İcra Hukuku

İcra hukuku, borcunu ödeyemeyen borçlunun borcunun, alacaklının talebi üzerine, devlet zoruyla taşınır ve taşınmaz varlıklarına el konarak karşılanmasını konu alan hukuk dalıdır. Türkiye’de bu hukuk alanı, 2004 sayılı İcra Ve İflas Kanunu ile düzenlenmiştir.

İlamlı ve ilamsız takip

İcra hukuku anlamında takip, borçlunun borcunun devlet zoruyla ödetilmesi için gerçekleştirilen işlemleri tanımlar. Alacağını alamayan bir alacaklı ilamlı ve ilamsız takip olmak üzere iki farklı takip yolundan birini seçebilir. İlamlı takipte, önce mahkemeden bir ilam alınarak buna özgü takip yolu izlenir. İlamsız takipte ise, alacaklının elinde herhangi bir mahkeme ilamı bulunmaz. Doğrudan yetkili icra dairesine başvurarak borcunu ödemeyen borçlu için ödeme emri çıkarttırır. İlamsız takibe adi haciz yoluyla takip de denmektedir.

Yetkili icra dairesi

Yetkili icra dairesinden anlaşılan, alacaklının icra takibini çeşitli yerlerdeki icra dairelerinden hangisinde başlatıp yürüteceğidir. İlamlı takiplerde alacaklı İcra İflas Kanunu md. 34 uyarınca Türkiye sınırları dâhilindeki her icra dairesine başvurabilir. Para ve teminat borcunu konu alan ilamsız icra takiplerinde yetkiye ilişkin, İcra Ve İflas Kanunu (İİK) m. 50/1, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na (HMK) atıfta bulunmaktadır. Buna göre anılan kanunun “yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir.” Buna göre, para ve teminat borcunu konu alan ilamsız icra takiplerinde HMK m. 6 uyarınca borçlunun ikametgâhı bulunan yer icra dairesinde, eğer para alacağı bir sözleşmeden doğmuş ise İİK m. 50/1; HMK m. 10 uyarınca sözleşmenin akdedildiği veya sözleşmenin ifa edileceği yerde bulunan icra daireleri yetkilidir. Para borçları götürülecek borçlar olduğundan sözleşmenin ifa edileceği yer alacaklının ikametgâhı olacaktır.

Takip talebi

Takip talebi icra dairesine yazılı veya sözlü olarak ya da elektronik ortamda yapılır ve takip talebi içeriği aşağıda sayılan unsurlardan oluşur;

  • Alacaklının ve varsa kanuni temsilcisinin ve vekilinin adı, soyadı; alacaklı veya vekili adına ödemenin yapılacağı banka adı ile hesap bilgileri; varsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi kimlik numarası; şöhret ve yerleşim yeri; alacaklı yabancı memlekette oturuyorsa Türkiye’de göstereceği yerleşim yeri,
  • Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, alacaklı tarafından biliniyorsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yeri,
  • Bir terekeye karşı yapılan taleplerde kendilerine tebligat yapılacak mirasçıların adı, soyadı, biliniyorsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yerleri;
  • Alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi,
  • Alacak bir senede dayanıyorsa, senedin tarih ve numarası bildirilerek aslının veya örneğinin ibrazı,
  • Takip yollarından (haciz veya iflas) hangisinin seçildiğinin beyanı,
  • Alacaklı veya vekilinin imzası ve tarih.

Ödeme emri 

Alacaklının yetkili icra dairesine başvurmasının ardından İİK m. 60 uyarınca icra müdürü takip talebinin bu Kanunda öngörülen şartları içerdiğine karar verirse ödeme emri düzenler. Ödeme emrinde, borcun ve masrafların yedi gün içinde icra dairesine ait ödeme emrinde yazılı olan banka hesabına ödenmesi, borç, teminat verilmesi mükellefiyeti ise teminatın bu süre içinde gösterilmesi ihtarını, takibin dayandığı senet altındaki imza kendisine ait değilse yine bu yedi gün içinde bu cihetin ayrıca ve açıkça bildirilmesi; aksi halde icra takibinde senedin kendisinden sadır sayılacağı, senet altındaki imzayı reddettiği takdirde icra mahkemesi önünde yapılacak duruşmada hazır bulunması; aksi halde itirazın kaldırılmasına karar verileceği, borcun tamamına veya bir kısmına yahut alacaklının takibat icrası hakkına dair bir itirazı varsa bunu da aynı süre içinde beyan etmesi ihtarını, senet veya borca itirazını bildirmediği takdirde yukarda yazılı yedi günlük süre içinde 74 üncü maddeye göre mal beyanında bulunması ve bulunmazsa hapisle tazyik olunacağı; mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursa ayrıca hapisle cezalandırılacağı ihtarı ile borç ödenmez veya itiraz olunmazsa cebri icraya devam edileceği beyanını içerir.”

