Blog

resmibelgeYargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 15.02.2016 tarihli 2014/27388 Esas ve 2016/2465 Karar sayılı ilamında özetle; davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, fazla çalışma ücreti olarak davacının bordrolarına yansıtılan miktar her ay sabit şekilde 140,00 TL olup, gerçeği yansıtmadığından davacının bundan daha fazla çalışmasının bulunduğu (Haftada 18 saat fazla çalışma yaptığı) dosya kapsamı ile sabit olduğundan, ödenenlerin mahsubu ile bakiyesinin fazla çalışma ücreti olarak hüküm altına alınması gerekir.

Davacı, kıdem tazminatıyla yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine  karar VERİLMESİNİ İSTEMİŞTİR.

YEREL MAHKEMECE, davanın kısmen kabulüne KARAR VERİLMİŞTİR.

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y     K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin haftanın 7 günü günde ortalama 18 saat civarında çalıştırıldığını, fazla çalışmalar için herhangi bir ücret ödenmediğini, net 940TL maaş aldığını, genel tatillerde çalıştığını, çalıştığı dönemde yıllık iznini kullanmadığını, haftalık çalışma saatinin 2 katı çalıştığını, hafta tatili kullanamadığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, bu hususların mevzuata aykırı olduğunu belirttiğinde davalının bu uygulamalara ısrarla devam ettiğini,  son olarak yıllık izin kullanmayı talep ettiği halde şirket izin kullandırmadığını, bütün bu nedenlerle önceden davalıya ihbarda bulunmak suretiyle 11.05.2012 de iş akdini haklı nedenle feshettiğini  ileri sürerek kıdem tazminatıyla yıllık izin ücreti, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin ödetilmesine karar VERİLMESİNİ İSTEMİŞTİR.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, işyerinde verilen hizmetin özellikle vip müşterilerin otel-havaalanı gibi belirli spesifik ulaşım ihtiyaçlarının lüks araçlarla karşılanması olduğunu, şoförlere lüks araçların zimmetle verildiğini, bu araçların sürekli şoförlerde olduğunu, evine de bu araçla gidip geldiğini, bu uygulamada şoförlerin ortalama olarak günde 3 sefer yaptıklarını, seferlerden önce şoförlere saat kaçta nerede olacağı ve alacağı müşteriyi nereye teslim edeceğinin bildirildiğini, şoförün görev emrini aldığında evde ise evden, işyerinde ise işyerinden gidilmesi gereken yere gidip müşteriyi alıp bırakılması gereken yere bıraktığını, her bir sefer süresinin azami 1,5 saati bulduğunu, sefer saatleri haricindeki sürede ise şoförlerin serbest olduğunu, sefer saatleri dışında başkaca bir iş verilmediğini, günlük çalışma süresinin   4 saati aşmadığını, istisnai olarak fazla mesai yapılmak zorunda kalınırsa bu fazla mesai ücretinin de aylık ücretiyle birlikte ödendiğini, her şoföre haftada 1 gün hafta tatili izni kullandırıldığını, 15.05.2012 tarihinde üzerine zimmetli bilgisayar ve şirket telefonunu şirket çalışanına teslim etmek suretiyle izin almaksızın ve haklı sebep de bildirmeksizin işbaşı yapmadığını, şirketin telefon çağrılarına da hiçbir cevap vermediğini, bu davranışının tutanaklar ile de tespit edildiğini, 28.05.2012 tarihli ihtarnameyle ne sebeple işe devam etmediğini bildirmesinin istendiğini, akabinde davacının 22.05.2012 tarihli ihtarı şirkete tebliğ olunduğunu, ihbarsız işi terk eden davacının işe gelip başlayacağı ümidiyle bir süre beklendiğini, ancak gelip işe başlamaması nedeniyle izinsiz ve mazeretsiz işe devamsızlık yapan davacının iş akdinin haklı nedenle 17.06.2012 tarihinde feshedildiğini, iş akdini davacının daha önce feshettiği dikkate alınsa bile bu feshin haklı fesih olmayıp işi terk ettiği yani istifaen ayrıldığı anlamına geleceğini   savunarak, davanın REDDİNİ İSTEMİŞTİR.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesinin fazla çalışma ücretleri vb alacaklarının ödenmemesi nedeniyle davacı tarafça 11/05/2012 tarihinde kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde feshedildiği, davacının hafta tatillerinde ve genel tatil günlerinde çalıştığı ancak ücretinin ödenmediğinin tanık anlatımlarıyla sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek kıdem tazminatıyla hafta tatili ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacakları hüküm altına alınmış, yıllık izin ve fazla çalışma ücreti istemlerinin ise reddine KARAR VERİLMİŞTİR.

D) Temyiz:

Kararı  taraflar TEMYİZ ETMİŞTİR.

E) Gerekçe:

1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının  aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları YERİNDE DEĞİLDİR.

2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında UYUŞMAZLIK BULUNMAKTADIR.

Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını İSPATLA YÜKÜMLÜDÜR. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada DA GEÇERLİDİR. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin DELİL NİTELİĞİNDEDİR. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.

Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları DELİL NİTELİĞİNDEDİR. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanlarıyla sonuca GİDİLMESİ GEREKİR. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup OLMADIĞI ARAŞTIRILMALIDIR.

İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi MÜMKÜN DEĞİLDİR. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belgeyle KANITLAMASI GEREKİR. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği SONUCUNU DOĞURMAKTADIR.

Somut uyuşmazlıkta, fazla çalışma ücreti olarak davacının bordrolarına yansıtılan miktar her ay sabit şekilde 140,00 TL olup, gerçeği yansıtmadığından davacının bundan daha fazla çalışmasının bulunduğu (Haftada 18 saat fazla çalışma yaptığı) dosya kapsamıyla sabit olduğundan, ödenenlerin mahsubuyla bakiyesinin fazla çalışma ücreti olarak hüküm altına alınması gerekirken reddi hatalı olup BOZMAYI GEREKTİRMİŞTİR.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.02.2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan MALA ZARAR VERME başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.