Danıştay 17. Dairesi’nin 24.06.2016 tarihli 2015/4218 Esas ve 2015/3042 Karar sayılı ilamında özetle; ödeme emrine karşı açılan davalarda ileri sürülen iddiaların “borcum yoktur” kapsamında değerlendirilebilmesi için; ödeme emrinin dayanağını oluşturan tahakkuk işlemine karşı dava açılmamış veya dava açılmış olmakla birlikte açılan davanın usulden reddedilmiş olması gerektiği, borcum yoktur kapsamındaki iddia araştırılmaksızın salt ödeme emrinin dayanağı ecrimisil ihbarnamesine dava açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilemeyeceği hakkında.
İstemin Özeti : Kocaeli 1. İdare Mahkemesinin 22.05.2013 gün ve E:2012/1217, K:2013/581 sayılı kararının, hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49 uncu maddesi uyarınca temyizen incelenerek BOZULMASI İSTENİLMEKTEDİR. Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi GEREKTİĞİ SAVUNULMAKTADIR.
Danıştay Tetkik Hakimi:
Düşüncesi: İstemin kabulüyle Mahkeme kararının bozulması GEREKTİĞİ DÜŞÜNÜLMEKTEDİR.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onyedinci Dairesince işin GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Dava, 78.109,00-TL tutarındaki ecrimisil alacağının tahsili amacıyla düzenlenen 11.09.2012 tarih ve 20120911665030000001 takip numaralı ödeme emrinin iptali İSTEMİYLE AÇILMIŞTIR.
İdare Mahkemesi’nce, dava konusu ödeme emrinin dayanağı ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin dava açılmayarak kesinleştiği gerekçesiyle davanın reddine KARAR VERİLMİŞTİR.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 75 inci maddesinin işlem tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde, Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların, gerçek ve tüzel kişilerce işgali üzerine fuzuli şagilden, bu Kanunun 9 uncu maddesindeki yerlerden sorulmak suretiyle 13 üncü maddesinde gösterilen komisyonca takdir ve tespit edilecek ecrimisilin talep edilebilmesi için Hazinenin işgalden dolayı bir zarara uğramış olmasının gerekmediği ve fuzuli şagilin kusurunun aranmayacağı, ecrimisilin fuzuli şagil tarafından rızaen ödenmemesi halinde, 6183 s. Kanun uyarınca tahsil olunacağı, işgal edilen taşınmazın, idarenin talebi üzerine, bulunduğu yer mülkiye amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek idareye teslim edileceği hükmüne YER VERİLMİŞTİR.
Aynı Kanunun 74 üncü maddesine dayanılarak Maliye Bakanlığı’nca çıkarılan Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin tanımlar başlıklı 4 üncü maddesinde, Ecrimisil: Hazine taşınmazının, İdarenin izni dışında gerçek veya tüzel kişilerce işgal veya tasarruf edilmesi sebebiyle, idarenin bir zarara uğrayıp uğramadığına veya işgalcinin kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın, idarece talep edilen tazminatı; Fuzuli Şagil: Kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın, Hazine taşınmazının zilyetliğini, yetkili İdarenin izni dışında eline geçiren, elinde tutan veya her ne şekilde olursa olsun bu malı kullanan veya tasarrufunda bulunduran gerçek veya tüzel kişileri; Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer: Türk Medeni Kanunuyla diğer kanunlarda Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu belirtilen yer OLARAK TANIMLANMIŞTIR. Aynı yönetmeliğin 84 üncü maddesinin işlem tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde, Hazinenin özel mülkiyetinde ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmaz malların milli emlak servislerince bir program dahilinde fiili durumları mahallinde tesbit edilerek, tesbitten önceki sürelere ait işgal ve tasarruf sebebiyle ecrimisil tesbit, takip ve tahsilatı yapılacağı, sonraki sürelere ait fuzuli işgal ve tasarrufun devamına meydan verilmeden denetim ve idare altına alınacağı açık bir şekilde HÜKME BAĞLANMIŞTIR.