Tebliğ 

Ödeme emrinin tebliği ilke olarak bizzat muhatabın kendisine yapılır. Ancak istisnai durumlarda muhatap adına adli tebligatı kabule kanunen yetkili olan kimselere de tebliğ yapılabilir. Kendisine tebliğ yapılacak kişi konutunda bulunmuyorsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan reşit veya ehliyetsiz olduğu bariz bir biçimde belli olmayan kimseler veya hizmetçilere yapılabilir. Tebliğ hükümlerine ilişkin ayrıntıları 7201 sayılı Tebligat Kanunu düzenlemektedir.

İtiraz 

Ödeme emrini alan borçlu, İİK m. 62/1’e göre yedi gün içerisinde yazılı veya sözlü olarak takibin yapıldığı icra dairesine itirazda bulunabilir. İtiraz, icra dairesinin yetkisine, takip konusu alacağa veya takip konusu alacak bir senede dayanıyorsa senedin altında bulunan imzaya ilişkin olabilir. Usulüne uygun biçimde yapılmış olan itiraz, İİK m. 66/1 hükmü gereğince icra takibini durdurur.

İtirazın hükümden düşürülmesi 

Alacaklı borçlunun yapmış olduğu itirazı hükümden düşürmek için altı ay içerisinde icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılmasını talep edebilir veya bir yıl içinde genel mahkemeye başvurarak genel hükümler çerçevesinde alacağının varlığını ispat ederek itirazın iptalini dava edebilir. Ancak, alacaklı İİK m. 68/1’de belirtilen “imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dâhilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye” sahip değilse mutlaka itirazın genel mahkemelerde iptali yolunu izlemek zorundadır. Aksi takdirde, icra mahkemesine kanunda anılan belgeyi sunamayacağı için itirazın kaldırılması talebi reddedilecektir. Alacaklının bu belgeyle icra mahkemesine başvurması halinde icra mahkemesi;

  • Borca itiraz durumunda itirazın kesin olarak kaldırılması ya da
  • İmzaya itiraz durumunda itirazın geçici olarak kaldırılması ya da
  • Borca veya imzaya itiraz halinde itirazın kaldırılması talebinin reddi

kararını verir.

İmzaya itiraz durumunda itirazın geçici olarak kaldırılmasının nedeni, imzanın gerçekten borçluya ait olup olmadığının ancak bilirkişi incelemesi sonucu belirlenebileceğidir.

Borca borçlu tarafından yapılmış itirazın alacaklının talebiyle icra mahkemesinde veya genel mahkemede kesin olarak hükümden düşürülmesiyle ödeme emri kesinleşerek cebri icra belgesi halini alır. Aynı zamanda, artık ortada bir mahkeme ilamı bulunduğundan başlatılan ilamsız takip ilamlı takibe dönüşür. Borçlu, itirazının hükümden düşürülmesinin kendisine tebliğinden itibaren üç gün içinde mal beyanında bulunmak zorundadır.

