Blog

 

Tavukat.jpg.C. YARGITAY 23. Hukuk Dairesi

E: 2013/3893, K: 2013/4893, T: 11.07.2013

Sıra Cetveline Şikayet, Vekalet Ücreti Alacağı, Rüçhan Hakkı

Özet:     Avukat sözleşme ile kararlaştırılan ve hakim tarafından takdir olunan ücretinden dolayı, kendi çalışması sonucunda müvekkilinin muhafaza ettiği veya kazandığı mallar ve davadaki diğer taraftan ilam gereğince tahsil edilecek para yahut alınacak mallar üzerinde diğer alacaklılara nazaran rüçhan hakkına haizdir.

Rüçhan hakkı vekaletnamenin düzenlenme tarihine göre, vekaletname umumi ise iş sahibi adına ücret konusu işten dolayı ilk yapılan resmi başvurma tarihine göre sıra alır. Şikayetçinin iş sahibi adına ücret Konusu işten dolayı ilk yapılan resmi başvuru tarihi, davalının haczinden önce olduğundan davalı alacaklıya 1. sırada yer verilmesi isabetsiz olup, Avukatlık Kanunu nun 164/2 maddesindeki sınırlar kapsamında kalmak kaydıyla, şikayetçinin alacağının rüçhanlı olduğu gözetilerek, sıra cetveli düzenlenmelidir.

(1136 s. Av. K. m. 166/2, 164/2)

Devamını Oku..

sınav_sorulariLise ve üniversiteye giriş ile çeşitli uzmanlıklar, mesleki terfii kazandırmak veya kamu sektöründe kademelere yerleştirme amacıyla düzenlenen sınavlar bakımından sorular bazında yapılan hataların sık sık gündeme gelmesinden hareketle, söz konusu sınavlar bakımından mevcut yargısal durumun değiştirilerek hak kayıplarının önüne geçilmesini amaçlayan İdari Yargılama Usulü Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi meclise sunulmuştur.

Söz konusu sınavlarda başta sorular bakımından yapılan hatalar davalara konu olabilmekte ve yargı mercileri tarafından iptal istemli davalardan önce tedbir amaçlı olarak yürütmenin durdurulması kararı verilebilmekte, esastan kararlar sonraya bırakılabilmektedir. YD kararına karşı davalı idare itiraz yoluna gitmekte ve YD kararı kaldırılmakta yahut devamına hükmedilmektedir. Bu sefer de yetkili mahkemenin esastan kararı beklenmektedir. Bu nedenle mahkemeler esastan karar vermekte gecikmektedirler. Mahkemelerde söz konusu sürecin devam ettiği esnada ise, idare, sınava girenlerin bekletilemeyeceğinden hareketle mevcut sonuçlara göre yerleştirme yapmakta, okullara ve kurumlara insan yerleştirmektedir. İdarece yapılan işlemden aylar sonra ortaya çıkan iptal kararları karışıklığa sebep olmakta veya tamamen uygulanamayarak hukuk devletiyle bağdaşmayan bir tablo ortaya koymaktadır.

Meclise sunulan kanun teklifi ile merkezi sistem sınavlarına ilişkin iptal davalarında idare mahkemelerince verilen YD kararlarının verilmesi hususunun ortadan kaldırılarak esastan karar verilmesinin hızlandırılması, dolayısıyla sınavlara ilişkin olarak ortaya çıkan karışıklık ve huzursuzluğun giderilmesi amaçlanmaktadır. Kanun teklifi ile 01.06.1982 tarihli 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na ‘ülke çapında yapılan ve sonuçlarına göre eğitim kurumlarına eğitim amacıyla, Kamu kurumlarına istihdam amacıyla yerleştirme yapılan sınavlara ilişkin iptal davalarında yürütmenin durdurulmasına karar verilemez. Bu sınavlara dair iptal davalarında 30 gün içerisinde esastan karar verilir.’ maddesinin eklenmesi amaçlanmaktadır.

Devamını Oku..