13/7/2005 tarih ve 25874 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediye Tasarrufundaki Yerler” başlıklı 79 uncu maddesinin ikinci fıkrasında “Belediye tarafından deniz, akarsu ve gölden doldurma suretiyle kazanılan alanlar, Kıyı Kanunu ve ilgili mevzuata uygun olarak kullanılmak şartıyla Maliye Bakanlığı tarafından belediyelerin, büyükşehirlerde büyükşehir belediyelerinin tasarrufuna bırakılır.” hükmü YER ALMIŞTIR.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55 inci maddesinde, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emriyle tebliğ olunacağı; 58 inci maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı iddiasıyla tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açabileceği kuralı YER ALMIŞTIR.
Ödeme emirleri için yasada sınırlı olarak sayılan dava açma nedenlerinden “borcun bulunmaması” borcun ya hiç doğmamış olması yahut da ödenerek veya başka bir sebeple ortadan kalkmış bulunmasını İFADE ETMEKTEDİR.
Ödeme emrine karşı açılan davalarda ileri sürülen iddiaların “borcum yoktur” kapsamında değerlendirilebilmesi için; ödeme emrinin dayanağını oluşturan tahakkuk işlemine karşı dava açılmamış veya dava açılmış olmakla birlikte açılan davanın usulden reddedilmiş OLMASI GEREKMEKTEDİR. Zira tahakkuk işlemine karşı dava açılmaması veya açılan davanın usulden reddi, ödeme emri aşamasında işin esasının incelenmesine ve borcun esasen hiç doğmadığı yolundaki iddiaların araştırılmasına engel TEŞKİL ETMEYECEKTİR.
Dava dosyasıyla Dairemizdeki benzer dosyaların birlikte incelenmesinden, Kocaeli ili, İzmit ilçesi, Saraybahçe-Karabaş Mahallesinde bulunan tamamı hazineye ait 259.729,00 m² yüzölçümlü taşınmazın, 600,00 m²’si üzerinde çay bahçesi yapılmak suretiyle fuzulen işgal edildiğinden bahisle 24.09.2006-23.09.2011 tarihleri arasındaki dönem için 78.109,00-TL tutarında ecrimisil bedeli istenilmesine ilişkin 19.10.2011 tarih ve 5313 sayılı ecrimisil ihbarnamesi ile 14.12.2011 tarih ve 6248 sayılı ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin düzenlendiği, Kocaeli Defterdarlığıyla İzmit Büyükşehir Belediye Başkanlığı arasında; 118.037,00 m² yüzölçümlü taşınmazın imar planı doğrultusunda kullanılmak üzere Belediye tarafından işletilmesi veya işlettirilmesi esaslarının düzenlendiği 25.04.2003 tarihli protokol yapıldığı, daha sonra Kocaeli Büyükşehir Belediyesince anılan protokolün iptal edilerek dolgu alanının Belediyeye devredilmesini Kocaeli Defterdarlığı’ndan 06.01.2005 tarihinde talep ettiği, Maliye Bakanlığı’nın 30.12.2005 tarih ve 1383 sayılı Olur’u ile anılan protokolün iptal edildiği ancak söz konusu taşınmazın Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın tasarrufuna bırakıldığı, dosyadaki bilgi ve belgelerden de uyuşmazlık konusu taşınmazın anılan protokol kapsamındaki yerlerden OLDUĞU ANLAŞILMAKTADIR.
Uyuşmazlıkta, dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan ecrimisil ihbarnamesine karşı dava açılmamış olması, ödeme emri safhasında borcun esasen hiç doğmadığı yolundaki davacı iddialarının incelenmesine engel olmayacağından, bu aşamada, davacının ecrimisil borcunun olup olmadığının İRDELENMESİ GEREKMEKTEDİR.
Bu durumda, Belediyeyle Defterdarlık arasında yapılan 25.04.2003 tarihli protokolün iptal edildiği, ancak anılan protokol kapsamındaki yerlerden olan uyuşmazlık konusu taşınmazın Maliye Bakanlığı’nca Belediyenin tasarrufuna bırakıldığından, davalı idarenin uyuşmazlık konusu taşınmazdan ecrimisil alamayacağı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, borcum yoktur kapsamındaki iddia araştırılmaksızın davanın reddi yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki İSABET BULUNMAMAKTADIR.
Açıklanan nedenlerle; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49 uncu maddesi uyarınca davacının temyiz isteminin kabulüyle İdare Mahkemesi kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 2577 s. Kanunun 54 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde Danıştay’da kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 24.06.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
Bir önceki yazımız olan İDARİ DAVAYA KONU KESİN İŞLEM başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.