Şikayet

Borçlu (veya alacaklı) icra dairesi başta olmak üzere icra organlarının kanun hükümlerine muhalif işlemlerine karşı şikâyet yoluna başvurabilir. Şikâyet, icra dairesinin kanun hükümlerine aykırılık şüphesi taşıyan veya hadiseye uygun bulunmayan işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içinde icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesine yapılır. Ancak, İİK m. 16/3 gereğince, “bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikâyet olunabilir.” Şikâyet, itirazdan farklı olarak, icra mahkemesi karar vermedikçe takibi kendiliğinden durdurmaz. İcra mahkemesi gelen dosyayı inceleyerek, duruşmaya gerek görülmemesi halinde 10 gün içinde aşağıdaki kararlardan birini verir:

  • İcra mahkemesi şikâyet nedenini geçerli görmediğinden şikâyeti reddeder ya da
  • İcra mahkemesi şikâyet nedenini geçerli görerek gerçekleştirilen işlemi bozar veya düzeltir ya da
  • İcra mahkemesi süresiz bir şikâyet sebebinin varlığını kabul ederse icra dairesinin yapmadığı veya sebepsiz yere sürüncemede bıraktığı işlemlerin icrasını emreder.

İlamsız İcra

1. Genel Haciz Yolu ile (Adi) Takip

Genel haciz yolu ile takipte borçlu 3 nedenle itiraz edebilir;

a. Yetkiye İtiraz

Borçlu → 7 gün → Ödeme Emrine İtiraz → İcra Dairesi → b. Borca İtiraz

c. İmzaya İtiraz

Borçlu yukarıda sayılan 3 nedenden birine veya birkaçına dayanarak itiraz eder ve itirazı ile takip durursa alacaklının başvurabileceği 2 yol vardır;

a.İmzası İkrar Edilmiş Adi Senet

Alacaklı → İtirazın Kaldırılması Talebi → 6 ay → İcra Mah. →b.İmzası Noterlikçe

Onaylanmış Senet

c.Resmi Dairelerce Verilmiş Belge veya Makbuz

VEYA

Alacaklı → İtirazın İptali Davası → Genel Mahkemelerde Dava Açabilir → a.Asliye

Hukuk Mahkemesi

  • Kira alacağına ilişkin ilamsız takiplerde temerrüt süresi 30 gündür. 30 günden önce itirazın kaldırılması istenebilirse de temerrütten dolayı tahliye istenemez.
  • Haksız borca ilişkin itirazın kaldırılması halinde, -talebe bağlı olarak- borçlu aleyhine itirazın kaldırılması talebinin reddi halinde ise alacaklı aleyhine en az %20 icra-inkar tazminatına hükmedilir.
  • Gecikmiş itiraz, engelin kalktığı tarihten itibaren 3 gün içerisinde İcra Mahkemesi’ne yapılır. (İİK md. 65)

Şikayet → 7 gün → İcra Mahkemesi → İİK md 16/2 gereğince yapılan şikayetler süreye tabii değildir. Örneğin İİK md 58’e aykırı olarak döviz alacaklarının miktarının takip tarihindeki TL cinsinden belirlenmemiş olması vb.

2. Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolu ile Takip

Kambiyo senetleri; TTK’nın 583., 688. ve 692. maddelerinde belirtildiği üzere, poliçe, bono ve çekten ibarettir. Elinde bir poliçe, bono yada çek bulunmayan alacaklı yalnızca genel haciz yoluna başvurarak alacağını elde etme hakkına sahiptir. Zira, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu yalnızca alacağı kambiyo senedine dayanan ve elinde bir kambiyo senedi bulunanların başvurabileceği bir takip yoludur.

Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda ödeme süresi genel haciz yolundan farklı olarak 10 gündür. Aynı şekilde mal beyanında bulunma süresi de genel haciz yolundakinden farklı olarak 10 gündür. Genel haciz yolundan farklı olarak, borca ve imzaya itiraz icra dairesine değil 5 gün içerisinde icra mahkemesine yapılır.

Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda borçlu, 3 nedene dayanarak itiraz edebilir;

a. Yetkiye İtiraz

Borçlu → İtiraz → 5 gün → İcra Mahkemesi → b. İmzaya İtiraz (Bilirkişi incelemesi gerekir.)

c. Borca İtiraz (Resmi belge veya imzası ikrar edilmiş belge veya imzası inkar edilmiş ancak bilirkişi incelemesi sonucunda imzanın alacaklıya ait olduğu tespit edilen adi belge)

