Blog

222A0518   Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 04.05.2016 tarihli 2016/10820 Esas ve 2016/10050 Karar sayılı kararında özetle; Somut olayda dava tarihi 03.08.2015 olup, dosyada bulunan ilama göre müflis davalı K… Yapı Endüstri ve Ticaret A.Ş’nin 04.06.2015 tarihi itibarıyla iflasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Buna göre dava tarihi itibarıyla davalı K…. Yapı Endüstri ve Ticaret A.Ş müflis haldedir. Bu husus müflis şirket yetkilisi tarafından mahkemeye 17.11.2015 tarihli dilekçe ile bildirilmesine rağmen dava dilekçesi ve gerekçeli karar dahil olmak üzere dosya kapsamında yapılması gereken tüm tebligatlar davalı müflis şirkete yapılmıştır. Oysa iflas eden şirketin, bütün hak ve borçları yasa gereği olarak iflas masasına intikal ettiğinden ve müflisin bu hak ve borçları üzerinde tasarruf ehliyeti kalkacağından husumetin iflas masasına yönetilmesi gerekecektir. Diğer yandan  iflas açıldıktan sonra masaya giren tüm mal, hak ve alacaklara ilişkin dava açılması ve açılmış davanın takibi iflas idaresine aittir (İİK m. 194). Davayı müflis şirket yönünden iflas idaresinin temyiz ettiği de dikkate alındığında davalı K.. Yapı Endüstri ve Ticaret A.Ş’ ye yapılan tebligat usülsüz olup, davada taraf teşkili sağlanmadan karar verilmiştir. Yapılacak iş; dava dilekçesi müflis  davalı K… Yapı Endüstri ve Ticaret A.Ş yönünden iflas idaresine tebliğ edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilip hüküm kurulmalıdır. Diğer yandan davalı şirketin dava tarihinden önce iflas etmiş olması mahkemenin görevini de etkileyecektir. Buna göre K… Yapı Endüstri ve Ticaret A.Ş  dava tarihinden önce iflas ettiğinden dava konusu alacağın iflas masasına kaydedilip kaydedilmediği araştırılıp, kaydedilmemesi durumunda bu şirkete yönelik dava tefrik edilerek müflis şirket yönünden iflas kararı veren Ticaret Mahkemesinin bulunduğu yerdeki herhangi bir Ticaret Mahkemesinde kayıt kabul davası açılmak üzere görevsizlik kararı verilmeli; diğer davalı yönünden ise işin esasına girilerek bir karar verilmelidir.

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, YARGITAYca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Davacı, bazı işçilik alacaklarının tahsilini TALEP ETMİŞTİR.

Davalı, davanın REDDİNİ İSTEMİŞTİR.

Mahkemece,   davanın kısmen KABULÜNE VERİLMİŞTİR.

Taraflar arasında, davada taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığı ve mahkemenin görevli olup olmadığı konusunda UYUŞMAZLIK BULUNMAKTADIR.

İcra ve İflas Kanunu’nun 184 üncü maddesi gereğince, iflasın açılmasıyla birlikte müflis borçlunun haczedilebilen tüm malları, hak ve alacakları iflas masasına dahil olur. Diğer yandan, iflasın açılmasıyla müflis borçlunun iflas masasına dahil olan hak ve alacaklarıyla malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıntıya uğrar ve alacaklılara karşı hükümsüz olur (İİK m. 184, 191). Bu yasal nedenlerle, iflas açıldıktan sonra masaya giren tüm mal, hak ve alacaklara ilişkin dava açılması ve açılmış davanın takibi iflas idaresine aittir (İİK m. 194). Bu husus, kamu düzeniyle ilgili olduğundan, mahkemece doğrudan GÖZETİLMESİ GEREKİR.

İflasın açılması, maddi hukuka ilişkin ilişkileri ve hükümleri cebri şekilde etkilediği gibi medeni usul ve icra hukuku kuralları üzerinde de etki meydana getirir. Bu etkilerden biri de görev kurallarında meydana GELEN DEĞİŞİKLİKTİR. Görev kurallarındaki değişikliği dava açıldıktan sonra işverenin iflas etmesi hali ve iflas kararı verdikten sonra işçinin işverene dava açması hali  bakımından ayrı ayrı İNCELEMEK GEREKİR.

