Blog

eve_erkek_aliyor_mu_denetimi_yapan_sgk_tazminat_odeyecek_h60593_74676Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 17.02.2016 tarihli 20167905 Esas ve 2016/4796 Karar sayılı ilamı özetle; savunma hakkına ilişkindir. Savunma  Hakkı, Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alındığı gibi, karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK.nun 27. maddesi hükmüne göre de, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, başka bir anlatımla, davalıya savunma hakkını kullanma olanağı verilmeden hüküm kurulamaz. HMK.’nın 320/1. maddesinde “mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği” belirtilmişse de bunun ancak ön inceleme aşamasında ve “mümkün olan hallerde” olduğu belirtilmek suretiyle yasanın uygulama alanı dar bir çerçeve ile belirlenmiştir. HMK’nın 27. maddesinde belirtildiği üzere davanın taraflarının, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakları mevcut olup, bu hak çerçevesinde tarafların açıklama ve ispat hakkını kullanabilmeleri gerekmektedir. Hukuki dinlenilme hakkının usul hukukundaki bir diğer yansıması ise, HMK madde 297/ 1-c bendinde yer almış olup buna göre, mahkemelerin gerekçeli kararlarında, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin belirtilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Hal böyle olunca, tarafların hukuki dinlenilme hakkı bağlamında ilk derece mahkemesince duruşma yapılması kural olup, mahkemece tarafların iddia ve savunmalarının toplanarak duruşma açılması ve tarafların açıklamaları dinlenildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı bankadan kredi kullandığını, banka tarafından kendisinden dosya masrafı ve yeniden yapılandırma bedeli adı altında 3.972.85 TL tahsil edildiğini, alınan bu bedelin haksız olduğunu ileri sürerek yapılan kesintinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahbiline karar VERİLMESİNİ İSTEMİŞTİR.

Davalı, davanın REDDİNİ DİLEMİŞTİR.

Mahkemece, dosya üzerinden davanın kabulü ile 3.972.85 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmiş; Hüküm, davalı tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

1-Savunma hakkı  Anayasanın 36 ncı maddesinde güvence altına alındığı gibi, karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK.nun 27 nci maddesi hükmüne göre de, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, başka bir anlatımla, davalıya savunma hakkını kullanma olanağı verilmeden hüküm kurulamaz. HMK.’nın 320/1 inci maddesinde “mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği” belirtilmişse de bunun ancak ön inceleme aşamasında ve “mümkün olan hallerde” olduğu belirtilmek suretiyle yasanın uygulama alanı dar bir çerçeveyle BELİRLENMİŞTİR. HMK’nın 27 nci maddesinde belirtildiği üzere davanın taraflarının, kendi haklarıyla bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakları mevcut olup, bu hak çerçevesinde tarafların açıklama ve ispat hakkını KULLANABİLMELERİ GEREKMEKTEDİR. Hukuki dinlenilme hakkının usul hukukundaki bir diğer yansıması ise, HMK madde 297/ 1-c bendinde yer almış olup buna göre, mahkemelerin gerekçeli kararlarında, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesiyle sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin belirtilmesi GEREKTİĞİ VURGULANMAKTADIR. Hal böyle olunca, tarafların hukuki dinlenilme hakkı bağlamında ilk derece mahkemesince duruşma yapılması kural olup, mahkemece tarafların iddia ve savunmalarının toplanarak duruşma açılması ve tarafların açıklamaları dinlenildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dosya üzerinde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirir.

2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada GEREK GÖRÜLMEMİŞTİR.

SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 271,40 TL harcın istek halinde iadesine, 17/02/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan BOŞANMA başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.