Blog

Dava, eser sözleşmesi nedeniyle dava dışı faktoring şirketine temlik ettiği fatura karşılığı iş bedeli alacağının temlik edilen şirkete geç ödenmesi sebebiyle faktoring şirketine ödenmek zorunda kalınan faiz, Banka Sigorta Muamele Vergisi ve banka masraflarının tahsili istemine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117/I. maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceği ya da aynı maddenin ikinci fıkrasına göre kararlaştırılan kesin vadenin geçmesiyle temerrüde düşeceği düzenlenmiştir. Somut olayda dava ve ıslahla arttırılan bölüm için daha önceden temerrüt ihtarı olmadığı gibi kesin vade de bulunmadığından, kabul edilen alacağın dava dilekçesinde istenen bölümüne dava, ıslahla arttırılan kısmına ıslah harcının yatırıldığı tarihten itibaren faiz uygulanması gerekirken, tamamı için dava tarihinden faiz uygulanması da usul ve yasaya aykırı olmuştur.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesi nedeniyle dava dışı faktoring şirketine temlik ettiği fatura karşılığı iş bedeli alacağının temlik edilen şirkete geç ödenmesi sebebiyle faktoring şirketine ödenmek zorunda kalınan faiz, Banka Sigorta Muamele Vergisi ve banka masraflarının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece ıslahla arttırılan miktar da dikkate alınarak davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince kanun yoluna başvurulmuştur.

Davacı, davalı iş sahibinden olan faturaya dayalı olan alacağını 22.03.2013 tarihli faktoring sözleşmesine dayalı olarak dava dışı ….’ye temlik etmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 189. maddesi hükmünce alacağın devri ile devredenin kişiliğine özgü olanlar dışındaki öncelik hakları ve bağlı haklar da devralana geçer. Asıl alacakla birlikte işlemiş faizler de devredilmiş sayılır. Bunun sonucu olarak temlik edilen alacağın aslı ile işlemiş faiz ve temerrütten sonra işleyecek faizleri devralana geçeceğinden devredenin temlik ettiği asıl alacak ve faizlerini isteme hakkı bulunmamakta ise de, devredenin somut olayda olduğu gibi devralandan aldığı kredi karşılığı alacağını temlik etmiş olması halinde ve iş sahibinin ödemede temerrüdünden sonra devralana ödemek zorunda kaldığı kredi faizi ile devralanın temerrüt faizinden itibaren tahsil tarihine kadar iş sahibinden isteyebileceği temerrüt faizi arasında kalan ve iş sahibinin temerrüdünden kaynaklanan zararını isteyebileceğinin kabulü gerekir.

Bu durumda mahkemece öncelikle dava dışı ….’den davacının davalı iş sahibinden olan alacağını temlik ederek aldığı kredi ile ilgili 22.03.2013 tarihli faktoring sözleşmesi ve ekleri ile sözkonusu sözleşme uyarınca davacıya ne miktar ödeme yapıldığı ve davacı tarafından faktoring sözleşmesi ile alacağını devredip aldığı kredi nedeniyle hangi tarihler arasında ne miktarda faiz ödemesi yaptığı sorulup sözleşme ve ekleri ile ödenen faizlerle belge suretleri getirtildikten sonra yeniden oluşturulacak faktoring hukuku ve munzam zarar konusunda uzman bilirkişi kurulundan devredilen alacakla ilgili kesin vade olmadığı gibi temerrüt ihtarı da bulunmadığı ve davalı iş sahibinin temerrüdü 25.03.2013 tarihli yazısında ödemeyi taahhüt ettiği 10.06.2013 tarihinde ödemenin yapılmaması sonucu oluştuğundan, bu tarihten ödeme tarihine kadar davacının dava dışı faktoring şirketine temlik edip kullandığı kredinin temlik ettiği alacak miktarı için ödeyeceği faiz ile dava dışı faktoring şirketinin devraldığı alacakla ilgili davalı iş sahibinin temerrüde düştüğü 10.06.2013 tarihinden ödeme tarihlerine kadar isteyebileceği temerrüt faizi miktarı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, aradaki farkın yüklenicinin munzam zararı olarak hüküm altına alınması gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme sonucu, konusunda uzman olmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kabulü doğru olmamıştır.

Öte yandan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117/I. maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceği ya da aynı maddenin ikinci fıkrasına göre kararlaştırılan kesin vadenin geçmesiyle temerrüde düşeceği düzenlenmiştir. Somut olayda dava ve ıslahla arttırılan bölüm için daha önceden temerrüt ihtarı olmadığı gibi kesin vade de bulunmadığından, kabul edilen alacağın dava dilekçesinde istenen bölümüne dava, ıslahla arttırılan kısmına ıslah harcının yatırıldığı tarihten itibaren faiz uygulanması gerekirken, tamamı için dava tarihinden faiz uygulanması da usul ve yasaya aykırı olmuştur.

Kararın belirtilen sebeplerle bozulması uygun görülmüştür.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 04.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

(www.corpus.com.tr)

Bir önceki yazımız olan RAKİP FİRMAYLA İRTİBATA GEÇTİĞİ İÇİN KOVULAN İŞÇİYE TAZMİNAT ÖDENMEZ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.