İflasın açılmasıyla müflisin taraf olduğu hukuk davalarının ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonrasına kadar duracağı genel kural ise de, yine bu hükmün müstacel haller, tazminatsız ceza davaları, şeref ve haysiyete tecavüzden ve cismani zararlardan doğan tazminat davalarıyla evlenme, ahvali şahsiye veya nafaka davalarının uygulanamayacağı KABUL EDİLMİŞTİR. 2004 s. Kanun’un 194 üncü maddesinde ayrık tutulan “Müstacel haller” den maksat, acele görülmesi gereken ve durduğu takdirde verilecek hükmün faydasız KALACAĞI GERÇEĞİDİR. Bu davalarda hakim takdir hakkını kullanarak müstaceliyet kararı vermek suretiyle yargılamaya devam eder. İşçinin alacaklı olduğu iş hukukuna ilişkin bir dava, işçinin sosyal durumu itibariyle 2004 s. Kanun’un 194 üncü maddenin gayesine uygun görülerek acele işlerden sayılmalı ve ikinci alacaklılar toplantısı beklenmeksizin yargılamaya DEVAM EDİLMELİDİR. Bunun yanında kanunun lafzına göre davacıların müflise karşı davaya devam edeceği izlenimi hasıl olmakta ise de masaya dahil mal ve haklar bakımından müflisin yetkisiz kalması keyfiyeti, kendisinin, müstacel de olsa bu davalara taraf olmaya devam ETMESİNE MANİDİR. Bu durum karşısında birinci alacaklılar toplantısı yapılmış ve iflas idaresi teşekkül etmişse, müstacel davalar ikinci alacaklılar toplantısı beklenmeden iflas idaresine karşı; birinci alacaklılar toplantısı henüz yapılmamış ve işin müstaceliyeti icabı iflas idaresinin seçimini dahi beklemeye durum müsait değilse, bu takdirde iflas idaresi müflisin yerini alarak davaya iflasın açılmasından önce davanın görüldüğü iş mahkemesinde devam olunur. Böylece işçinin alacağının tahsili amacıyla iş mahkemesinde açılan davadan sonra işverenin iflasına karar verilmesi mahkemenin görevini etkilemez ise de, işveren müflisin yerine geçecek olanı etkiler.

İflas kararı verildikten sonra işçi işçilik haklarından doğan alacağının dayanağını ve miktarını iflas idaresine bildirir. Alacaklıların alacaklarını kaydettirmeleri için 2004 s. Kanun’un 219/2 nci maddesinde öngörülen bir aylık sürenin bitiminden sonra, iflas idaresi alacakların doğru olup olmadığını incelemeye başlar. Maddi yönden inceleme sonucu kabul edilen her alacak tespit edilen sıraya göre sıra cetveline kaydedilir. Kabul edilmeyen alacaklar da red sebebleriyle birlikte sıra cetvelinde gösterilir. İflas idaresi 2004 s. Kanun’un 232 nci maddesinde öngörülen sürede düzenlediği sıra cetvelini iflas idaresine verir ve alacaklıları aynı Kanun’un 166/2 nci maddesindeki usule göre ilan yoluyla haberdar eder. Ayrıca iflas masasına müracaat sırasında tebligatı gösterir adres ve tebligat masrafları için avans yatıranlara sıra cetveli tebliğ edilir. Sıra cetveline itiraz davalarında dava açma süresi, görev ve yetki 2004 s. Kanun’un 235 inci MADDESİNDE DÜZENLENMİŞTİR. Bu hükme göre dava açma süresinin ilandan itibaren başlayacağı belirtildikten sonra, ayrıca 2004 s. Kanun’un 223/3 üncü maddesi hükmünün saklı OLDUĞU BELİRTİLMİŞTİR. Saklı tutulan hükme göre, iflas masasına müracaat eden alacaklılar tebligatı kabule elverişli adres gösterir, yazı ve tebligat masrafları için avans yatırmışlarsa sıra cetveline itiraz davası açma süresi bu alacaklılar hakkında sıra cetvelinin kendilerine tebliğinden itibaren başlar. Davanın onbeş gün içinde AÇILMASI GEREKMEKTEDİR. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınır. 2004 s. Kanun’un 235/1 inci maddesine göre sıra cetveline itiraz davası iflas kararı veren ticaret mahkemesinin bulunduğu yerdeki herhangi bir ticaret mahkemesinde açılabilir. Görevin belirlenmesinde dava değerinin önemi olmadığı gibi, buradaki mahkemenin yetkisi de kamu DÜZENİNE İLİŞKİNDİR.

