Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 31.05.2016 tarihli 2015/31120 Esas ve 2016/12799 Karar sayılı kararında; İş Kanunu’nun 5. Maddesine göre de “İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayırım yapılamaz. İşveren, esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmi süreli çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı işlem yapamaz. İşveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz”. İş Kanunu’nun 5. Maddesi ile ayırımcılık açısından doğrudan ayırımcılığın yanı sıra dolaylı ayırımcılık da yasaklanmış, ancak doğrudan veya dolaylı ayrımcılık kavramları tanımlanmamıştır. Somut olayda; davacı ile davalı işverenin diğer bir işçisi arasında meydana gelen kavga olayı sonrasında, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği savunulmaktadır. Tanıklar görgüye dayalı bilgilerinin olmadığını beyan etmişlerdir. Dosya kapsamından kavganın kim tarafından başlatıldığı tespit edilemese de karşılıklı olduğu ve kavgaya karışan diğer işçinin iş sözleşmesinin feshedilmediği anlaşılmaktadır. Davalı işverenin diğer işçinin iş sözleşmesini feshetmeyerek eşit işlem borcuna aykırı davrandığı ve bu nedenle davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanmadığı ortadadır.
Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar VERİLMESİNİ İSTEMİŞTİR.
YEREL MAHKEMECE, davanın kabulüne KARAR VERİLMİŞTİR.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı veya geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek; feshin geçersizliğinin tespitiyle müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep ve DAVA ETMİŞTİR.
B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının,müvekkiline ait işyerinde başka bir işçiyle kavga etmesi nedeni ile iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini savunarak; davanın reddine karar VERİLMESİNİ İSTEMİŞTİR.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; işverenin, işyerinde merdiven sayısını çalışan sayısı kadar hazır etmeyerek taraflar arasındaki kavganın meydana gelmesine bir nevi sebebiyet verdiği, ve kavgaya karışan diğer işçiyi de işten çıkarmadığı gerekçeleriyle feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine KARAR VERİLMİŞTİR.
D) Temyiz:
Karar süresinde davalı vekilince TEMYİZ EDİLMİŞTİR.
E) Gerekçe:
İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesih sebebi, işçinin kusurlu bir davranışını şart koşar.
İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin II’nci bendinin (d) fıkrasına göre, işçinin işverene veya ailesine karşı şeref ve namusuna dokunacak sözler söylemesi veya davranışlarda bulunması ya da işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması veya işçinin işverene veya aile üyelerinden birine sataşması haklı fesih nedeni OLARAK SAYILMIŞTIR. Böyle durumlarda işçi, anayasanın 25 ve 26’ncı maddesiyle güvence altına alınmış düşünceyi açıklama özgürlüğüne dayanamaz. Buna karşılık işçinin bu ağırlıkta olmayan işveren aleyhine sarf ettiği sözler çalışma düzenini bozacak nitelikte ise geçerli fesih NEDENİ SAYILMALIDIR. Sadece işverene karşı değil, işveren temsilcisine karşı yöneltilen ve haklı feshi gerektirecek ağırlıkta olmayan aleyhe sözler geçerli fesih NEDENİ SAYILMALIDIR. Bunun gibi, işçinin, işveren veya aile üyelerinden olmamakla birlikte, işverenin yakını olan veya işverenin yakın ilişkide bulunduğu veya başka bir işte ortağı olan kişilere hakaret ve sövgüde bulunması, bu kişilere asılsız bildirim ve isnatlar yapması özellikle işverenin şahsının önemli olduğu küçük işletmeler bakımından bu durum iş sözleşmesinin feshi için geçerli NEDEN OLUŞTURACAKTIR. İşçinin, işverenin başka bir işçisine sataşması 25/II, d hükmü uyarınca haklı fesih NEDENİ SAYILMIŞTIR. Sataşma niteliğinde olmadığı sürece, diğer işçilerle devamlı ve gereksiz tartışmaya girişmek, iş arkadaşlarıyla ciddi geçimsizlik göstermek geçerli fesih nedenidir(Dairemizin 26.05.2008 gün ve 2007/37481 Esas, 2008/12505 Karar sayılı ilamı).
Türk Medeni Kanunun 2 nci maddesi uyarınca “herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına UYMAK ZORUNDADIR. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.”
Objektif iyiniyet olarak da tanımlanan ve dürüstlük kuralını düzenleyen madde, bütün hakların kullanılmasında dürüstlük kuralı çerçevesinde hareket edileceğini ve bir kimsenin başkasını zararlandırmak ya da güç duruma sokmak amacıyla haklarını kötüye kullanılmasını yasanın KORUMAYACAĞINI BELİRTMİŞTİR.
İş Kanunu’nun 5 inci Maddesine göre de “İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayırım yapılamaz. İşveren, esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmi süreli çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı işlem yapamaz. İşveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz”. İş Kanunu’nun 5 inci Maddesiyle ayırımcılık açısından doğrudan ayırımcılığın yanı sıra dolaylı ayırımcılık da yasaklanmış, ancak doğrudan veya dolaylı ayrımcılık KAVRAMLARI TANIMLANMAMIŞTIR.
Somut olayda; davacıyla davalı işverenin diğer bir işçisi arasında meydana gelen kavga olayı sonrasında, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle FESHEDİLDİĞİ SAVUNULMAKTADIR. Tanıklar görgüye dayalı bilgilerinin olmadığını BEYAN ETMİŞLERDİR. Dosya kapsamından kavganın kim tarafından başlatıldığı tespit edilemese de karşılıklı olduğu ve kavgaya karışan diğer işçinin iş sözleşmesinin FESHEDİLMEDİĞİ ANLAŞILMAKTADIR.
Davalı işverenin diğer işçinin iş sözleşmesini feshetmeyerek eşit işlem borcuna aykırı davrandığı ve bu nedenle davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene DAYANMADIĞI ORTADADIR.
Ancak fesih haklı nedene dayanmasa da davacının davranışlarının işyerinde olumsuzluğa yol açtığı ve yapılan feshin haklı olmasa da geçerli nedene dayandığı anlaşıldığından, davanın reddi yerine kabulüne karar VERİLMESİ HATALIDIR.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde KARAR VERİLMİŞTİR.
HÜKÜM :
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4.Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 160.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya ödenmesine,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 1.800 TL. ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 31/05/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
Bir önceki yazımız olan İHALENİN FESHİ İSTEMİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.