Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 14.01.2016 tarihli, 2015/802 esas ve 2016/412 numaralı kararı ile kasten yaralama nedeni ile uğranılan zararın manevi tazminat sınırının ne olacağına ilişkin kararı ve özeti aşağıda paylaşılmıştır.
Dava, kasten yaralama nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Somut olaya gelince; davacı ile davalının otobüs işletmesinde çalıştıkları, davalının davacının amiri konumunda olduğu, olay günü bir kaç müşterinin rakip firmayı tercih etmesi dolayısıyla taraflar arasında tartışma yaşandığı ve davalının davacıyı kasten yaraladığı ceza dosyası ile sabittir. Olayın gelişim biçimi, olay tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda anılan ilkeler uyarınca davacı yararına takdir olunan manevi tazminat tutarı azdır.
Davacı Mustafa Y. vekili Avukat tarafından, davalı Ünal D. aleyhine 14/07/2014 gününde verilen dilekçeyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/11/2014 günlü kararın YARGITAY’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan raporla dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz İTİRAZLARI REDDEDİLMELİDİR.
2-Diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, kasten yaralama nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi İSTEMİNE İLİŞKİNDİR. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş, karar, davacı vekili tarafından TEMYİZ OLUNMUŞTUR.
Davacı, davalının kendisini yaralamasından dolayı basit yaralama suçundan mahkum olduğunu, olay nedeniyle büyük üzüntü, elem ve ızdırap duyduğunu belirterek uğradığı manevi zararın ödetilmesi İSTEMİNDE BULUNMUŞTUR.
Davalı, davanın reddi GEREKTİĞİNİ SAVUNMUŞTUR.
Mahkemece, davalının davacıya yönelik kasten yaralama eyleminin ceza dosyasıyla sübuta erdiği gerekçesiyle takdiren 1.000,00TL manevi tazminat ödetilmesine KARAR VERİLMİŞTİR.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56 ncı maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete UYGUN OLMALIDIR. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da AMAÇ EDİNMEMİŞTİR. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına GÖRE BELİRLENMELİDİR. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan KADAR OLMALIDIR.
22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı YARGITAY İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da AÇIKÇA GÖSTERİLMİŞTİR. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir BİÇİMDE GÖSTERMELİDİR.
Somut olaya gelince; davacıyla davalının Kütahya As-Tur otobüs işletmesinde çalıştıkları, davalının davacının amiri konumunda olduğu, olay günü bir kaç müşterinin rakip firmayı tercih etmesi dolayısıyla taraflar arasında tartışma yaşandığı ve davalının davacıyı kasten yaraladığı ceza dosyasıyla SABİTTİR. Olayın gelişim biçimi, olay tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarıyla yukarıda anılan ilkeler uyarınca davacı yararına takdir olunan manevi tazminat TUTARI AZDIR. Daha üst düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın BOZULMASI GEREKMİŞTİR.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/01/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
Bir önceki yazımız olan MADEN FAALİYETİ İÇİN KAMU MÜLKİYETİNDE İRTİFAK KURULMAZ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.