Blog

Davacı menfi tespit davasını, davalının dava konusu alacağı temlik aldığı dava dışı Nazmi ‘den olan alacağına dayalı olarak takas istemine göre açmıştır. Borçlunun alacaklıya karşı ileri sürebileceği şahsi defileri temlik alana karşı da aynen ileri sürebilmesi mümkündür. TBK’nun 139. maddesi gereğince ( BK’nun 118 m.) takas, borcu söndüren sebeplerden olduğu için davacının takasa dayalı menfi tespit davası açması mümkündür. Mahkemece, davacının takas iddiasına dayanak yaptığı “borç ikrar belgesi” başlıklı belgede borçlu olarak yer alan Nazmi imzasını ikrar ve kabul ettiğine göre bu ikrara değer verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken anılan belge üzerinde imzaları bulunan tanıkların anlatımına dayanarak belgenin geçersiz sayılıp yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davacının dava dışı Nazmi Siper isimli kişiye davaya konu çek sebebiyle borcunun bulunduğunu, davacının da anılan kişiden borç ikrar belgesi başlıklı belge uyarınca çek bedelini de aşacak şekilde 87.000 TL alacaklı olduğunu, Nazmi Siper’in davaya konu çeki bankaya ibrazdan sonra davalıya temliknameyle devrettiğini ve davalının da davaya konu çeke dayalı olarak davacıya karşı icra takibi yaptığını, davacının alacağı temlik alan davalıya karşı anılan borç belgesi uyarınca takas hakkını kullanma hakkı olduğunu ileri sürerek, takas hakkı sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve DAVA ETMİŞTİR.

Davalı vekili, davacının yapılan takibe itiraz etmediğini, icra dairesinde borcu için taahhütname imzaladığını yani borcu kabul ettiğini savunarak, davanın reddini TALEP ETMİŞTİR.

Mahkemece, toplanan deliller ve yapılan yargılama uyarınca, borç ikrar belgesinde tanık olarak isimleri geçen şahısların ceza dava dosyası ve uyuşmazlığa konu dava dosyasındaki benzer beyanlarında, dava dışı Nazmi Siper hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulacağı iddiasıyla boş olan yerlere isim ve imzalarını atmaları için getirilen belgeyi bu amaçla imzaladıklarını belirtmeleri karşısında artık borç ikrar belgesine itibar edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

Davacı menfi tespit davasını, davalının dava konusu alacağı temlik aldığı dava dışı Nazmi Siper’den olan alacağına dayalı olarak takas istemine GÖRE AÇMIŞTIR. Borçlunun alacaklıya karşı ileri sürebileceği şahsi defileri temlik alana karşı da aynen ileri SÜREBİLMESİ MÜMKÜNDÜR. TBK’nun 139 uncu maddesi gereğince ( BK’nun 118 m.) takas, borcu söndüren sebeplerden olduğu için davacının takasa dayalı menfi tespit davası AÇMASI MÜMKÜNDÜR. Mahkemece, davacının takas iddiasına dayanak yaptığı “borç ikrar belgesi” başlıklı belgede borçlu olarak yer alan Nazmi Siper imzasını ikrar ve kabul ettiğine göre bu ikrara değer verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken anılan belge üzerinde imzaları bulunan tanıkların anlatımına dayanarak belgenin geçersiz sayılıp yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün BOZULMASI GEREKMİŞTİR.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde davacıya iadesine, 13/02/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

Bir önceki yazımız olan 213 SAYILI YASAYA MUHALEFET başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.