Blog

 

A photo by Clem Onojeghuo. unsplash.com/photos/HYNOp2CUcbYDava, yeniden inşaat sebebiyle tahliye istemine ilişkindir. Türk Borçlar Kanun’unun 350/2. maddesi hükmüne göre kiralananın yeniden inşa veya imar amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi için açılacak davaların belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde bu kanunun 328. maddesinde fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açılması gerekir. TBK.’nun 353. maddesi uyarınca kiraya veren daha önce veya en geç davanın açılması için öngörülen sürede dava açacağını kiracıya yazılı olarak bildirmişse, dava, bildirimi takip eden uzayan bir kira yılı sonuna kadar açılabilir. Dava açma süresi kamu düzenine ilişkin olup davalı ileri sürmese bile mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerekir. Davanın süresinde açılıp açılmadığının belirlenebilmesi için öncelikle kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin ve süresinin bilinmesi zorunludur. Davacının bildirdiği bu tarihlere davalı karşı çıkarsa uyuşmazlığın tarafların gösterecekleri tanık dahil bütün deliller toplanarak bir hadise olarak çözüme kavuşturulması gerekir.

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ.

Dava, yeniden inşaat sebebiyle tahliye İSTEMİNE İLİŞKİNDİR. Mahkemece davacının taşınmaza inşaat yapmak için ihtiyacı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

Türk Borçlar Kanun’unun 350/2 nci maddesi hükmüne göre kiralananın yeniden inşa veya imar amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi için açılacak davaların belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde bu kanunun 328 inci maddesinde fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde AÇILMASI GEREKİR. TBK.’nun 353 üncü maddesi uyarınca kiraya veren daha önce veya en geç davanın açılması için öngörülen sürede dava açacağını kiracıya yazılı olarak bildirmişse, dava, bildirimi takip eden uzayan bir kira yılı sonuna kadar açılabilir. Dava açma süresi kamu düzenine ilişkin olup davalı ileri sürmese bile mahkemece kendiliğinden gözönünde BULUNDURULMASI GEREKİR.

Davanın süresinde açılıp açılmadığının belirlenebilmesi için öncelikle kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin ve süresinin BİLİNMESİ ZORUNLUDUR. Davacının bildirdiği bu tarihlere davalı karşı çıkarsa uyuşmazlığın tarafların gösterecekleri tanık dahil bütün deliller toplanarak bir hadise olarak çözüme KAVUŞTURULMASI GEREKİR.

Mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda araştırma yapılarak öncelikle davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti süresinde açıldığının anlaşılması halinde davacı tarafın inşaata ilişkin projesinin getirtilmesi, bu projenin mahalline uygulanabilirliği hususunda keşif yapılarak bilirkişiye projenin uygulamasının yaptırılması gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı gerekçeyle hüküm tesisi DOĞRU DEĞİLDİR.

Hüküm bu NEDENLE BOZULMALIDIR.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3 üncü madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 inci maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 09/03/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan İŞYERİ SİGORTA SÖZLEŞMESİNE DAYALI TAZMİNAT başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.