Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 01.03.2016 tarihli 2015/21059 Esas ve 2016/3622 Karar sayılı ilamında özetle; maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (HMK’nın 33.md.) Dava dilekçesi ile dilekçedeki açıklamalara göre talep, genel hükümlere göre 6098 sayılı TBK’nın 19.maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davalılardan Ergut adına olan tapu kaydının iptali ile eski malik davalı Recep adına tapuya tesciline karar verilmesi isteğine ilişkindir. Davalılar arasında gerçekleştirildiği ileri sürülen muvazaalı işlem davacı yönünden haksız eylem niteliğinde bulunduğuna, dava TBK’nın 19.maddesine dayanılarak muvazaa sebebiyle açıldığına göre, tapu iptali ve tescile yönelik istek bakımından uyuşmazlığın çözüm yeri genel muvazaa kapsamında HMK’nun 1 ve devamı maddeleri uyarınca Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Aile Mahkemeleri’nin bu tür davalara bakma görev ve yetkileri bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece, açılan davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu dikkate alınarak iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre işin esası ile ilgili olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekir.
Rabiye E. ile Ergut S. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının mahkemenin görevsizliğine Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 17.03.2015 gün ve 308/107 sayılı hükmün YARGITAY’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KA R A R
Davacı Rabiye vekili, 244 ada 20 parselin ve üzerindeki evin tarafların evlilik birliği içinde edinilmesine rağmen, davalı Recep’in davacı eşine sormadan mal kaçırma amacıyla yeğeni Ergut’a satış göstererek devrettiğini, bu devrin muvazaalı olduğunu, davacının haklarının zayi edilmeye çalışıldığını açıklayarak fazlaya dair hakları saklı tutularak tapu kaydının iptaliyle davacı ve davalı Recep adlarına yarı hisseli olarak tesciline karar verilmesini istemiş, 03.11.2014 tarihli dilekçesi ile de 244 ada 20 parselin 18.06.2014 tarihli muvazaalı satış sebebiyle davalı Ergut’a yapılan satış ve tapu kaydının iptal edilerek, önceki malik Recep adına tescilini TALEP ETMİŞTİR.
Davalı Recep vekili, davacıyla tarafların evli olduğunu, 1998 yılında alınan taşınmazın satıldığını, eşit paylaşıma girmeyeceği ve diğer davalı Ergut’un ise ihtiyacı doğrultusunda bedelini ödeyerek taşınmazı satın aldığı gerekçeleriyle davanın REDDİNİ SAVUNMUŞLARDIR.
Mahkemece, davaya bakma görevinin Aile Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliği sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.
Nüfus kaydına göre, davacı Rabiyeyle davalılardan Recep 28.06.1982 tarihinde evlenmişler ve halen evli bulunmaktadırlar. Taraflar arasında boşanma davası açıldığından söz edilmekte ise de, bu konuda bir belge DOSYADA BULUNMAMAKTADIR.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (HMK’nın 33.md.) Dava dilekçesi ile 03.11.2014 tarihli dilekçedeki açıklamalara göre talep, genel hükümlere göre 6098 sayılı TBK’nın 19 uncu maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davalılardan Ergut adına olan tapu kaydının iptaliyle eski malik davalı Recep adına tapuya tesciline karar verilmesi İSTEĞİNE İLİŞKİNDİR.
Davalılar arasında gerçekleştirildiği ileri sürülen muvazaalı işlem davacı yönünden haksız eylem niteliğinde bulunduğuna, dava TBK’nın 19 uncu maddesine dayanılarak muvazaa sebebiyle açıldığına göre, tapu iptali ve tescile yönelik istek bakımından uyuşmazlığın çözüm yeri genel muvazaa kapsamında HMK’nun 1 ve devamı maddeleri uyarınca Asliye HUKUK MAHKEMELERİDİR. Aile Mahkemeleri’nin bu tür davalara bakma görev ve YETKİLERİ BULUNMAMAKTADIR. Bu nedenle mahkemece, açılan davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu dikkate alınarak iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre işin esasıyla ilgili olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, talebin nitelendirilmesinde hataya düşülerek yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi DOĞRU OLMAMIŞTIR.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 27,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 01.03.2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
Bir önceki yazımız olan FAZLA ÇALIŞMA ALACAĞI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.