 

danistayKANUNİ TEMSİLCİLERİN TÜZEL KİŞİLERİN VERGİ VE BUNA BAĞLI ALACAKLARDAN DOLAYI SORUMLULUKLARI, KANUNİ TEMSİLCİ OLDUKLARI SÜRE İLE SINIRLIDIR,TAKDİR KOMİSYONUNUN KDV İNDİRİM REDDİ YETKİSİ BULUNMADIĞI,ARSA KARŞILIĞI EDİNİLEN BAĞIMSIZ BÖLÜMLERİN SATIŞININ KDV’YE TABİ OLMADIĞI

Devamını Oku..

cmhbCumhurbaşkanı seçimleri, Cumhurbaşkanında aranacak özellikler, seçim öncesi, seçim günü ve seçim sonrası yapılması gereken işlemlere ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla mevcut 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu, ikinci maddesinde seçimde uygulanacak genel ilkeleri; Cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceği, seçimin genel, eşit ve gizli oyla, bütün yurtta aynı günde, yargı denetim ve yönetimi altında yapılacağı, seçmenin oyunu tam bir serbestlikle kendisinin kullanacağı, olayların sayımı, dökümü ve tutanaklara bağlanmasının açık olarak yapılacağı şeklinde belirtilmiştir. Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir yapılabilmekte, bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı olabilmektedir. Seçimler, görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde tamamlanmaktadır.

Kanunun seçim sistemi ve uygulanması başlıklı dördüncü maddesinde; genel oyla yapılan seçimlerde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday seçilmiş olacağı, ilk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, ilk oylamada en çok oy almış bulunan iki adayın katılımıyla takip eden ikinci Pazar günü ikinci oylamanın yapılacağı ve bu iki adaydan geçerli oyların çoğunluğunu alan adayın Cumhurbaşkanı seçileceği düzenlenmiştir. Cumhurbaşkanı seçilen kişinin varsa partisi ile ilişiği kesilecek ve TBMM üyeliği sona erecektir.

Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu yedinci maddesinde aday gösterilme hususu düzenlenmiştir. Buna göre; Cumhurbaşkanlığına TBMM üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi en az 20 milletvekilinin yazılı teklifi ile olacak, her milletvekili ancak bir aday için teklifte bulunabilecek, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde, aldıkları geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında, %10’u geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilecek ancak her bir siyasi parti ancak bir aday için teklifte bulunabilecektir.

Devamını Oku..

terorTerörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesine dair kanun tasarısı meclise sunulmuştur. Teklif, terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi için başlatılan çözüm sürecine ilişkin usul ve esasları düzenlemeyi amaçlamaktadır. Teklif ile, hükümetin çözüm süreci kapsamında alacağı tedbirler ile bunların uygulanması, izlenmesi ve koordinasyon görevleri düzenlenmekte, ayrıca, çözüm sürecine ilişkin hususlarda Bakanlar Kuruluna gerekli kararları alma yetkisi verilmektedir. Bu kapsamda kamu kurum ve kuruluşlarının, Bakanlar Kurulunca alınan kararların yanı sıra ilgili mevzuatlarından kaynaklanan görev ve yetkileri yürütmeye de devam edecekleri, çözüme yönelik yapılan çalışmalara ilişkin koordinasyon ve sekreterya hizmetleri Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı tarafından yürütüleceği ayrıca,kanun kapsamında verilen görevlerin, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca ivedilikle yerine getirileceği, süreçte görev alanların, gerçekleştirdikleri faaliyetler nedeniyle gelecekte herhangi bir yaptırım tehdidiyle karşılaşmamaları amacıyla, söz konusu görevleri yerine getiren kişilerin hukuki, idari veya cezai sorumluluğunun doğmamasına yönelik düzenleme yapılacağı öngörülmektedir.