  • İtiraz, satış hariç olmak üzere icra takibini durdurmaz. İcra mahkemesinin bu konuda ayrıca tedbiren yada nihai bir karar ile durdurulmasına karar verebilir.
  • İtirazın kabulü ile icra işlemleri durur.
  • Borca itirazın reddi ve alacaklının talebinin de bulunması halinde borçlu aleyhine inkar tazminatına hükmedilir.
  • İmzaya itirazın bilirkişi incelemesi sonucunda reddi halinde talep olmasa da borçlu aleyhine %20  inkar tazminatına hükmedilir. Sebebi ne olursa olsun imzaya itirazın kabulü halinde talep olsa da alacaklı aleyhine inkar tazminatına hükmedilemez.
  • İtirazın reddi halince inkar tazminatına ve para cezasına hükmedilmesi durumunda, şayet borçlu genel mahkemelerde menfi tespit veya istirdat davası açarsa, hükmolunan cezanın tahsili bu davaların sonuçlanmasına kadar ertelenir.

Şikayet ise 3 şekilde yapılabilir;

Şikayet → 5 gün → İcra Tetkik Mercii → Şikayet;

  • a. Takip Biçimine (Takibe dayanak olan senedin kambiyo senedi vasfında olmadığından bahisle, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılamayacağına ilişkin şikayet)
  • b. Hamilin sıfatına (Alacaklının meşru hamil olmadığına dair şikayet)
  • c. Zamanaşımı Şikayeti

Bu durumda alacaklı şu 2 yoldan birini izleyebilir;

Alacaklı → 6 ay → İtirazın Kaldırılması → İcra Mahkemesi

VEYA

İtirazın İptali Davası → Genel Mahkemeler → Asliye Hukuk Mahkemesi

3. Kiralanan Gayrimenkulün İlamsız İcra Yolu ile Tahliyesi

İlamsız icra yolunun yalnızca para alacakları için olmasının tek istisnasıdır. Kural olarak 2 durumun varlığı halinde ilamsız icra yolu ile kiralanan gayrimenkulün tahliyesi istenebilir;

  • Kira Bedelinin Ödenmemesi Üzerine Kiracının Tahliyesi
  • Kira Sözleşmesinin Bitmesi Üzerine Kiracının Tahliyesi
    1. Kira Bedelinin Ödenmemesi Üzerine Kiracının Tahliyesi

BK’na göre, 6 aydan az süreli kiralarda 6 gün, 6 ay ve daha fazla süreli kiralarda ise 30 gün mehil tanınmadıkça, kira sözleşmesinin feshedilmesi mümkün değildir.

Kira alacağını elde edemeyen kiralayan, takip talebinde bulunarak borçluya ödeme emri gönderir. Diğer haciz yollarından farklı olarak burada ödeme süresi 30 gündür. Buna karşılık kiracı 2 yol izleyebilir;

Kiracı → 7 gün → İtiraz → İcra Dairesi →  a. İmzaya İtiraz

b. Borca İtiraz

VEYA

Kiracı → 6 ay → İtirazın Kaldırılması → Genel mahkemelerde 2 nedene dayanarak dava açabilir;

  • a. Noterlikçe tanzim edilmiş sözleşme
  • b. İhtar müddeti içinde paranın ödenmesi
    1. Kira Sözleşmesinin Bitmesi Üzerine Kiracının Tahliyesi

Yalnızca yazılı kira sözleşmesine dayanarak bir gayrimenkulün bu yolla tahliyesi istenebilir. Ayrıca kiralayanın, kira sözleşmesinin bitiminden itibaren 30 gün içinde tahliye talebinde bulunması gerekir.

Tahliye talebi ile birlikte kiracıya bir tahliye emri gönderilir. 15 gün içinde gayrimenkulü tahliye ve teslim etmezse ve 7 gün içinde itirazda bulunmazsa cebri icra yoluna başvurulur.

Kiracı;

a. Sözleşmenin inkarı

İtiraz → 7 gün → İcra Dairesi → b. Sözleşmenin yenilendiği itirazın

c. Sözleşmesinin uzatıldığı itirazı

d. İmzaya İtiraz

Bu durumda kiralayan;

İtirazın kaldırılması → 6 ay → İcra mahkemesi

    • Eğer senet adi yazılı senet ise ve kiracı imzaya itiraz etmiş ise kiralayan artık itirazın kaldırılmasını isteyemez.

