Blog

icraedit.jpgYargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 11.02.2016 tarihli 2015/3564 Esas ve 2016/850 Karar sayılı kararında özetle; dava kira sözleşmesinin tapu kaydına şerh verilmesi istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 1009 maddesinde tapu sicilinin beyanlar hanesine yazılabilecek şahsi haklar arasında kira sözleşmesinden doğan haklarda sayılmış ve maddenin 2.fıkrasında da, bu hakların şerh verilmekle o taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebileceği belirtilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte olan 818 Sayılı Borçlar Kanununun 255.maddesinde de, bu hükme paralel bir düzenleme ile bir taşınmazın kiraya verilmesine ilişkin sözleşmelerin tapu siciline şerh edilmesi halinde sonraki maliklerin kiracının sözleşme kapsamında taşınmazdan yararlanmalarına izin vermek mecburiyetinde bulundukları belirtilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 312. Maddesinde de taşınmaz kiralarında, sözleşmeyle kiracının kiracılık hakkının tapu siciline şerhinin kararlaştırılabileceği düzenlenmektedir. Kira sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakkın tapu kaydına şerhi bu hakkı güçlendirici bir niteliğe sahip olup mülkiyet hakkının malike verdiği yetkileri daraltmaktadır.

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira şerhi davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş, ancak davanın nitelik ve mahiyeti itibariyle duruşmaya tabi olmadığından duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ.

Dava kira sözleşmesinin tapu kaydına şerh verilmesi İSTEMİNE İLİŞKİNDİR. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

Davacı vekili dava dilekçesinde; Alanya İlçesi İncekum Beldesi 311 ada 1 nolu (yeni 121 ada 1 parsel) parseldeki tesisin 13.02.2004 tarihli sözleşmeyle kiralandığını, 20.12.2005 tarihli ek sözleşmeyle kira süresinin 2020 yılına kadar uzatıldığını kira sözleşmesinin 7. mddesinde kira sözleşmesinin tapuya şerh edilebileceğinin düzenlendiğini ileri sürerek kira sözleşmesinin ve kira süresinin uzatımına ilişkin ek sözleşmenin tapu siciline şerh edilmesine karar verilmesini TALEP ETMİŞTİR. Davalı vekili davanın reddine karar VERİLMESİNİ SAVUNMUŞTUR. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

Türk Medeni Kanununun 1009 maddesinde tapu sicilinin beyanlar hanesine yazılabilecek şahsi haklar arasında kira sözleşmesinden doğan haklarda sayılmış ve maddenin 2 nci fıkrasında da, bu hakların şerh verilmekle o taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri SÜRÜLEBİLECEĞİ BELİRTİLMİŞTİR. Dava tarihinde yürürlükte olan 818 Sayılı Borçlar Kanununun 255 inci maddesinde de, bu hükme paralel bir düzenleme ile bir taşınmazın kiraya verilmesine ilişkin sözleşmelerin tapu siciline şerh edilmesi halinde sonraki maliklerin kiracının sözleşme kapsamında taşınmazdan yararlanmalarına izin vermek mecburiyetinde BULUNDUKLARI BELİRTİLMİŞTİR. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 312 nci Maddesinde de taşınmaz kiralarında, sözleşmeyle kiracının kiracılık hakkının tapu siciline şerhinin KARARLAŞTIRILABİLECEĞİ DÜZENLENMEKTEDİR. Kira sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakkın tapu kaydına şerhi bu hakkı güçlendirici bir niteliğe sahip olup mülkiyet hakkının malike verdiği YETKİLERİ DARALTMAKTADIR.

Somut olayda; Dosya arasında bulunan tapu kaydına göre davaya konu 121 ada 1 parsel nolu taşınmaz dava tarihi itibarıyla davalı kiralayan şirket adına tapuda kayıtlı ise de yargılama sırasında 13.12.2012 tarihinde mülkiyet durumu değişerek dava dışı Meryem A., Aynur U., Sultan Ö. ve Ayşe U. isimli kişiler taşınmazda 1/12 şer payla, davalı ise 8/12 payla paydaş HALE GELMİŞTİR. Bu durumda davaya konu taşınmazın yeni paydaşları davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken mahkemece taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde esas hakkında hüküm kurulması DOĞRU DEĞİLDİR.

Hüküm bu SEBEPLE BOZULMALIDIR.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3 üncü madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 inci maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11.02.2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan KİRA ALACAĞININ TAHSİLİ İSTEMİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.