Blog

Dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede kadastro yenileme çalışmalarının tamamlanarak tescil edildiği anlaşıldığından, yenileme çalışmaları sonucu oluşan yeni tapu kayıtları ile kadastro krokisi ilgili Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüklerinden getirtilip, yeni duruma göre kamulaştırma konusu irtifak alanı ve pilon yerinin ölçekli kroki üzerinde ayrı ayrı gösterilmesi için bilirkişisinden ek rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, davacı dava konusu taşınmazlarda paydaş olduğundan, irtifak hakkının davacının payı oranında kurulması, pilon yeri için ise yine davacının payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, taşınmazların tapu kaydındaki ipotek şerhinin bedele yansıtılmaması, dava konusu taşınmazların tapu kaydına göre davacının payı oranında bedele hükmedilmesi gerekirken tamamının bedeline hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün YARGITAY’ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçeyle istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

– K A R A R –

kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili İSTEMİNE İLİŞKİNDİR.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

Mahkemece yapılan keşif sonucu; Tepehan köyü 149 ada 8, 146 ada 222, ve 223; 148 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların dava tarihindeki değerinin biçilmesinde yöntem olarak bir İSABETSİZLİK GÖRÜLMEMİŞTİR.
Ancak;

1-Dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede kadastro yenileme çalışmalarının tamamlanarak tescil edildiği anlaşıldığından, yenileme çalışmaları sonucu oluşan yeni tapu kayıtlarıyla kadastro krokisi ilgili Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüklerinden getirtilip, yeni duruma göre kamulaştırma konusu irtifak alanı ve pilon yerinin ölçekli kroki üzerinde ayrı ayrı gösterilmesi için bilirkişisinden ek rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,

2-Davacı dava konusu taşınmazlarda paydaş olduğundan, irtifak hakkının davacının payı oranında kurulması, pilon yeri için ise yine davacının payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,

3-Taşınmazların tapu kaydındaki ipotek şerhinin bedele yansıtılmaması,

4-Dava konusu taşınmazların tapu kaydına göre davacının payı oranında bedele hükmedilmesi gerekirken tamamının bedeline hükmedilmesi,

DOĞRU GÖRÜLMEMİŞTİR.

Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 27/02/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan ÇALIŞMA KOŞULLARINDA DEĞİŞİKLİK başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.