Blog

zamanasimiYargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 26.01.2016 tarihli 2015/43597 Esas ve 2016/1141 Karar sayılı ilamında özetle; aidat alacağına aylık bazda toplu iş sözleşmelerinde belirlenen ödeme gününden itibaren faiz işletilebilmesi için sendikanın her toplu iş sözleşmesi dönemi için çalışan üyesi işçilerin listesini, sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve sendikanın banka hesap numarasını işverene bildirmesi ve bu listeye göre üyelik aidatının kesilerek ve bildirilen banka hesabına yatırılmasını istemesi gerekir. Dosya içinde 15.04.2012-14.04.2014 tarihleri arasını kapsayan TİS ve hüküm altına alınan aidat alacağı bakımından da 2012 Nisan ayından 2013 Aralık ayı arasındaki dönem hariç diğer dönemler bakımından davacı sendikanın bildirim yükümlüğünü yerine getirdiğine dair bilgi belge bulunmamaktadır. Bu itibarla 2008 Nisan-2012 mart arasındaki dönemi kapsayan her bir TİS devresi bakımından davacı Sendika’nın bildirim yükümlüğünü yerine getirip getirmediği araştırılmalı, davacı Sendika’nın bildirim yükümlüğünü yerine getirdiği, gönderilen yazıların tebliğ edildiğinin anlaşılması halinde aidat alacağına aylık bazda toplu iş sözleşmelerinde belirlenen ödeme gününden itibaren faiz işletilmelidir. Aksi halde yani bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmediğinin anlaşılması halinde davacı Sendika’nın 08.10.2013 tarih ve 2447 sayılı dönem belirtmeksizin birikmiş aidatların tebliğ tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde ödenmesi talebini içerir ihtarının 21.10.2013 tarihinde tebliğ edildiği anlaşıldığından buna göre belirlenecek temerrüt tarihinden itibaren faize karar verilmelidir.

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, YARGITAY’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yerinde olmaması nedeniyle reddine,

2-Davacı Sendika vekili, davalı Belediye’nin davacı Belediye-İş Sendikası’nın yıllardır örgütlü olduğu bir işyeri olduğunu, davalı bünyesinde çalışan ve müvekkili sendikaya üye olan işçilerin sendika ana tüzüğüne göre sendikaya üyelik aidatı ödemeleri gerektiğini, davalı Belediye’nin işçilerden kestiği aidatları bu güne kadar müvekkiline ödemediğini, ödeme tarihinin kanunda ve taraflar arasında imzalanan toplu iş sözleşmelerinde kararlaştırıldığını iddia ederek aidat alacağının her ay aidatının ait olduğu aydan bir ay sonra başlayacak en yüksek işletme kredisi faiziyle birlikte tahsilini TALEP ETMİŞTİR.

Dava Saray Belediyesi’ne karşı açılmış, 2014 yerel seçimleriyle birlikte bu belediyenin tüzelkişiliği sonaerip Yunak Belediyesi’ne katıldığından davaya Yunak Belediyesi’ne karşı DEVAM EDİLMİŞTİR.

Davalı Yunak Belediyesi vekili ayrı bir cevap dilekçesi vermemiş davanın reddini istemiştir

Mahkemece davanın kabulüne KARAR VERİLMİŞTİR.

İstek ve hüküm altına alınan sendika üyelik aidat alacağı 2008 Kasım-2014 Aralık ayları arasındaki döneme ilişkin olduğundan davanın yasal dayanacağı 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 23. ve 6356 sayılı yasanın 18 inci maddesidir.

2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 23 üncü maddesinde, “Faaliyeti durdurulmayan sendika ve konfederasyonlara üyelerince ödenecek aidatın miktarı tüzüklerinde belirtilir. İşçi sendikasına işçinin ödeyeceği aylık üyelik aidatı tutarı, bir günlük çıplak ücretini geçemez. İşveren sendikasına işverenin ödeyeceği aylık üyelik aidatı tutarı işyerinde işçilere ödediği bir günlük çıplak ücretleri toplamını geçemez. Sendika tüzüklerine, üyelik aidatı dışında üyelerden başka bir aidat alınacağına ilişkin hükümler konamaz.” hükmüne YER VERİLMİŞTİR.

Aynı Kanun’un 61 inci maddesinde, “İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya vermeye ve kesinti listesini sendikaya GÖNDERMEYE MECBURDUR. Bu aidat dışında sendikaya ödenmek üzere bir kesintinin yapılması toplu iş sözleşmesiyle kararlaştırılamaz.

Yukarıdaki fıkra gereğince sendika tüzüğüne uygun olarak kesilmesi istenilen aidatı kesmeyen işveren ilgili sendikaya karşı kesmediği veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar tutarınca genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizi ÖDEMEK ZORUNDADIR.” düzenlemesi YER ALMIŞTIR.

2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 9 uncu maddesinin 3 üncü fıkrasında ise, “Toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye bulunmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye bulunup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu iş sözleşmesinin tarafı işçi sendikasına dayanışma aidatı ÖDEMELERİNE BAĞLIDIR. Bu hususta işçi sendikasının muvafakatı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma talep TARİHİNDEN GEÇERLİDİR.”, aynı maddenin 4 üncü fıkrasında da “Dayanışma aidatı miktarı, üyelik aidatının ÜÇTE İKİSİDİR.” hükümleri YER ALMIŞTIR.

