3402 sayılı Yasa’nın 41.maddesi gereğince yapılan düzeltme işleminin iptali davasına, tapu kayıt malikinin davacılar dışında mirasçılarının da olduğu ve bu mirasçılar arasında elbirliği mülkiyeti bulunduğu gözetilerek, mahkemece davacılara diğer mirasçıların da davaya katılması veya terekeye temsilci atanması için süre ve olanak verilmesi, bu zaman zarfında taraf teşkilinin sağlanması halinde, tarafların iddia ve savunmalarına dair tüm kanıtlar toplanıp değerlendirilerek neticesine göre bir karar verilmesi gerektiği dikkate alınmadan, Uyap sorgusu ile davanın açılıp açılmadığının tespiti imkanı da bulunduğu halde, tapuda isim tashihi davası açılması hususunda verilen kesin mehile uyulmadığı gerekçesiyle usulden davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir.
Kadastro Müdürlüğü’nce 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41 inci maddesi uyarınca re’sen yapılan düzeltme işlemi sırasında G… Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda N…. İbrahim mirasçıları adına kayıtlı olan 1… ada 20 parsel sayılı 17.751,81 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 16.070,16 metrekare yüzölçümlü olarak belirlenerek tapu kaydında düzeltme yapılmasına KARAR VERİLMİŞTİR. Davacılar Vedat ve Atike, düzeltme işlemi sırasında murislerine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin davalı Hilmi’ye ait 1… ada 19 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak DAVA AÇMIŞLARDIR. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacıların taraf ehliyeti bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.
Davacılar, 3402 sayılı Yasa’nın 41 inci maddesi kapsamında yapılan düzeltme işlemiyle tapuda murisleri adına kayıtlı 108 ada 20 parsel sayılı taşınmazın sınırının hatalı belirlenmesi sonucu yüzölçümünün eksildiği iddiasıyla DAVA AÇMIŞLARDIR. Mahkemece, tapu kaydında düzeltim davası açılması için davacı tarafa tanınan 2 haftalık kesin süre içinde dava açılıp açılmadığının bildirilmediği, mahkemenin bu yönde re’sen araştırma da yapamayacağı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine KARAR VERİLMİŞTİR. Dosya kapsamından, davacılar vekilinin hazır olduğu 24.04.2013 tarihli oturumda, tapuda isim tashihi davası açmak üzere davacılar vekiline iki haftalık kesin süre verildiği, bu süre zarfında dava açılmaması halinde davacı tarafın taraf ehliyetinin bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verileceğinin ihtar edildiği, davacılar vekilinin ara karar gereği 02.05.2013 tarihinde tapu kaydında düzeltim istemiyle açtığı davanın Kadirli Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/319 Esas ve 2014/31 Karar sayısını alarak 15.01.2014 tarihinde karara çıktığı ve tapu kaydındaki düzeltilen isteme göre davacıların kayıt malikinin mirasçıları OLDUĞU ANLAŞILMAKTADIR. O halde, mahkemece; tapu kayıt maliki İbrahim’in davacılar dışında mirasçılarının da bulunması nedeniyle mirasçılar arasında elbirliği mülkiyeti bulunduğu göz önüne alınarak T.M.K’nın 702 nci maddesi gereğince davacı tarafa tapu kayıt malikinin davacılar dışındaki diğer mirasçılarının da davaya katılması ya da terekeye temsilci tayin edilmesi için süre ve imkan verilmesi, verilen süre içerisinde taraf teşkilinin sağlanması durumunda, tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, kesin süreye riayet edilerek aynı mahkemeye tapuda isim tashihi davası açılmasına ve UYAP sorgusuyla davanın açılıp açılmadığının tespit edilme imkanı olmasına rağmen eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, 23.02.2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
Bir önceki yazımız olan CİNSİYET DEĞİŞİKLİĞİ DAVASI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.