İlamlı İcra

Kural olarak para alacakları için ilamsız icra yoluna başvurulur. Ancak para alacağı için bir mahkemeden ilam alınarak, ilamlı icra yoluna da gidilebilir. Daha çok takip konusu para olmayan alacaklar için söz konusu olur. Menkul malın teslimi, teminat verilmesine ilişkin bir ilamın icrası, çocuk teslimi vb durumlarda bu yola başvurulur.

İlamlı icra yoluna başvurabilmek için ilam ve ilam niteliğindeki belgelerden birine sahip olmak şarttır. Bu belgeler şunlardır;

      • Mahkeme huzurunda yapılan sulhler,
      • Mahkeme huzurunda yapılan kabuller,
      • Kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içeren noter senetleri,
      • İstinaf ve temyiz kefaletnameleri,
      • İcra dairesi kefaletnameleri,
      • Özel kanunlarda ilam niteliğinde sayılan belgeleri düzenlemekle yetkili olan mercilerin ilamları.

Diğer takip yollarında olduğu gibi borçluya bir ödeme emri gönderilir. İlamlı takipte borçlu 3 nedenle itiraz edebilir;

a. İlama Aykırılık İtirazı (İlama aykırılık iddiası süreye tabi değildir)

Borçlu → İtiraz → 7 gün → İcra Tetkik Mercii → b. Borca İtiraz

c. Faize İtiraz

      • İlamlı takip yapılabilmesi için ilamın zamanaşımına uğramamış olması gerekir. Bir ilamın zamanaşımı süresi (son işlemin yapıldığı tarihten itibaren) 10 yıldır. Ancak gayrimenkul mülkiyetine ve gayrimenkul üzerindeki diğer ayni haklara (şuf’a vefa, iştira vb) ilişkin ilamlar ile şahsın hukukuna ilişkin ilamlar zamanaşımına tabi değildir.
      • Kesinleşmedikleri sürece takip konusu yapılamayan ilamlar şunlardır;
      1. Gayrimenkul mülkiyetine ve gayrimenkul üzerindeki diğer ayni haklara ilişkin ilamlar,
      2. Nafaka hükümleri hariç, aile hukukuna ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar,
      3. Hakem kararları ve yabancı mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar.

Rehnin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takip

Alacak, rehinle teminat altına alınmışsa, alacaklı rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yoluna başvuracaktır. Eğer satılan rehinli mal alacağı karşılamaya yetmezse, kalan kısım için diğer takip yollarına başvurulabilir. Kural olarak ilamsız bir takip yoludur, ancak alacak ya da rehin bir ilama dayanıyorsa ilamlı takip yoluna başvurmak zorundadır. İlamlı ve ilamsız icra yollarına çok benzemektedir, ancak burada alacak zaten halihazırda bir rehinle teminat altına alındığı için hacze gerek yoktur.

1. İlamsız Takip

      1. Menkul Rehninin Paraya Çevrilmesi

Bu takip yolunda da takip talebi ile borçluya bir ödeme emri gönderilir ve borcu 15 gün içinde ödemesi istenir. Borçlu 7 gün içinde borca veya rehin hakkına itiraz etmez ve borcu ödemezse veya itiraz edip itirazı kaldırılır ya da iptal edilirse, menkul satılarak borç ödenir. Ancak satış talebi 1 yıl içinde istenmelidir.

      1. Gayrimenkul Rehninin (İpoteğin) Paraya Çevrilmesi

Takip talebi ve ödeme emrine, takibe konu olan gayrimenkul de eklenir. Ayrıca ipotek, cari hesap veya kredi sözleşmesi gibi bir sözleşmenin teminatı amacıyla verilmişse, bu sözleşme ve ilgili diğer belgelerde takip talebine eklenmelidir.  Gayrimenkul rehninde borçlu rehin hakkına itiraz edemez, yalnızca borca itiraz edebilir. Borçlu 7 gün içinde itiraz etmez ve 30 gün içinde de borcu ödemezse veya itiraz edip itirazı kaldırılır ya da iptal edilirse, alacaklı ipoteğin satılmasını isteyebilir. Ancak satış talebi 2 yıl içinde yapılmalıdır.

