Blog

madenDanıştay 14. Daire’nin 26.11.2014 tarihli 201374021 Esas ve 2014710506 Karar sayılı kararında özetle; Ruhsat sahası mücavirlerinden; ruhsat sahasına komşu olan veya yakınında bulunan yerlerin değil, maden ruhsat sahası içinin anlaşılması gerektiği, maden ruhsat sahası sınırının dışında kalan bir parselde yürütülen bu faaliyetin maden ruhsatı sınırları içerisinde yürütülen madencilik faaliyeti kapsamında değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla ruhsatsız yapılan yapıların da geçici tesis olarak kabulünün mümkün olmadığı hakkında.

İstemin Özeti: İzmir 2. İdare Mahkemesinin 14.11.2012 günlü, E:2011/1477, K:2012/2012 sayılı kararının; usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek BOZULMASI İSTENİLMEKTEDİR.

Savunmanın Özeti: SAVUNMA VERİLMEMİŞTİR.

Danıştay Tetkik Hakimi:

Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulüyle Mahkeme kararının bozulması GEREKTİĞİ DÜŞÜNÜLMEKTEDİR.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Ondördüncü Dairesince işin GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Dava; İzmir İli, Bornova İlçesi, Kemalpaşa Mahallesi, … pafta, … sayılı parselde kayıtlı olan taşınmaz üzerindeki imalatların ruhsatsız ve komşu 1008, 1171 ve 4603 sayılı parsellere tecavüzlü olarak yapıldığından bahisle 3194 sayılı İmar Kanunun 32 nci maddesi uyarınca söz konusu yapıların mühürlenmesine ilişkin 13.07.2011 günlü, 1495 sayılı yapı tatil zaptının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; söz konusu prefabrik yapı elemanları üretim tesisinin, kurulduğu dönemde (2008 yılında) madencilik faaliyeti olarak değerlendirilmesi mümkün değil ise de; bu dönemde ilgili kurumlarca davacının söz konusu tesisinin madencilik faaliyeti kapsamında olmadığı ve ruhsat alması gerektiği yönünde yapılmış bir tespit ve tesis edilmiş bir işlemin bulunmadığı 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 10.06.2010 gün ve 5995 s. Kanunla yapılan değişiklikten ve Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin yürürlüğe girdiği 06.11.2010 tarihinden sonra prefabrik yapı elemanları üretim tesisinin madencilik faaliyeti kapsamına alındığı, dolayısıyla ruhsatsız yapılabilecek yapılardan olduğu anlaşılan yapılara ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8 inci maddesi; ” İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.” HÜKMÜNÜ İÇERMEKTEDİR.

Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin 124 üncü maddesinde, ” İmar alanları içinde kalan madencilik faaliyetleri, ilgili yerel merciden izin alınarak yapılır. Ruhsat alındıktan sonra imar alanları içine alınan maden sahalarına bu hüküm uygulanmaz. Bu yönde değerlendirme yapılırken imar planının kesinleşme tarihi ve maden ruhsatının hak sağlandığı ilk müracaat tarihi göz önünde bulundurulur. İmar planlarında orman arazisi olarak görülen ve orman idaresinden izin alınarak madencilik faaliyet sürdürülen alanlar için imar planı istenmez. İmar planı bulunmayan alanlarda yapılan veya yapılacak olan madencilik faaliyetleri ile bu faaliyetlere bağlı geçici tesisler ve bunların müştemilatı için imar planı yapılmaz. İşletme ruhsatları ve ruhsat sahası mücavirindeki geçici tesisler, çevre düzeni ve imar planları notuna işlenir. İmarsız alanlarda yürütülen madencilik faaliyetleri için gerekli olan geçici tesisler ve bunların müştemilatı, inşaat ve yapı kullanma iznine TABİ DEĞİLDİR. Ancak, yapıların fen ve sağlık kurallarına uygun olması ve ilgili il özel idaresine BİLDİRİLMESİ ZORUNLUDUR.” HÜKMÜ DÜZENLENMİŞTİR.

Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği’nin 82/A maddesinde ” İkinci ve üçüncü sınıf gayrisıhhi müessese ruhsatı verilmesini takiben bir ay içinde yapılacak kontrol ve denetimlerde, gerçeğe aykırı beyan ve durumun tespiti halinde, işyerine bir defaya mahsus olmak üzere onbeş günlük süre verilir. Verilen süre içinde noksanlık ve aykırılıklar giderilmediği takdirde verilmiş olan ruhsat, yetkili idare tarafından iptal edilerek işyeri kapatılır ve ilgililer hakkında ruhsat vermeye yetkili idareler tarafından ayrıca yasal işlem yapılır. ” hükmü, 82/C maddesinde, ” İmar planı bulunmayan alanlarda yapılan veya yapılacak olan madencilik faaliyetleri ile bu faaliyetlere bağlı geçici tesisler ve bunların müştemilatı için imar planı yapılmaz. Bu alanlar daha sonra yapılacak imar planlarında gösterilir. İmarsız alanlarda yürütülen madencilik faaliyetleri için gerekli olan geçici tesisler ve bunların müştemilatı inşaat ve yapı kullanma iznine TABİ DEĞİLDİR. Ancak, yapıların fen ve sağlık kurallarına uygun olması ve Genel Müdürlüğe BİLDİRİLMESİ ŞARTTIR. Bu kapsamda madencilik faaliyetiyle ilgili olmayan yapı yapılamaz.” hükmü, 82/E maddesinde ise ” Gayrisıhhi müesseseler kapsamına giren maden üretim faaliyetleri ve/veya bu faaliyetlere dayalı olarak üretim yapılan tesisler için verilen işyeri açma ve çalışma ruhsatı, maden ruhsat alanının tümünü kapsar ve ruhsat sahasındaki ana faaliyet dalı esas alınarak maden ruhsat sahibi adına işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenir. Aynı maden ruhsat sahasında bulunsa bile işletmecisi ve faaliyet konusu farklı olan maden üretim faaliyetleri ve/veya bu faaliyetlere dayalı olarak üretim yapılan tesisler için ayrı ayrı işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenir.” HÜKMÜ MEVCUTTUR.

Dosyanın incelenmesinden; İzmir İli, Bornova İlçesi, Kemalpaşa Mahallesi, Piçidere Mevkii, …6 pafta, … sayılı parselde kayıtlı olan davacı şirkete ait taşınmaz üzerine komşu 1008, 1171 ve 4603 sayılı parsellere tecavuzlü şekilde ruhsatsız olarak 90,00×70,00 m.’lik kısmının üstü prefabrik kiriş ve döşemelerle kapalı, 54,00×70,00 + 32,50×23,50 + 23,00×8.00 m.’lik kısmının kolonları dikili üstü açık + kapalı kısmın içinde 22,00×8,00 m. ebadında iki katlı ofis binasının, imalathanenin yanına 90,00×22,70 m. ebadında üzerine gezer vinç kurulan zemin betonu ve 32,00×63,00 m. ebadında zemin betonu atılmış vaziyette imalatların yapıldığının 13.07.2011 günlü yapı tatil zaptıyla tespit edilerek imalatların mühürlenmesi üzerine bakılan davanın AÇILDIĞI ANLAŞILMAKTADIR.

Olayda; dava dosyasının ve Danıştay 8. Dairesinin 01.07.2014 gün ve E: 2012/4683, K:2014/5912 sayılı kararıyla onanan; İzmir 2. İdare Mahkemesinin 23.12.2011 gün ve E:2010/1218, K:2011/2156 sayılı kararının birlikte incelenmesinden; 1072 sayılı parselde bulunan ve ruhsat sahası mücavirindeki geçici tesislerin madencilik faaliyeti kapsamında olduğundan dolayı İmar Kanunu’nun aradığı izinlerden muaf olduğu iddia edilmiş ise de, ruhsat sahası mücavirinden; ruhsat sahasına komşu olan veya yakınında bulunan yerlerin değil, maden ruhsat sahası içinin anlaşılması gerektiği, 1072 sayılı parselin ise maden ruhsat sahası sınırlarının dışında kalan bir parsel olduğu, bu parsel davacı şirketin mülkiyetinde olsa da, maden ruhsat sahası sınırının dışında kalan bir parselde yürütülen bu faaliyetin maden ruhsatı sınırları içerisinde sürdürülen madencilik faaliyeti kapsamında değerlendirilemeyeceği dolayısıyla ruhsatsız yapılan yapıların da geçici tesis olarak kabulünün mümkün olmadığı anlaşıldığından tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık, mahkeme kararında hukuki İSABET GÖRÜLMEMİŞTİR.

Açıklanan nedenlerle, İzmir 2. İdare Mahkemesinin 14.11.2012 günlü, E:2011/1477, K:2012/2012 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 26.11.2014 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

Bir önceki yazımız olan SAVUNMA HAKKI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.