Hükme esas alınan Yargıtay 14.Hukuk Dairesi’nin 09.01.2012 tarihli 2011/13487Esas 2012/30Karar sayılı ilamında özetle dava konusu parseller bakımından kuraklığın olduğu 2006-2007 yıllarında sözleşmede kararlaştırılan kira parasından “felaketli vakalar” sebebiyle tenzili gereken miktarın bilirkişiye incelettirilerek ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması ve bu şekilde bir veri sağlandıktan sonra gerekirse Türk Medeni Kanunu’nun 4.maddesinin hakime tanıdığı takdir yetkisini de kullanarak her iki parsel için tenzil edilmiş kira parasına hükmedilmesi, bu yapılırken davacının 19.07.2010 tarihli dilekçesindeki taleplerinin ve artırılan kira parasının gözetilmesi gerektiği belirtilmiş olup,bozma sonrasında alınan 11/12/2012 tarihli ek bilirkişi raporunda ise dava konusu her iki parsel için 2007 yılındaki zarar miktarı belirlendiği halde bu zarar miktarları dikkate alınmaksızın sözleşmedeki artış şartı gereğince hesaplanan 2006 yılı aylık kira bedeli ile 2007 yılı aylık kira bedeli arasındaki fark kadar indirim yapılabileceği bildirilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereklerine uygun olmayan belirtilen bilirkişi raporu esas alınarak TMK. 4.maddesinin hakime tanıdığı takdir hakkı kullanılmaksızın hakkaniyete uygun olmayacak şekilde indirim yapılmak suretiyle kira bedelinin belirlenmesi doğru değildir.
Dava, ürün kirasında kira bedelinin uyarlanması istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne , 135 parsel sayılı zeytinliğin 2007 yılı kira bedelinin aylık 24.690TL, 54 parsel sayılı zeytinliğin ise 9400TL olarak uyarlanmasına karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında Vakıf Zeytinliklerinin kiralanması konusunda kira sözleşmesi yapıldığını,2007 yılında mevsimin aşırı kurak geçmesi nedeniyle ürün alınamadığı için kira bedellerinin ödenemediğini belirterek kira sözleşmesine müdahale edilerek kira bedelinin indirilmesini talep etmiştir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş hükmün Yargıtay 14.hukuk dairesinin 17.02.2009 tarih 2008/13918 Esas – 2009/1992 Karar sayılı ilamıyla bozulması üzerine mahkemece direnme kararı verilmiş,Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.11.2009 tarih ve 2009/14-456Esas 2009/496 sayılı kararıyla direnme kararı bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen 28.06.2011 tarihli karar en son 14.Hukuk Dairesince 09.01.2012 tarih 2011/13487 Esas 2012/30 sayılı kararla bozulmuş mahkemece, 11.12.2012 tarihli ek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere , mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Hükme esas alınan yargıtay 14.hukuk daşresşbşb 09.01.2012 tarihli 2011/13487Esas 2012/30 Karar sayılı ilamında özetle dava konusu parseller bakımından kuraklığın olduğu 2006-2007 yıllarında sözleşmede kararlaştırılan kira parasından “felaketli vakıalara” sebebiyle tenzili gereken miktarın bilirkişiye incelettirilerek ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması ve bu şekilde bir veri sağlandıktan sonra gerekirse Türk Medeni Kanunu’nun 4.maddesinin hakime tanıdığı takdir yetkisini de kullanarak her iki parsel için tenzil edilmiş kira parasına hakime tanıdığı takdir yetkisini de kullanarak her iki parsel için tenzil edilmiş kira parasına hükmedilmesi, bu yapılırken davacının 19.07.2010 tarihli dilekçesindeki taleplerinin ve artırılan kira parasının gözetilmesi gerektiği belirtilmiş olup, bozma sonrasında alınan 11.12.2012 tarihli ek bilirkişi raporunda ise dava konusu her iki parsel için 2007 yılındaki zarar miktarı belirlendiği halde, bu zarar miktarları dikkate alınmaksızın sözleşmedeki artış şartı gereğince hesaplanan 2006 yılı aylık kira bedeliyle 2007 yılı aylık kira bedeli arasındaki fark kadar indirim yapılabileceği bildirilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereklerine uygun olmayan yukarıda belirtilen bilirkişi raporu esas alınarak TMK4. maddesinin hakime tanıdığı takdir hakkı kullanılmaksızın hakkaniyete uygun olmayacak şekilde indirim yapmak suretiyle kira bedelinin belirlenmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 2 nolu bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3 üncü madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 inci maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, YARGITAY duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir olunan 1.100.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24.02.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
T.C. YARGITAY 6.HUKUK DAİRESİ
ESAS: 2014/13931 KARAR:2015/1757 TARİH:24.02.2015
Bir önceki yazımız olan FAZLA MESAİ ÜCRETİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.