Aynı düzenlemeler 6356 sayılı yasanın 18 inci maddesinde DE BULUNMAKTADIR.

Öte taraftan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 101 inci maddesinin 1 inci fıkrasında “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur.” İkinci fıkrasında ise “Borcun ifa edileceği gün müttefikan tayin edilmiş veya muhafaza edilen bir hakka istinaden iki taraftan birisi bunu usulen ihbarda bulunmak suretiyle tespit etmiş ise, mücerret bu günün hitamıyla borçlu mütemerrit olur.” denilmiştir.

Görüldüğü üzere, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 61/1 inci maddesine (6356 sayılı yasanın 18 inci maddesine) göre bir işyerinde veya işletmede toplu iş sözleşmesi yapmak için 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu uyarınca yetki belgesi alan işçi sendikasının, yetki belgesine konu işyeri veya işletmede çalışan üyesi işçilerin listesini, sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve sendikanın banka hesap numarasını işverene bildirmesi ve bu listeye göre üyelik aidatının kesilerek ve bildirilen banka hesabına yatırılmasını İSTEMESİ GEREKİR.

Toplu İş Sözleşmelerinde kesilen aidatın ne zaman sendikaya yatırılacağı hususu düzenlenmiş ise ayrıca ihtara gerek kalmadan bu tarihlerden itibaren faize karar verilmeli, bu konuda bir düzenlenme yoksa taraf sendikanın işvereni temerrüde DÜŞÜRMESİ GEREKİR. Dava tarihinden önce sendika tarafından işverenin temerrüde düşürülmesi söz konusu değil ise dava ve ıslah tarihi temerrüt TARİHİNİ OLUŞTURMAKTADIR. Bu nedenle bu tarihten itibaren faize HÜKMEDİLMESİ GEREKİR.

Ayrıca 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 61/2 nci maddesinde (6356 sayılı yasanın 18 inci maddesinde)sendika üyelik aidatının bir ay içerisinde sendikaya gönderilmesi öngörülmüş ise de, yukarıda açıklandığı şekilde kanunda işverene bir aylık ödeme süresi öngörülmesi temerrüt için yeterli görülmemiş, işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerektiği KABUL EDİLMİŞTİR.

Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Mahkemece davalı Belediye’nin gönderdiği cevabi yazılar ekindeki cetvellere göre belirlenen aidat alacağı hüküm ALTINA ALINMIŞTIR.

Ancak aidat alacağına aylık bazda toplu iş sözleşmelerinde belirlenen ödeme gününden itibaren faiz işletilebilmesi için sendikanın her toplu iş sözleşmesi dönemi için çalışan üyesi işçilerin listesini, sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve sendikanın banka hesap numarasını işverene bildirmesi ve bu listeye göre üyelik aidatının kesilerek ve bildirilen banka hesabına yatırılmasını İSTEMESİ GEREKİR. Dosya içinde 15.04.2012-14.04.2014 tarihleri arasını kapsayan TİS ve hüküm altına alınan aidat alacağı bakımından da 2012 Nisan ayından 2013 Aralık ayı arasındaki dönem hariç diğer dönemler bakımından davacı sendikanın bildirim yükümlüğünü yerine getirdiğine dair bilgi BELGE BULUNMAMAKTADIR. Bu itibarla 2008 Nisan-2012 mart arasındaki dönemi kapsayan her bir TİS devresi bakımından davacı Sendika’nın bildirim yükümlüğünü yerine getirip getirmediği araştırılmalı, davacı Sendika’nın bildirim yükümlüğünü yerine getirdiği, gönderilen yazıların tebliğ edildiğinin anlaşılması halinde aidat alacağına aylık bazda toplu iş sözleşmelerinde belirlenen ödeme gününden itibaren FAİZ İŞLETİLMELİDİR. Aksi halde yani bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmediğinin anlaşılması halinde davacı Sendika’nın 08.10.2013 tarih ve 2447 sayılı dönem belirtmeksizin birikmiş aidatların tebliğ tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde ödenmesi talebini içerir ihtarının 21.10.2013 tarihinde tebliğ edildiği anlaşıldığından buna göre belirlenecek temerrüt tarihinden itibaren faize KARAR VERİLMELİDİR.

Öte yandan mahkemenin hüküm altına aldığı aidat alacağı için “her bir aidat alacağına dair kesintinin yapıldığı tarihten 1 ay sonra başlamak üzere” şeklinde belirsiz, ucu açık yeni ihtilaf ve davalara neden olacak şekilde faiz başlangıç tarihi belirlemesi HATALI OLMUŞTUR. Karar yerinde her bir ay aidat alacağı için faiz başlangıç tarihi (temerrüt olgusunun gerçekleşmiş olması halinde) açık, kesin ve tereddüde neden olmayacak ŞEKİLDE GÖSTERİLMELİDİR.

O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve KARAR BOZULMALIDIR.

SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 26.01.2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan FAZLA ÇALIŞMA ALACAĞI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.