155 Polis İmdat Hattı aranarak yardım istenmiş olmakla birlikte, polise yardım edebilmesi için gerekli bilgilerin verilmemesi nedeniyle meydana gelen ölüm olayında idarenin tazmin sorumluluğunun bulunmadığı hakkında.İstemin Özeti: Bursa 3. İdare Mahkemesinin 6.11.2015 tarih ve E:2014/868, K:2015/1189 sayılı kararının; taraflarca aleyhlerine olan kısmının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek BOZULMASI İSTENİLMEKTEDİR.
Savunmaların Özeti: Davalı idare tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş, davacılar tarafından SAVUNMA VERİLMEMİŞTİR.
Danıştay Tetkik Hakimi:
Düşüncesi: Dava konusu olayda, davalı idarenin hizmet kusuru bulunmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, tazminat istemlerinin kısmen kabulü yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması GEREKTİĞİ DÜŞÜNÜLMEKTEDİR.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görülmekle davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek, işin esası incelenip GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Dava; davacılar murisi Feti’nin bıçaklanarak yaralandığı sırada 155 polis imdat hattını arayarak yardım istemesine karşın, idarece hiçbir şey yapılmadığından bahisle meydana gelen ölüm olayı nedeniyle uğranıldığı iddia edilen Hülya için 70.000 TL maddi, 50.000 TL manevi, Muhammet Can için 29.437,73 TL maddi, 25.000 TL manevi, Aleyna için 32.170,63 TL maddi, 25.000 TL manevi zararın yasal faiziyle birlikte tazmini İSTEMİYLE AÇILMIŞTIR.
Bursa 3. İdare Mahkemesince; davacılar murisi Feti’nin, Yusuf isimli kişi tarafından 10.01.2013 tarihinde kaçırılarak bıçaklandığı ve darp edildiği, bu sırada Feti’nin 155 polis imdat hattını arayarak yardım istediği, söz konusu çağrı üzerine, İl Emniyet Müdürlükleri Acil Çağrı Hizmetleri Yönergesi uyarınca yapılması gereken iş ve işlemlerin yerine getirilmediği, davacılar murisinin 155 ihbar hattını aramasından sonra Yusuf isimli şahıs tarafından öldürülerek kırsala bırakıldığı, Yusuf’un 12.01.2013 tarihinde polis merkezine gelip teslim olmasından sonra davacılar murisinin bulunabildiği, mevzuatla idareye yüklenen güvenlik hizmetinin kötü işlemesi nedeniyle meydana gelen zararın idarece tazmini gerektiği gerekçesiyle, meydana gelen maddi zararın tespiti amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporu hükme esas alınarak, maddi ve manevi tazminat istemlerinin toplam 149.674,63 TL’lik kısmın 2/5/2014 tarihinde itibaren işletilecek yasal faizinde birlikte ödenmesine, bu miktarı aşan tazminat istemlerinin ise reddine KARAR VERİLMİŞTİR.
Taraflarca, anılan mahkeme kararının aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek BOZULMASI İSTENİLMEKTEDİR.
Anayasanın 125 inci maddesi son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu KURALA BAĞLANMIŞTIR.
İdarenin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına YOL AÇMAKTADIR.
Öte yandan, idarenin hukuki sorumluluğundan sözedebilmek için, ortada bir zararın bulunmasının yanında, bunun idareye yüklenebilen bir işlem veya eylemden doğması, başka bir deyişle, zararla idari faaliyet arasında nedensellik bağının KURULABİLMESİ GEREKİR. Zararla idari faaliyet arasında nedensellik bağının bulunmaması zararın idari faaliyetten doğmadığını gösterir. Zararın oluşmasında zarara uğrayanın ya da üçüncü kişinin kusurunun bulunması halinde ise idarenin tazmin sorumluluğunun ortadan kalkacağı ya da kusur ölçüsünde AZALACAĞI AÇIKTIR.
