Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 18.01.2016 tarihli 2015/2302 Esas ve 2016/509 Karar saılı ilamında özetle; haksız eylem nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, alınan farklı bilirkişi raporları bulunduğu, ancak mahkemece alınan hiçbir bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek, denetime elverişli olmayan şekilde hüküm kısmında maddi tazminat miktarı belirlendiği, belirlenen bu miktara nasıl ulaşıldığının açıklanmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uzman bilirkişiden hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olacak şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Davacılar Cahit Ç. ve diğerleri vekili tarafından, davalı Hasan Hüseyin A. aleyhine 10/07/2012 gününde verilen dilekçeyle ölüm ile destekten yoksun kalma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/12/2014 günlü kararın YARGITAY’ca incelenmesi davalı vasisi Sevim A. vekili Avukat .tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan raporla dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz İTİRAZLARI REDDEDİLMELİDİR.
2-Davalının maddi tazminata yönelik diğer temyiz itrazlarına gelince;
Dava haksız eylem nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat İSTEMİNE İLİŞKİNDİR. YEREL MAHKEMECE istem kısmen kabul edilmiş; hüküm, davalı tarafından TEMYİZ OLUNMUŞTUR.
Davacılar, destekleri olan Sait Ç.’in davalı tarafından kasten öldürüldüğünü belirterek, maddi ve manevi tazminat İSTEMİNDE BULUNMUŞLARDIR.
Davalı, olayla ilgili ceza davasının devam ettiğini, talep miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın REDDİNİ SAVUNMUŞTUR.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne KARAR VERİLMİŞTİR.
Dosya kapsamından, alınan farklı bilirkişi raporları bulunduğu, ancak mahkemece alınan hiçbir bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek, denetime elverişli olmayan şekilde hüküm kısmında maddi tazminat miktarı belirlendiği, belirlenen bu miktara nasıl ulaşıldığının AÇIKLANMADIĞI ANLAŞILMAKTADIR. Bu durumda uzman bilirkişiden hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olacak şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup BOZMAYI GEREKTİRMİŞTİR.
3-Davalının manevi tazminata yönelik temyize gelince,
Yargılama sırasında ceza davası sonuçlanmış ve davacılar desteğinin de olayda haksız tahriki olduğu maddi vakıa olarak belirlenmiş ve karar YARGITAY incelemesinden GEÇEREK KESİNLEŞMİŞTİR.
Mahkemece davacılar tam kusura dayanarak istekte bulunduğuna ve meydana gelen olay ve zararda mütevaffanın da bölüşük kusuru olduğu anlaşıldığına göre manevi tazminat miktarları belirlenirken bu hususun göz önüne alınması ve matematiksel olmamak üzere uygun bir indirim YAPILMASI GEREKİR. Açıklanan hususun gözetilmemiş olması da BOZMA NEDENİDİR.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) ve (3) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA diğer temyiz itirazlarının ilk bentteki sebeplerle reddine
ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/01/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
Bir önceki yazımız olan İCRA MAHKEMESİ KARARLARININ TEMYİZİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.