Blog

devremülkDava; TMK’nun 713/2 maddesindeki “ölüm” nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. TMK’nun 713/5.maddesinde, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerekleştiği anda mülkiyetin kazanılacağı açıklanmıştır. Anılan madde hükmü uyarınca, mülkiyeti kazanma koşulları 1976 yılında davacı lehine gerçekleşmiş olup, mülkiyetin kazanıldığı tarihte 5403 sayılı Kanun yürürlükte değildir. Öyle ise; teknik bilirkişi krokisi eklenmek suretiyle taşınmazın ifrazının mümkün olup olmadığının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nden, imar planı kapsamında olduğunun belirlenmesi halinde Manavgat Belediye Başkanlığı’ndan sorularak belirlenmesi, ifrazının mümkün olması durumunda B ile gösterilen bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, aksi halde, 3402 sayılı Kanunun 15/2.maddesi hükmü uyarınca davacının kullanımındaki bölümün taşınmazın tamamına oranlanmak suretiyle davacı payının belirlenmesi, ondan sonra elde edilecek sonuca göre paylı mülkiyet hükümleri çerçevesinde iptal ve tescile karar verilmesinin düşünülmesi gerekir.

Fikriye Y. ile Hazine ve Çayyazı Köyü Tüzel Kişiliği, Sertok Ü. ve müşterekleri aralarındaki tescil, tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Manavgat 2. Hukuk Mahkemesi’nden verilen 19.11.2013 gün ve 588/602 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle YARGITAY’ca incelenmesi davacı vekili TARAFINDAN İSTENİLMİŞTİR. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01.03.2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı Fikriye Y. vekili Avukat İsmail Bakır geldi, Hazine vekili Avukat geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı Fevziye Y. vekili, dava konusu 14 parsel kapsamında kalan 500 m2’lik yerin 1963 yılında kayıt malikinden satın alındığını, malikin 1974 yılında öldüğünü, tapu kaydının intikal görmediğini,14 parsel sınırında bulunan ve kadastro sırasında tespit dışı bırakılan 300 m2 yerin ise imar ihya edilerek tarım arazisi haline getirildiğini, kazanma süresi ve koşullarının gerçekleştiğini açıklayarak tapulu yerin tapu kaydının iptaliyle, tapusuz yerin ise kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiş, feragat yetkisi bulunan davacı vekili yargılama sırasında tespit harici yere yönelik davadan feragat ETTİĞİNİ BİLDİRMİŞTİR.

Davalı Hazine vekiliyle davalı gerçek kişiler davanın reddine karar verilmesini savunmuş, davalı Köy temsilcisi OTURUMLARA KATILMAMIŞTIR.

Mahkemece, davanın kısmen feragat nedeniyle, kısmen esastan reddine, taşınmaz üzerindeki evin davacıya ait olduğunun tapunun beyanlar hanesine yazılmasına, karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

Dava; TMK’nun 713/2 maddesindeki “ölüm” nedenine dayalı tapu iptali ve tescil İSTEĞİNE İLİŞKİNDİR.

1-Dosya kapsamına, dava evrakıyla yargılama tutanakları içeriğine, mahkemece deliller değerlendirilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin aşağıdaki bentte gösterilen nedenler dışındaki sair temyiz itirazları YERİNDE GÖRÜLMEMİŞTİR.

2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; mahkemece, teknik bilirkişi raporunda B harfiyle gösterilen bölümün ifrazı kabil olmadığı açıklanarak davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya UYGUN BULUNMAMAKTADIR. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, TMK’nun 713/2 nci maddesi uyarınca B harfiyle gösterilen bölüm üzerinde davacı lehine kazanma süresi ve koşullarının GERÇEKLEŞTİĞİ ANLAŞILMAKTADIR.

TMK’nun 713/5 inci maddesinde, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerekleştiği anda mülkiyetin kazanılacağı açıklanmıştır. Anılan madde hükmü uyarınca, mülkiyeti kazanma koşulları 1976 yılında davacı lehine gerçekleşmiş olup, mülkiyetin kazanıldığı tarihte 5403 s. Kanun yürürlükte değildir.

Öyle ise; teknik bilirkişi krokisi eklenmek suretiyle taşınmazın ifrazının mümkün olup olmadığının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nden, imar planı kapsamında olduğunun belirlenmesi halinde Manavgat Belediye Başkanlığı’ndan sorularak belirlenmesi, ifrazının mümkün olması durumunda B ile gösterilen bölümün tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya tesciline, aksi halde, 3402 s. Kanunun 15/2 nci maddesi hükmü uyarınca davacının kullanımındaki bölümün taşınmazın tamamına oranlanmak suretiyle davacı payının belirlenmesi, ondan sonra elde edilecek sonuca göre paylı mülkiyet hükümleri çerçevesinde iptal ve tescile karar verilmesinin düşünülmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonunda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi DOĞRU OLMAMIŞTIR.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine; YARGITAY duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.350,00 TL. Avukatlık ücretinin davalı gerçek kişilerden alınarak YARGITAY duruşmasında vekil marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine, taraflarca HUMK’nun 440/1 maddeleri gereğince YARGITAY Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 01.03.2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan İHTİLAFLI ÜCRET başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.