Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 15.09.2015 tarihli 2015/10053 esas 2015/21168 numaralı kararına göre; kural olarak iki kişi arasında mevcut olan bir hukuki ilişkiye dayanan, henüz doğmamış olmakla birlikte ileride doğması muhtemel bulunan alacaklara müstakbel alacak denir. Müstakbel ya da doğacak alacaklar için haciz ihbarı yada haciz yazısı gönderilebilmesi, üçüncü kişi ile borçlu arasında süregelen bir hukuki ilişkinin varlığına bağlıdır. Hukuki münasebetin varlığı ve bu ilişki nedeniyle borçluya ödenecek ve devamlılık arzeden bir alacağın bulunduğu hallerde, üçüncü kişiye haciz yazısı gönderilebilir. Müstakbel bir alacaktan bahsedilebilmesi için, bir hukuki ilişkinin mevcut olması, bu hukuki ilişkiden doğacak alacağın cinsinin ve borçlunun belli olması yeterlidir. Alacağın miktarının belli olup olmaması veya böyle bir alacağın doğmama ihtimalinin bulunması önemli değildir. İşçiler ve memurların işveren nezdinde işleyecek ücret alacakları, müstakbel alacaklara örnek olarak gösterilebilir. Kanun, ücret hacizlerinde, bu anlamdaki müstakbel alacakların haczedilebileceğini açıkça kabul etmektedir. Bu durumda, borçlunun çalıştığı kurumdan ileride emekli olması halinde alacağı emekli ikramiyesine haciz konulabilir. Öte yandan, yasalarda işçi emekli ikramiyesinin haczedilemeyeceğine ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, borçlunun ileride doğması muhtemel emekli ikramiyesinin tamamı haczedilebileceğinden, bu yöne ilişkin şikayetin tümden reddine karar verilmesi gerekir.
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Alacaklı tarafından diğer borçlularla birlikte Fatih K. aleyhine de genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun, normal mesai dışında çalışarak elde ettiği ücret ve yardımlarla işten ayrılması halinde işverenden alacağı diğer alacaklara konulan haczin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece, ikramiyenin ¼ ünü aşan kısmıyla istihkak, fazla mesai ve prim alacağının tamamı üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar VERİLDİĞİ GÖRÜLMÜŞTÜR.
Kural olarak iki kişi arasında mevcut olan bir hukuki ilişkiye (temele) dayanan, henüz doğmamış olmakla birlikte ileride doğması muhtemel bulunan alacaklara müstakbel alacak denir. Müstakbel (beklenen) ya da doğacak alacaklar için haciz ihbarı yada haciz yazısı gönderilebilmesi, üçüncü kişiyle borçlu arasında süregelen bir hukuki ilişkinin VARLIĞINA BAĞLIDIR. Hukuki münasebetin varlığı ve bu ilişki nedeniyle borçluya ödenecek ve devamlılık arzeden bir alacağın bulunduğu hallerde, üçüncü kişiye haciz yazısı gönderilebilir. Müstakbel (beklenen) bir alacaktan bahsedilebilmesi için, bir hukuki ilişkinin (temelin) mevcut olması, bu hukuki ilişkiden doğacak alacağın cinsinin ve borçlunun (olayda borçlunun çalıştığı kurumun) belli OLMASI YETERLİDİR. Alacağın miktarının belli olup olmaması veya böyle bir alacağın doğmama ihtimalinin bulunması ÖNEMLİ DEĞİLDİR. İşçiler ve memurların işveren nezdinde işleyecek ücret alacakları, müstakbel alacaklara örnek olarak gösterilebilir (Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku EI Kitabı-sh 428 vd..). Kanun, ücret hacizlerinde, bu anlamdaki müstakbel alacakların haczedilebileceğini açıkça kabul etmektedir (İİK. 83,355,356.).
Bu durumda, borçlunun çalıştığı kurumdan ileride emekli olması halinde alacağı emekli ikramiyesine haciz konulabilir. Öte yandan, yasalarda işçi emekli ikramiyesinin haczedilemeyeceğine ilişkin bir düzenleme DE BULUNMAMAKTADIR.
Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilke ve açıklamalar uyarınca borçlunun ileride doğması muhtemel emekli ikramiyesinin tamamı haczedilebileceğinden, bu yöne ilişkin şikayetin tümden reddine karar verilmesi gerekirken; şikayetin kısmen kabulüyle emekli ikramiyesinin 3/4’ünün üzerine konulan haczin kaldırılarak 1/4’ü bakımından devamına karar VERİLMESİ İSABETSİZDİR.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428 inci maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.09.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
Bir önceki yazımız olan İŞ MAHKEMELERİNDE KARŞI TEMYİZ YOLU İLE TEMYİZ HAKKI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.