Blog

consumer.jpgYargıtay 13. H.D., davacının davalı şirkete ait mağazada alışveriş için bulunduğu sırada, hırsızlık yaptığından şüphelenilerek darp ve tehdit edilmesi ile ilgili olarak bulunmuş olduğu tazminat talebinin, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığına hükmetti. 13. H.D. 2014/2956E., 2014/2852K. ve 04.02.2014 tarihli kararında; Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörüsüyle, görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olduğu, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği,  görevle ilgili hususlarda kazanılmış hakkın söz konusu olmayacağı ,bu durumda mahkemece,uyuşmazlığın tüketici mahkemesi sıfatı ile görülmesi gerekirken genel mahkeme sıfatı ile bakılıp sonuçlandırılmasının yasaya aykırı olduğuna hükmetti.

Yerel mahkemede görülen yargılamanın kısmen reddi ve kısmen kabulü üzerine kararın, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13.H.D. mevzu bahis yargılama ile ilgili olarak temyiz incelemesinde bulunmuştur. Yargılamaya konu olay özetle şöyledir;

Davacı vekili, davalı B… A.Ş.’nin kasiyer çalışanı olan öteki davalı Ş. O.’ın 19.10.2011 tarihinde 11 yaşında olan küçük A. A.’i ve arkadaşını hırsızlık yapmış olabileceği düşünce ve zannı altında tehditle mağaza arkasındaki kimsenin bulunmadığı bodruma indirmeye çalışarak onlara tokat atıp tartakladığını, çocukların bodruma inmek istememesi üzerine “aşağı inin kemiklerinizi kıracağım” şeklinde tehditte bulunduğunu, müvekkilinin arkadaşı E. ‘nin o an yaşadığı korkuyla altını ıslatmış olduğunu, çocukların üzerinde bedeli ödenmemiş hiçbir malzeme çıkmamasına ve davalı işyerinden bir şey çaldıklarına dair hiçbir delil bulunmamasına rağmen suçsuz yere tehdit edilerek tartaklanmalarının küçüğün ruhi dünyasında ve bilinç altında oluşturduğu sarsıntı ve acının telafi edilemeyeceğini, küçüğün olaydan sonra geceleri uyuyamadığını ve ruh sağlığının bozulduğunu ileri sürerek, 15.000,00 TL manevi tazminatın 19.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne,7.500,00 TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.

Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunda tanımlanan taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekeceği öngörülmüştür.

Dava, davacının davalı şirkete ait mağazaya alış veriş için gittiği sırada hırsızlık yaptığından şüphelenilerek darp edilmesi ve tehdit edilmesi iddiasına dayalı tazminat isteğine ilişkin olup, uyuşmazlığın 4077 Sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece, uyuşmazlığın tüketici mahkemesi sıfatı ile görülmesi gerekirken genel mahkeme sıfatı ile bakılıp sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırıdır.

Yargıtay 13. H.D. bu nedenle temyiz edilen yerel mahkeme hükmünün bozulmasına 04.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar vermiştir.

Bir önceki yazımız olan Hayvanlar Üzerinde Deney Yapılmasının Durdurulması başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.