Devamını Oku..

asd2.jpgYargıtay, tüketici hakem heyeti kararına itiraz davasının yapılan yargılaması sonucunda hükmedilecek vekalet ücreti ile ilgili karar vermiştir. Yerel mahkemede görülen davada davacı, davalının tüketici kredisi kullandığını, kendisinden hesap işletim ücreti tahsil edildiğini, Şarkikaraağaç Tüketici Sorunları Hakem Heyeti 10.07.2012 tarih, 2012/8 kararında, 200,09TL hesap işletim ücretinin tüketiciye iadesine karar verildiğini ileri sürmüş, heyet kararının iptalini talep etmiştir. Mahkeme, tahsil edilen ücretin tüketici kredisi veya kredi kartından kaynaklanmadığını, bankacılık işleminden kaynaklandığını, mevduat hesabından alınan hesap işletim ücretine ilişkin olduğunu, dolayısıyla uyuşmazlığın çözümünde hakem heyetinin görevli olmadığını gerekçe göstererek heyet kararının görev yönünden iptaline, 660,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmetmiş, ancak karar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlık, davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin miktarı hususundadır. Davacı 200,09TL hesap işletim ücretinin davalıya iadesine ilişkin heyet kararının iptali istemiyle davayı açmıştır. Mahkeme davanın kabulüne, 660,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir.

Devamını Oku..

yargitay_buyuk_genel_kurulunun_is_durum_cizelgesi_ve_is_bolumu_karari_resmi_gazetede_yayinlandi_h12158Yargıtay 11. Ceza Dairesi Adalet Bakanlığı’nın başvurusu üzerine üç dosyada yaptığı incelemede bozma kararı verdi

Devamını Oku..

polisakademisi.jpgİçişleri Bakanlığı tarafından Polis Meslek Yüksekokulları Giriş Yönetmeliği’ nde yapılan değişiklik ile polis adaylarına psikolojik test uygulanmaya başlanacağı düzenlenmiştir. Söz konusu düzenleme ile, fiziksel yeterlilik, mesleki psikolojik değerlendirme, mülakat ve yazılı sınav olmak üzere dört aşamalı olan giriş sınavlarının üç aşamaya indirilmesi ve mesleki psikolojik değerlendirme komisyonunun kaldırılarak yerine Polis Akademisi Başkanlığı’ nın talep edeceği, psikolog veya rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümü mezunu bir kişi mülakat sınav komisyonuna alınacak. Yeni yönetmelikte, polis adaylarının komisyon önüne çıkmadan önce psikolojik yeterlilik testine tabi tutulması ve psikolojik test sonucunun, tek başına eleme nedeni olmayıp, tavsiye niteliğinde olacağı öngörülüyor. Düzenlemeye göre, adayların mülakat sınavı puanları, mülakat sınavı komisyonunun ortak kararıyla belirtilen beş kategoride belirlenecek.

tbb2.jpgGeçtiğimiz hafta Resmi Gazete’de yayınlanan düzenleme ile getirilmesi öngörülen Avukatlık Sınavı’nın Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanması hususunda kanun teklifi 18.06.2014 tarihinde meclise sunulmuştur. Avukatlık stajına kabul sınavıyla seçileceklerin, stajın başlangıcında en azından hukuk bilgisine büyük oranda hakim olanlardan oluşması hedeflendiğinde, staja önemli bir birikimle başlanması sağlanacak, hukuk fakültelerindeki içerik bilgilere geri dönülmesi gereği duyulmadan, zaman kaybı yaşanmaksızın, stajyerin mesleki bilgi ve tecrübesi ile hukuk bilgisini uygulama yeteneğinin yükseltilmesi imkanı sağlanacaktır. Staja başlayabilmek için, tarafsızlığından kuşku duyulmayacak ve mesleğin tüm zorluklarını ve hukuk adamının niteliklerini en kapsamlı şekilde ortaya koyabilen bir sınavın yapılması, hem hukuk bütünlüğü hem de objektif ve standart bir kalitenin korunması bakımından önem teşkil etmektedir. Bu sebeplerle, meclise sunulan Avukatlık Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinde, avukatlık sınavının Türkiye Barolar Birliği’nce yapılacağı hususu öngörülmüştür.

yarrgtay.jpgYargıtay, eda hükmü içermeyen katkı alacağı ilamının hükmedilen yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile bunların ferleri yönünden takibin mümkün olmasına karşın bunlar dışında kalan kısımlar yönünden ilamlı icra takibi yapılamayacağına hükmetmiştir. İlamların icrası yoluyla başlatılan takibe dayanak ilamın, eda hükmü içermediği iddiasına dayalı takibin iptaline ilişkin olarak açılmış davanın hüküm kısmında ‘davacının katkı alacağı isteminin kısmen kabulü ile, davacının dava konusu taşınmazla ilgili katkı alacağı olduğunun tespitine ve bu miktar alacağın, davanın ıslah tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte dava konusu taşınmazın değerinden düşüldükten sonra dava konusu taşınmazın arta kalan değerinin davacı dahil diğer yasal mirasçılarla birlikte paylaşılmasına hükmedilmiştir. İlam bu haliyle eda hükmü içermemektedir. Söz konusu ilama dayanarak, ilamda hükmedilen yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile bunların ferileri dışındaki kısımlar yönünden ilamlı icra takibi yapılması hukuka aykırılık teşkil etmektedir.

Devamını Oku..

icraedit.jpgYargıtay, usul ekonomisi ilkesi gereği itirazın iptali ilamından kaynaklanan alacak kalemlerinin ayrı bir takibe konu edilebileceği yönündeki içtihadından dönmüştür. Alacaklının, itirazın iptali ilamını ibraz etmek suretiyle ilk takip dosyası olan ilamsız takip dosyası üzerinden icra emri göndererek veya muhtıra tebliğ ettirerek ilamdan kaynaklanan tüm alacaklarına kavuşma imkanı bulunmaktadır. Buna rağmen yeni bir takip açılması, usul ekonomisine ters düşeceği gibi, davet ve hesaplamanın tek dosya üzerinden yapılabilmesi imkanı bulunduğu halde yeni dosyalar açılması ve her dosyanın değişik şikayetlere konu edilebilmesi nedeniyle fazladan iş yoğunluğuna neden olması söz konusu olacaktır. Bu nedenle Yargıtay, itirazın iptali ilamından kaynaklanan alacak kalemlerinin ayrı bir takibe konu edilebileceği yönündeki içtihadından dönmüştür.

Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK 30. maddesi, hakimin yargılamanın düzenli bir biçimde yürütülmesi ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamak ile yükümlü olduğunu düzenlemektedir. Olayda, ilamsız takibe itiraz edilmiş, itirazın iptali istemi üzerine Asliye Ticaret Mahkemesi’nce itirazın iptaline, takibin devamına, inkar tazminatına hükmedilmesine ve harç, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Ticaret Mahkemesi’nin bu kararında eda hükmü içeren inkar tazminatı, yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti alacağı ayrıca ilamlı takibe konu edilmiştir.

Devamını Oku..

themiss.jpgYargıtay, yargılamanın makul sürede yapılmayarak adil yargılanma hakkının ihlal edilmesi hususunda karar vermiştir. Başvurucu,1.7.2005 tarihinde İzmir 4. İş Mahkemesi’nde açtığı tazminat davasının halen devam ettiğini, makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek tazminat talep etmiştir. Başvurucu, bir işyerinde çalıştığı sırada 1.3.2005 tarihinde pres makinesine elini kaptırması sonucu sağ ve sol el başparmaklarını kaybetmiştir. Başvurucunun olayla ilgili olarak, pres makinesinin bakımının yapılmadığı ve gerekli önlemlerin alınmadığı iddiasıyla işyeri sahibi ve işyeri teknik sorumlusu aleyhine açmış olduğu davada, iş görme kaybı nedeniyle maddi ve manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir. Yargılama, anılan mahkemede devam etmekte olup, 31.3.2014 tarihli duruşmada davanın 9.6.2014 tarihine ertelenmesine kara verilmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 30. maddesinde usul ekonomisi ilkesi; ‘hakim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.’ şeklinde düzenlenmiştir. Başvurucu, 15.3.2005 tarihinde meydana gelen iş kazası sonunda başparmaklarının koptuğunu, fiziksel, psikolojik ve ekonomik açıdan zarar gördüğünü, 1.7.2005 tarihinde İzmir 4. İş Mahkemesi’nde açtığı tazminat davasının 7 yıldan fazla süredir devam ettiğini, temyiz ve infaz aşamasının hiç başlamadığını, makul sürede yargılama yapılmadığını, dava dosyasının düzgün şekilde incelenmediğini belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş, ihlalin tespiti ile maddi ve manevi tazminat ödenmesini talep etmiştir. Anayasa’nın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesi, herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olacağını düzenlemektedir.  Yine Anayasa’nın ‘duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması kenar başlıklı 141. maddesi ‘davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.’ şeklinde düzenlenmiştir.

