Blog

 

 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 50. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun 8 ve 28. maddelerine göre, her gerçek kişi, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahiptir ve taraf ehliyeti, çocuğun sağ olarak bütünüyle doğduğu anda başlar, ölümle sona erer. Bu nedenle, ölmüş kişinin taraf ehliyeti yoktur. Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan yoktur. Ölen tarafın mirasçılarına karşı veya onun mirasçıları tarafından davaya devam edilip edilmeyeceğini tespit için, bir ayrım yapmak gerekir. Yalnız öleni ilgilendiren, yani mirasçılarına geçmeyen haklara ilişkin davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalır; bu davalara ölen tarafın mirasçılarına karşı (veya mirasçıları tarafından) devam edilmesine imkan yoktur. Davacının 28/02/2017 tarihinde öldüğü ve davanın yalnız öleni ilgilendiren, yani mirasçılarına geçmeyen haklara ilişkin dava olduğu, davacı tarafın ölümü ile davanın konusuz kaldığı anlaşılmış olduğundan, kararın kaldırılmasına, “davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.

Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşamasında duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde:

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalının annesi olduğunu, müvekkilinin kızı Tülay Berrakkarasu’nun vasi olarak atandığını, davacının alzheimer hastası olduğunu, özellikle 2014 Ağustos ayından itibaren bakıma muhtaç yatağa bağımlı hale geldiğini, ayrıca şeker, tansiyon, böbrek yetmezliği, gibi rahatsızlıklarının olduğunu, tek geçim kaynağının vefat eden eşinden dolayı bağlanan aylık 690.00 TL maaş olduğunu, yeme, içme, sağlık giderleri ve asgari geçim masraflarının ortalama aylık 1.500,00 TL civarında olduğunu beyanla dava tarihinden itibaren aylık 500.00 TL tedbir-yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini TALEP ETMİŞTİR.

Davalı cevap dilekçesinde özetle, davacı annesiyle aynı binada oturduklarını, davacının kendi oğluyla yaptığı tartışma sonucu bu davayı açtığını, davacı annesine elinden gelen imkanları dahilinde yardımcı olduğunu, kendisinden hariç 3 kardeşinin daha olduğunu, davacının ev kirası ödemediğini, evde bakım maaşı ve yaşlılık aylığı aldığını, maddi sıkıntısının olmadığını, kendisinin çeşitli kredi borçlarının olduğunu, yardım nafakasını ödeyecek maddi gücünün olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini TALEP ETMİŞTİR.

İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, taraflar hakkında mali ve sosyal durum araştırması yaptırıldığı, UYAP sisteminden taşınmaz, SGK, araç sorgu raporları çıkarılarak dosyaya konulduğu, nüfus kayıtlarının incelendiği, taraf tanıklarının beyanlarının alındığı, tüm dosya kapsamından tarafların muristen kalan binada ayrı dairelerde oturdukları, davacının yaşlı ve alzheimer hastası olduğu kızı ve aynı zamanda vasisi olan Tülay Berrakkarasuyla aynı evde yaşadığı, iki erkek evladının daha olduğu, davacının emekli maaşının olduğu, başkaca gelirinin olmadığı, davalının ise kredi çekip SGK’ya yatırarak emekli olduğu, kredi borcunu ödemeye devam ettiği, bir kaç ay asgari ücretle bir iş yerinde çalıştığı ancak sağlık sorunları nedeniyle yargılama aşamasında bu işten ayrıldığı, davalının başka bir gelirinin mal varlığının olmadığı, davacının mevcut duruma göre yoksulluk içinde bulunduğu kabul edilerek TMK.nun 364 ve devamı maddeleri uyarınca tarafların tespit olunan sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü ve TMK.nun 4 üncü maddesi uyarınca hakkaniyet ilkesi de nazara alınarak, davalının dava tarihinden itibaren 27/09/2016 tarihine kadar aylık 100.00 TL 27/09/2016 tarihinden itibaren ise aylık 150.00 TL yardım nafakası ödemesine, fazla talebin reddine KARAR VERİLMİŞTİR.

Davalı istinaf dilekçesinde özetle, maddi durumunun iyi olmadığını, emekli olduğunu, parasının büyük bir kısmının kredi borcundan dolayı kesildiğini, eline cüzi bir miktar para geçtiğini, sağlık sorunları nedeniyle çalışamadığını, bunların araştırılmasını istediğini BEYAN ETMİŞTİR.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 50. maddesiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun 8 ve 28 inci maddelerine göre, her gerçek kişi, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahiptir ve taraf ehliyeti, çocuğun sağ olarak bütünüyle doğduğu anda başlar, ölümle sona erer. Bu nedenle, ölmüş kişinin taraf EHLİYETİ YOKTUR. Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur (4721 sayılı TMK m.28/1). Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine İMKAN YOKTUR. Ölen tarafın mirasçılarına karşı veya onun mirasçıları tarafından davaya devam edilip edilmeyeceğini tespit için, bir ayrım yapmak gerekir (KURU, Baki, Prof. Dr.; ARSLAN, Ramazan, Prof., Dr.; YILMAZ, Ejder, Prof.,Dr.; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, 6100 sayılı HMK’na Göre Yeniden Yazılmış, 22. Baskı, Ankara 2011, s. 221).Yalnız öleni ilgilendiren, yani mirasçılarına geçmeyen haklara ilişkin davalar, tarafın ölümüyle konusuz kalır; bu davalara ölen tarafın mirasçılarına karşı (veya mirasçıları tarafından) devam edilmesine İMKAN YOKTUR.

Yapılan inceleme esnasında davacının 28/02/2017 tarihinde öldüğü ve davanın yalnız öleni ilgilendiren, yani mirasçılarına geçmeyen haklara ilişkin dava olduğu, davacı tarafın ölümüyle davanın konusuz kaldığı anlaşılmış olduğundan, kararın kaldırılmasına, “davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” dair aşağıdaki HÜKÜM KURULMUŞTUR.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:

Davacının 28/02/2017 tarihinde öldüğü, bu nedenle davanın konusu kalmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 05.04.2017

Kaynak:Corpus
UYARI: Firmamızca basılı ortamdan elektronik ortama aktarılan içtihat metni, tarafımızdan içeriği etkilenmeyecek şekilde değiştirilmiş ve değişikliği yapan algoritma TESCİL ettirilmiştir. Tescil edilmiş içtihat metninin Corpus sözleşmesinde belirtilen amaçlar dışında herhangi bir ortamda (elektronik veya yazılı) bulundurulması/kullanılması durumunda firmamız tüm kanuni haklarını KULLANACAKTIR.

Bir önceki yazımız olan İSTİNAF SEBEPLERİNİN DİLEKÇEDE SUNULMAMASI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.