Blog

2942 sayılı Yasanın “kısmi kamulaştırma” başlıklı 12/6 maddesinde “Baraj inşaatı için yapılan kamulaştırma sonucunda kamulaştırma sahasına mücavir taşınmaz …..çevrenin sosyal, ekonomik veya yerleşim düzeninin bozulması, ekonomik veya sosyal yönden yararlanılmasının mümkün olmaması hallerinde sahiplerinin yazılı başvurusu üzerine kamulaştırmaya tabi tutulur” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; dosya içindeki bilgi ve belgelere göre dava konusu edilen baraja mücavir taşınmazda; sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulduğu, malikin ekonomik ve sosyal yönden yararlanma imkanının ortadan kalktığı anlaşılmıştır. Bu nedenle gerek 2942 sayılı Yasanın 12/6.maddesi gerekse T.C. Anayasasının 90/5 maddesi ile iç hukukun üzerinde sayılan ve 13.12.2016 tarih ve 51861/11 başvuru sayılı AİHM kararı birlikte gözetildiğinde, Kamulaştırma Kanununun 12/6 maddesinde yazılı olgular gerçekleşmiş olduğundan işin esasına girilerek yapılacak inceleme sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.

Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12 nci maddesine dayanan, baraj için yapılan kamulaştırma sonucu, çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulması, ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayanan tazminat bedelinin tahsili davasının reddine dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün duruşmalı olarak YARGITAYca incelenmesi davacılar vekilince verilen dilekçeyle istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 12/09/2017 günü temyiz eden davacılar vekilinin yüzüne karşı; usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden aleyhine temyiz olunan davalı idare vekilinin yokluğunda duruşmaya başlanarak davacılar vekilinin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ.

– K A R A R –

2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12 nci maddesine dayanan, baraj için yapılan kamulaştırma sonucu, çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulması, ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayanan tazminat bedelinin tahsili istemli davada;

Mahkemece bozma ilamına uyularak öncesinde kesinleşmiş mahkeme kararıyla taşınmazdan ekonomik olarak yararlanmadaki kısıtlama için belirlenen değer kaybı oranında herhangi bir değişiklik ve artış olmadığı, bu haliyle taşınmazdan ikinci kez değer düşüklüğü talebinin hakkaniyete uygun olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

Mülkiyet hakkı gerek Anayasa ve Yasalarla iç hukuk yönünden, gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleriyle kabul edilmiş TEMEL HAKLARDANDIR. (Anayasa Md. 35/1, AİHS Ek Prot. 1-1)

Mülkiyet hakkı, ancak kamu yararının bulunduğu hallerde sınırlandırılabilir veya tamamen kaldırılabilir.

Ne var ki, bu sınırlandırma veya kaldırma gerçekleştirilirken; T.C. Anayasasının 90/5 inci maddesi ile iç hukukun üstünde sayılan AİHS hükümleri dikkate ALINMASI GEREKİR.

AİHM’nin 13.12.2016 tarih 51861/11 başvuru sayılı Kutlu ve Diğerleri/Türkiye davasında benzer bir olay için verilen kararda; “…mülkiyete saygı hakkının kullanılmasında kamu otoritesinin müdahalesinin 1 nolu protokolün 1 inci maddesiyle uyumlu olması için, yasal olması aynı zamanda toplumun genel menfaatlerinin gerekleriyle bireyin temel haklarının korunmasının zorunlulukları arasında adil bir DENGE SAĞLANMALIDIR…Mahkemelerin karara bağlayacağı sorun; başvuranlara ödenen tazminat miktarının, mülklerinin kullanımına getirilen kısıtlamalardan ileri gelen zararı telafi etmeye yeterli olup olmadığı ya da başvuranların taşınmazının kamulaştırılması hakkının güvence altına alıp almadığının tespiti değil, mahkemenin görevi; daha ziyade ulusal mevzuatın başvuranların yararına, sözleşmeyle korunan malvarlığına ilişkin bir menfaat oluşturabilmek için yeterli bir kesinlikle taşınmazdan vazgeçme hakkı tanıyıp TANIMADIĞINI BELİRLEMEKTİR. İdare söz konusu taşınmazları kamulaştırmayı kabul etmeyerek ve mülklerinin kullanımına getirilen kısıtlamaya bağlı olan zararın telafi edilmesi yolunu tercih ederek iç hukukta verilen ve sözleşmeyle korunan mal varlığına ilişkin menfaate zarar verdiği ve 1 nolu protokolün 1 inci maddesinin ihlal edildiğini” kabul etmiş ve mülkiyet bedeli verilmesi yönünde HÜKÜM KURMUŞTUR.

Davacının baraja mücavir taşınmazından yararlanma ve tasarruf etme hakkı kısıtlandığı halde, taşınmazın ekonomik olarak kullanımında herhangi bir değişiklik olmadığı ve ikinci kez değer düşüklüğü talebinin hakkaniye uygun olmayacağı gerekçesiyle tazminat talebinin reddi 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12/6 maddesi ve Ek 1 nolu protokolün 1 inci maddesiyle AİHS’nin 6 ncı MADDESİNE AYKIRIDIR.

2942 sayılı Yasanın “kısmi kamulaştırma” başlıklı 12/6 maddesinde “Baraj inşaatı için yapılan kamulaştırma sonucunda kamulaştırma sahasına mücavir taşınmaz …..çevrenin sosyal, ekonomik veya yerleşim düzeninin bozulması, ekonomik veya sosyal yönden yararlanılmasının mümkün olmaması hallerinde sahiplerinin yazılı başvurusu üzerine kamulaştırmaya tabi tutulur” hükmüne YER VERİLMİŞTİR.

Somut olayda; dosya içindeki bilgi ve belgelere göre dava konusu edilen baraja mücavir taşınmazda; sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulduğu, malikin ekonomik ve sosyal yönden yararlanma imkanının ortadan KALKTIĞI ANLAŞILMIŞTIR.

Bu nedenle gerek 2942 sayılı Yasanın 12/6 ncı maddesi gerekse T.C. Anayasasının 90/5 maddesi ile iç hukukun üzerinde sayılan ve 13.12.2016 tarih ve 51861/11 başvuru sayılı AİHM kararı birlikte gözetildiğinde, Kamulaştırma Kanununun 12/6 maddesinde yazılı olgular gerçekleşmiş olduğundan işin esasına girilerek yapılacak inceleme sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi,

DOĞRU GÖRÜLMEMİŞTİR.

Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan bozmanın niteliğine göre sair hususlar incelenmeksizin hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, temyiz eden davacılar yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 1.480,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 18/09/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

Bir önceki yazımız olan İHMAL SURETİYLE GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.