Avukat olan davacının,avukatlık kimliğini ibraz etmesine rağmen kolluk kuvvetleri tarafından üzerinin aranması nedeniyle manevi zararın tazmini istemiyle dava açılmıştır.Avukatlık yasası uyarınca ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatların üzeri aranamaz.Suçüstü hali olmadan müvekkili önünde kolluk kuvvetlerince üzeri aranan davacının meslek onurunun zedelendiği açıktır. Davalı idarenin bu eylemde hizmet kusurunun bulunduğuna, davacının manevi zararının karşılanmasına,haksız zenginleşmesine de yol açılmamasını sağlamak üzere takdiren manevi zararın olay tarihin itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi hukuka uygundur. Buna ilişkin Danıştay kararı şu şekildedir:
İstem : .. Barosuna kayıtlı avukat olan davacının,avukatlık kimliğini ibraz etmesine rağmen kolluk kuvvetleri tarafından üzerinin aranması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 50.000,00TL manevi zararın tazmini istemiyle açılan dava; 1136 sayılı Avukatlık Yasası uyarınca ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatların üzerinin aranamayacağı tartışmasız olup, bir suçüstü hali olmadan müvekkili önünde kolluk kuvvetlerince üzeri aranan davacının meslek onurunun zedelendiği açık olduğundan davalı idarenin görevle ilgili olarak gerçekleştirilen bu eylemde hizmet kusurunun bulunduğu gerekçesiyle davacının manevi zararının karşılanmasını ve haksız zenginleşmesine de yol açılmamasını sağlamak üzere takdiren 2.000,00TL manevi zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine karar veren Sakarya 1.İdare Mahkemesi’nin 31.03.2010 gün ve 2009/540E. – 2010/248K. sayılı kararının; takdir edilen tutarın eylemin meydana getirdiği zararı karşılamadığı ve idareler için bir caydırıcılığının bulunmadığı ileri sürülerek,2577 sayılı yasanın 49.maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunma : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir
Danıştay Savcısı : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49.maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar,söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesi’nce gereği düşünüldü
KARAR: İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı idari yargılama usulü yasasısının 49.maddesinin 1.fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
SONUÇ: İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına ve yargılama giderlerinin temyiz isteminde bulunan üzerinde bırakılmasına 12.11.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.
T.C. DANIŞTAY 8. DAİRE
Bir önceki yazımız olan ADİ ORTAKLIĞIN RESMİ TASFİYESİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.