Dosyanın incelenmesinden; davacılar murisi Feti’nin, 10.1.2013 tarihinde daha öncesinden tanışıklığı bulunan Yusuf isimli kişiyle alım-satımıyla ilgilendikleri bir tarlaya bakmak üzere anlaşarak buluştuktan sonra, Yusuf’a ait araçla Bursa İli, M… İlçesi B… Köyü yakınlarında bir yere geldikleri, bu sırada alacak meselesinden dolayı tartışmaya başladıkları bu tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine, Yusuf’un Feti’yi bıçakla yaralayıp darp ettikten sonra aracın arka bagaj kısmına koyarak bir süre araçla dolaştırdığı, yaralı haldeki Feti’nin araç bagajında iken 155 polis imdat hattını arayarak yardım istediği, bu sırada telefonun kapandığı akabinde 155 polis imdat hattından Feti’nin cep telefonunun arandığı, ancak Yusuf’un Feti’nin elindeki cep telefonunu alarak araçtan fırlatıp dışarıya attığı, Feti’yi da ıssız alanda bıraktığı ve Feti’nin burada vefat ettiği, davacılar tarafından murislerinin yaralı halde iken 155 polis imdat hattını arayarak yardım istemesine karşın hiçbir şey yapılmadığından bahisle meydana gelen ölüm olayında idarenin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek maddi-manevi zararlarının tazmini istemiyle görülmekte olan davanın AÇILDIĞI ANLAŞILMAKTADIR.
Uyuşmazlıkta; davacıların murisi Feti’nin, yaralı olduğu esnada 155 polis imdat hattını araması üzerine çağrıya cevap veren polis memuruyla aralarında geçen telefon konuşmasında yaralı şahsın ifadelerinin tam anlaşılamadığı ve sorulan sorulara cevap veremediği, telefonun kapanması üzerinde polis memuru tarafından geri dönüş yapıldığı ancak yine sağlıklı bir görüşme yapılamadığı, bu diyalog sonucu polis memurunun ekiplere anons yapılabilmesi için araç plakası, olay yeri ve benzeri somut bir bilgi alamadığı anlaşılmakta olup; ilgili 155 polis imdat görevlisi polis memuru hakkında açılan disiplin soruşturmasında da bu hususlar dikkate alınarak görevi ihmal suçu işlendiğine dair kanaat oluşmadığı gerekçesiyle dosyanın disiplin yönünden işlemden kaldırılmamasına karar VERİLDİĞİ GÖRÜLMEKTEDİR.
Buna göre, üçüncü kişinin eylemi sonucu davacılar murisinin yaşamını yitirdiği olayın meydana gelmesinde davalı idarenin kusurlu bir eylemi bulunmadığı gibi, olayı engellemek için yürütülmesi gereken güvenlik hizmetinin kötü işletildiğinden de söz edilemeyeceği SONUCUNA ULAŞILMAKTADIR.
Bu durumda, davaya konu zararın oluşmasında, davalı idarenin hizmet kusuru bulunmadığı ve dolayısıyla tazminat sorumluluğunun da doğmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki İSABET GÖRÜLMEMİŞTİR.
Açıklanan nedenlerle, temyiz istemlerinin kabulüyle, Bursa 3. İdare Mahkemesi’nin 6.11.2015 tarih ve E:2014/868, K:2015/1189 sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine 16.06.2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
Kaynak:Corpus
UYARI: Firmamızca basılı ortamdan elektronik ortama aktarılan içtihat metni, tarafımızdan içeriği etkilenmeyecek şekilde değiştirilmiş ve değişikliği yapan algoritma TESCİL ettirilmiştir. Tescil edilmiş içtihat metninin Corpus sözleşmesinde belirtilen amaçlar dışında herhangi bir ortamda (elektronik veya yazılı) bulundurulması/kullanılması durumunda firmamız tüm kanuni haklarını KULLANACAKTIR.
Bir önceki yazımız olan GEÇERSİZ TEBLİĞAT başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.