2. İlamlı Takip

1. Menkul Rehninin Paraya Çevrilmesi

Menkul rehninin ilamsız takip yolundan farklı olarak, burada takip talebine ilam ya da ilam niteliğindeki belge de da eklenmelidir. Borçlu 7 gün içinde borcu ödemez ve icranın geri bırakılmasını sağlayacak bir karar getirmezse alacaklı, menkulün satışını isteyebilir. Ancak satış talebi 1 yıl içinde yapılmalıdır.

2. Gayrimenkul Rehninin Paraya Çevrilmesi

Rehin hakkının ilam ya da ilam niteliğindeki bir belge ile tespit edildiği durumlarda ve ayrıca ipotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir borç ikrarını içerdiği hallerde bu yola başvurulabilir. Genel haciz yolundan farklı olarak, ilam yada ilam niteliğindeki belgenin de takip talebine eklenmesi gerekir. Borçlu 7 gün içinde itiraz etmez veya itiraz edip itirazı kaldırılır veya iptal edilirse ve 30 gün içinde borcu ödemezse, ayrıca icranın geri bırakılmasını sağlayacak bir karar da getirmezse, alacaklı gayrimenkulün satışını isteyebilir. Ancak satış, 2 yıl içinde istenmelidir.

Alacaklının, yukarıda kısaca açıkladığımız takip yollarından birini izlerken ortaya çıkabilecek bazı durumlarda, icra mahkemesinde dava açabileceğini daha önce belirtmiştik. İcra mahkemesinde görülen başlıca davalara kısaca değinmekte fayda vardır;

İtirazın İptali Davası

Yapılan bir icra takibi sırasında borçlu icra takibine itiraz ettiği takdirde, şayet alacaklı  md 68-68a’da sayılan belgelerden birine sahipse itirazın iptali davası açması gerekir. Borçlunun itirazı ile duran ilamsız icra takibine, ilamsız icra prosedürü içinde devam edilmesini sağlayan yollardan biridir.  Borçlunun, alacaklının gönderdiği ödeme emrine süresi (7 gün) içinde itiraz ederek takibi durdurması üzerine alacaklı dilerse icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunabilir, ancak alacaklıya, borçlun itirazını icra mahkemesinde çabuk ve basit bir şekilde kaldırtmak imkanı tanınırken, borçlunun hakkının tehlikeye sokulmaması gerekir. Yani ancak borçlunun gerçekten borçlu olduğu hakkında güçlü delillerin bulunması halinde, alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir.

Burada  alacaklı, alacağını yalnız m.68-68/a’daki belgelerden biri ile değil, her tür belge ile ispat edebilir. Aynı şekilde borçlu da itirazını her tür delil ile ispat edebilir. Bu nedenle, icra mahkemesinin itirazın iptali talebinin kabul ve reddi hakkındaki kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder. İtirazın kaldırılması talebi bir süreye tabidir. Alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden itibaren 1 yıl içinde, icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir, istemezse bir daha ilamsız takip talebinde bulunamaz. Bu 1 yıllık süre hak düşürücü niteliktedir. Alacaklı, 1 yıl içinde itirazın iptali davası açmazsa, yaptığı ilamsız takip düşer. Ancak ilamsız takip düşmüş olsa dahi, genel hükümlere göre dava açma hakkı saklıdır.

Menfi Tespit Davası

İcra takibine uğrayan borçlunun, takip konusu olan alacağın borçlusu bulunmadığının tespiti için açılacak davadır. Ödeme emrinde belirtilen süre içerisinde itiraz etmeyen ya da itirazı kabul edilmeyen borçlu, borcun mevcut olmadığını tespit ettirmek amacıyla takibi yürüten icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde veya davalının ikametgâhı mahkemesinde menfi tespit davası açabilir. Menfi tespit davası icra takibinden önce de açılabilir. Menfi tespit davasına karşın aynı alacak için icra takibi işlemlerine başlamak mümkündür, yani menfi tespit davası takibi kendiliğinden durdurmaz. İİK m. 72/2 uyarınca “icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise, davanın icra takibinden sonra açılmış olması sebebiyle takibin sürüncemede bırakılması için açılmış olduğuna dair güçlü bir karine bulunur; dolayısıyla, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında mahkeme tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar veremez. Ancak, İİK m. 72/3 uyarınca “borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” Davanın alacaklı tarafından kazanılması durumunda ihtiyati tedbir kararı kalkar ve alacaklı ihtiyati tedbir nedeniyle alacağını geç almaktan doğan zararlarını borçlunun ihtiyati tedbir için yatırmış olduğu teminattan karşılar. Davayı borçlu kazanırsa icra takibi durur.