Devamını Oku..

cbbe.jpg17.04.2014 (bugün) tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Staj Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğe göre; avukat adaylarının avukatlık stajına başlayabilmeleri için yazılı olarak yapılan staja kabul değerlendirmesinde başarılı olmaları şartı getirilmiştir. Staja kabul değerlendirmesi, TBB ile imzalanacak protokole göre ÖSYM Başkanlığına veya yükseköğretim kurumları arasında belirlenecek bir kuruluşa yaptırılacak, Türkçe, mantıksal akıl yürütme ve genel kültür konuları ile anayasa hukuku, medeni hukuk, borçlar hukuku, hukuk yargılaması usulü, ticaret hukuku, icra ve iflas hukuku, ceza hukuku, ceza yargılaması usulü, idare hukuku ve idari yargılama usulü, hukuk felsefesi, hukuk sosyolojisi ve vergi hukuku konularını kapsayacaktır. Staja kabul değerlendirmesinde Türkçe, mantıksal akıl yürütme ve genel kültür soruları otuz, alan bilgisi soruları yetmiş puan ağırlığında olacak şekilde düzenlenecektir. Staja kabul değerlendirmesinde yüz üzerinden en az yetmiş puan alanlar başarılı sayılacak, başarılı olanlara iki yıl geçerlilik süresine sahip başarı belgesi verilecektir. Staja kabul değerlendirmeleri yılda en az üç defa yapılacaktır. Yayınlanan yönetmeliğe göre, yönetmelik hükümleri yürürlük tarihinden itibaren altıncı ayın son günü dahil olmak üzere altı ay içinde yani 17.12.2014 tarihine kadar staja başvuranlar ile staj yapmakta olanlar hakkında uygulanmayacaktır.

kadastro.jpgYargıtay 18. HD. Kamulaştırma bedelinin tespiti davalarının sonuçlandırılma süreleriyle ilgili karara hükmetti. Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tesciline ilişkin olarak açılan davada, dava konusu taşınmaz Bakanlar Kurulu Kararı ile belirtildiği üzere fiilen meskun halde bulunmayan dolayısıyla arsa niteliğinde kabul edilemeyen bir taşınmazdır. Taşınmazın arazi olarak değerlendirilmesi gerekirken arsa olarak değerlendirilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. Maddesine eklenen fıkra ile kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içerisinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirilmiştir. Yürürlük tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı beraber değerlendirildiğinde, yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihinde kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir. Söz konusu davada, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm temyiz edilmiştir.

Devamını Oku..

tbmm2.jpgTürk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 3. Bölümü TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.

Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlarla İlgili Düzenlemeler 

Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişiye, mağdurun şikayeti üzerine, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verilecek. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde verilecek ceza 2 yıl ile 5 yıl arasında olacak.Suçun, vücuda organ ya da bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda verilecek ceza, 12 yıldan az olmayacak. Bu suçun eşe karşı işlenmesi halinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikayetine bağlı olacak.Suçun; beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey anne, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından, silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte, insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi halinde bu cezalar yarı oranında artırılacak.

Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin, kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacak. Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilecek.Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde 4 yıl ile 8 yıl arasında ceza verilecek.Cinsel istismarın vücuda organ ya da bir cisim sokularak gerçekleştirilmesi durumunda verilecek ceza, 16 yıldan az olmayacak.Suçun; birden fazla kişi tarafından birlikte, insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım ya da gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından ve kamu görevinin ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde ceza yarı oranında artırılacak.

Devamını Oku..