ağır hatta incitici eleştirilere dahi katlanması gerektiğinin vurgulanması dikkate alındığında, hüküm altına alınan 10.000TL manevi tazminatın fazla olduğuna, daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğine, bu nedenle de kararın bozulmasına hükmedilmiştir.

Devamını Oku..