 İstirdat Davası

Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş veya itiraz etmiş olup, itirazı kaldırıldığı için icra takibi kesinleşmiş olabilir. Böyle bir durumda, borçlu, gerçekte borçlusu olmadığı bir borcu ödemek zorunda kalacaktır.

İstirdat davasının açılabilmesi için borçlunun maddi hukuk bakımından borcu olmamasına karşın alacaklı tarafından takip edilen bir borcu cebren ödemiş olması gerekmektedir. Bu davayla borçlu olarak takibe uğrayan kişiye davacı olarak alacaklının alacağını yargıç önüne getirebilme olanağı tanınmıştır. Davanın açılabilmesi için, İİK m. 72/7 gereğince davacının,

      • Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kabul edilmemiş olması,
      • Bu yüzden de borçlu olmadığı bir parayı cebir tehdidiyle ya da cebri icranın sonunda ödemiş olması,
      • Ödeme tarihinden sonra 1 yıl içinde istirdat davası açmış olması gerekmektedir.

İspat yükü davacıda olup yetkili mahkemeye ilişkin menfi tespit davası hükümleri aynen geçerlidir.

İstihkak Davası

Hacizde istihkak davasında, borçlunun elinde üçüncü şahsın hak iddia ettiği bir mal varsa, icra dairesi bunu zabıtlarına geçirir ve bu istihkak iddiasına karşı itirazları olup olmadığını bildirmek üzere alacaklı ve borçluya üç günlük bir mühlet verir. Sükûtları halinde istihkak iddiası kabul edilmiş sayılır. Malın haczini öğrenen borçlu veya üçüncü şahıs, öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içinde istihkak iddiasında bulunmalıdırlar. Aksi takdirde bu iddiayı aynı takipte ileri süremezler. Mahcuz mal üzerinde istihkak konusu yapılabilecek haklar;

      • Tam ayni hak olan mülkiyet hakkı,
      • Sınırlı ayni haklar (Menkul rehni, ipotek veya intifa, sükna yada diğer irtifak hakları)
      • Tapu siciline şerh verilmek suretiyle kuvvetlendirilmiş şahsi haklar (Vefa, iştira, şufa hakları) olabilecektir.

İptal Davası

İflas etme ihtimali bulunan veya mallarına haciz konulması ihtimali olan kimselerin, mallarını alacaklılardan kaçırmak için bazı hileli (şüpheli) tasarruflarda bulunmaları ihtimal dahilindedir. Borçlu, mallarına haciz konma ihtimaline karşı, mallarını başka kimseye devredebilmektedir. Böyle bir durumda ise alacaklılar, alacaklarına karşılık olmak üzere haczedilecek mal bulamazlar ve bu nedenle de alacaklarını tam olarak alamazlar veya borçlu iflas ettiğinde iflas masasına daha önce bu şekilde devredilen alacaklar girmez ve alacakların hakları zarara uğrar. Borçlunun, hacizden veya iflastan önce, alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla yaptığı bu tür tasarrufların iptali için dava açılabilir. Bu dava ayni bir dava olmayıp, şahsi bir davadır. Yani iptal davası ile söz konusu malın veya malların mülkiyeti tekrar borçluya dönmemekte, sadece alacaklı malın bedelinden alacağını tahsil etmektedir. Bu tür davalar, iptale tabi tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl içinde açılmalıdır. Bu süre hak düşürücü niteliktedir.

İflas Davası

Borçlunun ödeme emrine 7 günlük süre içinde itiraz etmemesi ve ödememesi halinde alacaklı, açacağı iflas davası ile borçlunun iflasına karar verilmesini isteyebilir. Yine borçlu ödeme emrine itiraz etmiş olsa dahi, alacaklı itirazın kaldırılması talebi ile birlikte iflasa karar verilmesini isteyebilir. İflas davası, ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılmalıdır.