Blog

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

 

 

KARAR

Davacı, davalı ile aralarındaki taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan bakiye 3.500,00TL borç hakkında yürütülen takibe haksız şekilde itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, bakiye borcun ödendiğini ve karşılığında 29.3.2011 tarihli belgeyi aldığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, satış sözleşmesine dayalı yürütülen takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, taşınmazını sattığı davalının satış değerinden bakiye 3.500,00 TL yi 28.3.2011 tarihli adi yazılı ve imzası inkar edilmemiş belgede kararlaştırıldığı üzere 29.3.2011 tarihinde ödemeyi taahhüt ettiğini, taşınmazın bir kısım bedelini banka kredisi ile karşılamak isteyen davalının talebi üzerine bankaya gittiklerini, görevli banka memurunun krediye esas paranın tümüyle tarafına ödendiği yönünde açıklama yazdığı 29.3.2011 tarihli dekont üzerine henüz bakiye 3.500,00 TL nin ödenmediği ihtirazi kayıt olarak yazmak istediğini, ancak aceleye getirdikleri için açıklamasını tamamlayamadığını, cümlesinin dahi yarım kaldığını, bu bedelin ödenmemesi üzerine başlattıkları takibe davalının haksız şekilde itiraz ettiğini ileri sürmüştür. Davalı ise; üzerinde ” konut satışından tüm alacağımı tahsil ettim” yazısı altında davacı 2013/17986-29002

imzası bulunan banka dekontuna dayanarak borcun tamamının ödendiğini savunmuştur. Mahkemece banka dekontu altındaki açıklamanın aksinin davacı tarafça ispatlanamadığı ve sözleşmede de bedelinin tümüyle alındığının yazılı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki 28.3.2011 tarihli resmi satış sözleşmesinde satış bedelinin tamamının nakden alındığı yazılı ise de, davacı tarafça sunulan ve davalının inkar etmediği 28.3.2011 tarihli belgede bakiye 3.500,00 TL 29.3.2011 tarihinde yani satıştan sonra ödeneceği, satış sözleşmesindeki bedelin tümüyle alındığı ibaresinin bu miktar nispetince gerçeği yansıtmadığı sabittir.

Uyuşmazlığın özü dekonttaki açıklamanın mahiyetidir. Davacının başvurusu üzerine, davalının kredi kullandığı bankanın verdiği 29.3.2012 tarihli cevapta, bahse konu ibarenin esasen konut kredisi bedelinin (76.100,00TL) tamamının konut satıcısına ödendiğini teyit etmek için şube tarafından yazdırıldığının da bildirilmiş olması karşısında, ödeme savının davalı tarafından yasal delillerle ispatlanması gerektiği gözetilmeksizin, ispat külfeti yanlış değerlendirilerek yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.11.2013 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Bir önceki yazımız olan İCRA İNKAR TAZMİNATI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.