Blog

court ile ilgili görsel sonucu
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilâmı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle sunulan Bartın Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/1469 Esas, 2011/1217 Karar sayılı ve A…….. 1943 doğumlu davalı A…….. N……..’nın veraset ilâmında S…….. N…….. ve E…….. N……..’nın mirasçı bulunmamaları sebebiyle haklarında verilen red kararının sonucu itibariyle doğru bulunmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2-Hükmüne uyulan Dairemizin 06.04.2009 gün 2009/939 Esas, 2009/1979 Karar sayılı bozma ilâmında akdî ilişkinin varlığı konusunda davalıya yemin teklifine hakkı olduğunun usulen davacıya hatırlatılması ve sonucuna göre hüküm kurulması gereğine işaret edilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulmuş, davacı tarafça akdî ilişkinin varlığı konusunda yargılama sırasında ölen davalı mirasçılarına yemin teklif edilmiştir. Mirasçılardan P……., A…….. ve A……. gelerek akdî ilişkinin bulunmadığı konusunda yeminlerini icra etmelerine karşın diğer mirasçılar gelip yemin etmemişlerdir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan HUMK’nın 337. maddesinin son cümlesi ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 228/2. maddesinde yemin davetiyesinde, yemine konu hususların ve sorulacak soruların açıkça yazılacağı belirtilmiş olmasına rağmen, gelmeyen davalı mirasçılarına çıkartılan yemin davetiyelerinde sorulacak sorular ve yemin teklif edilen konular açıkça yazılmamıştır. Bu haliyle davalı mirasçıları S……. ve B……. N…….’nın yeminden kaçındıklarının kabulü mümkün değildir.

Bu durumda mahkemece dahili davalılar S…….. N…… ve B…….. N……. ile ilgili bulundukları yer mahkemelerine talimat yazılıp HUMK’nın 337/son ve HMK’nın 228/2. maddesine göre yemin teklif edilen hususlar ve sorulacak sorular açıkça belirtilmek ve kaçınmanın hukuki sonuçları da anılan Yasa maddeleri gereğince yazılmak suretiyle meşruhatlı yemin davetiyesiyle çağrılıp yeminden kaçınmaları ya da gelip de yemin etmemeleri halinde davalı A…….. mirasçıları arasında mecburi dava arkadaşlığı olduğu, mecburi dava arkadaşlığında yeminin hepsi tarafından eda edilmesi gerektiği, birinin veya bir kaçının ettiği yemin ile yemin eda edilmiş sayılamayacağı yani bütün mecburi dava arkadaşlarının yeminden kaçınmış sayılacakları (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 17.10.1975 gün 865-6330 E,K, 4. Hukuk Dairesi’nin 11.03.1965 gün 3497-1356 E,K. sayılı ilâmları) göz önünde tutularak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar gözden kaçırılarak tüm davalılar hakkındaki davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 13.02.2012 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Bir önceki yazımız olan SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.