Bu durum karşısında iş mahkemesinde görülmekte olan, işçi alacaklarına yönelik dava sırasında, işverenin iflası halinde dahi, 2004 s. Kanun’un 194 üncü maddesi uyarınca, davaya iş mahkemesinde devam edileceği, işverenin işçi alacaklarına ilişkin dava açılmadan önce iflası halinde ise yukarıda belirtilen şekilde hareketle alacağın iflas masasına kaydedilmemesi halinde, asliye ticaret mahkemesinde kayıt kabul davası olarak AÇILMASI GEREKİR.

Somut olayda dava tarihi 03.08.2015 olup, dosyada bulunan Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/936 Esas ve 2015/213 Karar sayılı ilamına göre müflis davalı Kalemci Yapı Endüstri ve Ticaret A.Ş’nin 04.06.2015 tarihi itibarıyla iflasına karar VERİLDİĞİ ANLAŞILMAKTADIR. Buna göre dava tarihi itibarıyla davalı  Kalemci Yapı Endüstri ve Ticaret A.Ş MÜFLİS HALDEDİR. Bu husus müflis şirket yetkilisi tarafından mahkemeye 17.11.2015 tarihli dilekçeyle bildirilmesine rağmen dava dilekçesi ve gerekçeli karar dahil olmak üzere dosya kapsamında yapılması gereken tüm tebligatlar davalı müflis ŞİRKETE YAPILMIŞTIR. Oysa iflas eden şirketin, bütün hak ve borçları yasa gereği olarak iflas masasına intikal ettiğinden ve müflisin bu hak ve borçları üzerinde tasarruf ehliyeti kalkacağından husumetin iflas masasına YÖNETİLMESİ GEREKECEKTİR. Diğer yandan  iflas açıldıktan sonra masaya giren tüm mal, hak ve alacaklara ilişkin dava açılması ve açılmış davanın takibi iflas idaresine aittir (İİK m. 194). Davayı müflis şirket yönünden iflas idaresinin temyiz ettiği de dikkate alındığında davalı Kalemci Yapı Endüstri ve Ticaret A.Ş’ ye yapılan tebligat usülsüz olup, davada taraf teşkili sağlanmadan KARAR VERİLMİŞTİR. Yapılacak iş; dava dilekçesi müflis  davalı Kalemci Yapı Endüstri ve Ticaret A.Ş yönünden iflas idaresine tebliğ edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilip HÜKÜM KURULMALIDIR. Diğer yandan yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere davalı şirketin dava tarihinden önce iflas etmiş olması mahkemenin görevini DE ETKİLEYECEKTİR. Buna göre Kalemci Yapı Endüstri ve Ticaret A.Ş  dava tarihinden önce iflas ettiğinden dava konusu alacağın iflas masasına kaydedilip kaydedilmediği araştırılıp, kaydedilmemesi durumunda bu şirkete yönelik dava tefrik edilerek müflis şirket yönünden iflas kararı veren Ticaret Mahkemesinin bulunduğu yerdeki herhangi bir Ticaret Mahkemesinde kayıt kabul davası açılmak üzere görevsizlik kararı verilmeli; diğer davalı yönünden ise işin esasına girilerek bir KARAR VERİLMELİDİR. Mahkemece tüm bu hususlar gözetilmeksizin taraf teşkili sağlanmadan ve eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup BOZMA NEDENİDİR.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre  davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine,  04.05.2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan KADASTRO TESPİTİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.