Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 24.03.2015 Tarihli 2014/5144 Esas, 2015/1752 Sayılı Kararına göre; Sanık İsmail’in kendisinin ve annesi Zeliha’nın yaralandığı, ayrıca kardeşi Osman’ın öldüğü; Osman’ın kendisinin ve kardeş Mehmet’in yaralandığı babası Ali’nin ise öldüğü dikkate alındığında haksız tahriklerin ulaştığı boyut gözetilerek, sanık İsmail ve suça sürüklenen çocuk Osman hakkında kasten öldürme suçundan kurulan hükümlerde TCK’nun 29. maddesinin uygulanması sırasında 12-18 yıl aralığında makul bir ceza belirlenmesi yerine 18 yıl hapis cezası belirlenmek sureti ile fazla cezalar tayini, yine sanık İsmail hakkında mağdur çocuklar Mehmet ve Osman’ı kasten öldürmeye teşebbüs ve Osman hakkında mağdurlar Zeliha ve İsmail’i kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükümlerde TCK’nun 29. maddesinin uygulanması sırasında 1/4 ila 3/4 oranları arasında makul bir ceza indirimi yerine 1/4 oranında indirim yapılması, çocuk Osman hakkında mağdur İsmail’i kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükümde teşebbüs nedeniyle 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngören TCK.nun 35. maddesi uyarınca yapılan uygulamada meydana gelen zararın ağırlığına nazaran alt sınıra yakın ceza tayini yerine, en üst sınırdan olacak şekilde 15 yıl hapis cezasına hükmedilmesi, çocuk hakkında TCK’nun 62. maddesi gereğince takdiri indirim uygulaması sırasında denetime imkan verecek şekilde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden bu indirimi etkisiz kılacak biçimde 1/18 oranına yer verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
1- a-Sanık İsmail hakkında mağdur Şadiye’ye yönelik kasten öldürme suçundan açılan bir dava bulunmadığı halde verilen beraat kararının hukuki değerden yoksun olduğu,
b-Katılan sanık İsmail Er müdafiinin 12.07.2013 ve 23.09.2013 tarihli dilekçelerinin içeriğine göre hükmü yalnızca sanık müdafii olarak temyiz ettiği kabul edilerek İNCELEME YAPILMIŞTIR.
3-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık İsmail Er’in Ali Hanifioğlu’nu kasten öldürme, mağdur çocuklar Mehmet Hanifioğlu ve Osman Hanifioğlu’nu kasten öldürmeye teşebbüs; suça sürüklenen çocuk Osman Hanifloğlu’nun Osman Er’i kasten öldürme, mağdurlar Zeliha Er ve İsmail Er’i kasten öldürmeye teşebbüs suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, haksız tahrike ve takdire ilişen cezalan azaltıcı sebeplerin varlığı takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık İsmail müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede sübuta, delillerin hatalı değerlendirildiğine, vesaireye; katılan suça sürüklenen çocuk Osman ve katılanlar Şadiye ve Mehmet vekilinin katılan sıfatıyla haksız tahrik bulunmadığına, sanık sıfatıyla meşru savunmaya, vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Oluşa ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında tarla yolundan geçme konusunda ihtilaf bulunduğu, olay günü sanık İsmail Er ile mağdur Mehmet Hanifioğlu arasındaki küfürleşmeden sonra kimin başlattığı belli olmayacak şekilde silahlı çatışma yaşandığı, sanık İsmail’in suça sürüklenen çocuk Osman Hanifioğluyla kardeşi Mehmet ve babası Ali’ye öldürme kastı altında tüfekle ateş ettiği, Ali’nin olay yerinde öldüğü, Mehmet ve Osman’ın yaralandıkları; suça sürüklenen çocuk Osman’ın ise yine tüfekle ve öldürme kastıyla ateş ederek Osman Er’i öldürdüğü, Zeliha’yı yaşamsal tehlike geçirecek, İsmail’i ise alt çene, üst çene, sırt, sağ omuz, bel, sağ el ve sol bileğinden saçma isabetleriyle yaşamsal tehlike geçirmeksizin etkisi basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek şekilde yaraladığı anlaşılan olayda;
a-Sanık İsmail’in kendisinin ve annesi Zeliha’nın yaralandığı, ayrıca kardeşi Osman’ın öldüğü; suça sürüklenen çocuk Osman’ın kendisinin ve kardeş Mehmet’in yaralandığı babası Ali’nin ise öldüğü dikkate alındığında haksız tahriklerin ulaştığı boyut gözetilerek,
aa-Sanık İsmail ve suça sürüklenen çocuk Osman hakkında kasten öldürme suçundan kurulan hükümlerde TCK’nun 29 uncu maddesinin uygulanması sırasında 12-18 yıl aralığında makul bir ceza belirlenmesi yerine 18 yıl hapis cezası belirlenmek suretiyle fazla cezalar tayini,
bb-Yine sanık İsmail hakkında mağdur çocuklar Mehmet ve Osman’ı kasten öldürmeye teşebbüs ve suça sürüklenen çocuk Osman hakkında mağdurlar Zeliha ve İsmail’i kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükümlerde TCK’nun 29 uncu maddesinin uygulanması sırasında 1/4 ila 3/4 oranları arasında makul bir ceza indirimi yerine 1/4 oranında indirim yapılması,
b-Suça sürüklenen çocuk Osman hakkında mağdur İsmail’i kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükümde teşebbüs nedeniyle 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngören TCK.nun 35 inci maddesi uyarınca yapılan uygulamada meydana gelen zararın ağırlığına nazaran alt sınıra yakın ceza tayini yerine, en üst sınırdan olacak şekilde 15 yıl hapis cezasına hükmedilmesi,
c-Sanık ve suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nun 62 nci maddesi gereğince takdiri indirim uygulaması sırasında denetime imkan verecek şekilde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden bu indirimi etkisiz kılacak biçimde 1/18 oranına yer verilmesi,
d-TCK’nun 62 nci maddesiyle indirim yapıldığı sırada;
Sanık İsmail hakkında mağdur çocuk Mehmet Hanifioğlu’nu kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükümde 14 yıl 2 ay hapis cezası yerine 14 yıl 1 ay 25 gün, mağdur çocuk Osman Hanifioğlu’nu kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükümde 10 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası yerine 10 yıl 7 ay 11 gün, suça sürüklenen çocuk Osman hakkında ise kasten öldürme suçu yönünden 11 yıl 4 ay hapis cezası yerine 11 yıl 3 ay 26 gün; mağdurlar İsmail ve Zeliha’yı kasten öldürmeye teşebbüs suçları yönünden ise 7 yıl 1 ay hapis cezaları yerine 7 yıl 28 gün şeklinde eksik cezalar belirlenmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup sanık İsmail müdafiisi, katılanlar vekili ve suça sürüklenen çocuk Osman müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kısmen re’sen de temyize tabi olan hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak (BOZULMASINA), 24.03.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
Bir önceki yazımız olan MİRAS BIRAKANIN EHLİYETSİZLİĞİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.