Blog

devremülkYargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 26.01.2016 tarihli 2015/1465 Esas ve 2016/363 Karar sayılı ilamında özetle; davacı vekili, dava dilekçesinde, taraflar arasında sözleşme konusu inşaatın 01.12.2009 tarihinde teslim edilmesinin kararlaştırıldığını bildirerek, bu tarihten itibaren sözleşmedeki gecikme tazminatının ödenmesini istemiştir. Yine, dava dilekçesine eklediği, 19.04.2011 günlü davalıya gönderdiği ihtarnamesinde de açıkça inşaatın teslimi gereken tarihin 01.12.2009 olarak kararlaştırıldığını belirtmiştir. Bu durumda, inşaatın teslimi gereken tarihin taraflar arasındaki sözlü anlaşma gereğince 01.12.2009 olarak kabulü zorunludur. Bununla birlikte, her ne kadar dava dilekçesinde, taraflar arasında imzalandığı iddia edilen protokol gereğince aylık 20.000,00 TL gecikme tazminatı istenmiş ise de, böyle bir protokol dosyaya sunulmadığından, çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, gecikme tazminatının rayiç kira bedeli üzerinden tespit edilmesi gereklidir. Bu itibarla, mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle, açıklanan şekilde hesaplama yapılarak,sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde teslimi gereken tarihin 19.09.2002 olarak kabulü ile hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması hatalı olmuştur.

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı Ahmet Müjdat K. vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı Ahmet Müjdat K. vekili avukatla davacı vekili avukat gelmiş olup, davalılardan Saim Ü. adına çıkartılan tebligatın bila ikmal iade edilmesi nedeniyle duruşma talebinden vazgeçmeleri üzerine incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya evrak üzerinden incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– KARAR –

Davacılar vekili, taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, ancak davalı yüklenicilerin inşaatı süresinde teslim etmediği gibi, eksik ve kusurlu imalatlar olduğunu ileri sürerek, gecikme tazminatıyla eksik kusurlu işler bedelinin ve dairelerin iskanlı değeriyle iskansız değeri arasındaki farkın tahsilini talep ve DAVA ETMİŞTİR.

Davalı vekili, davanın REDDİNİ İSTEMİŞTİR.

Mahkemece, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından,inşaatta eksik kusurlu işler bulunduğu ve süresinde teslim edilmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalı Saim Ü.’e karşı açılan davanın ise feragat nedeniyle reddine KARAR VERİLMİŞTİR.

Karar, davalı Ahmet Müjdat K. vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle ileri sürülen temyiz nedenlerine göre, davalı Ahmet Müjdat K. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları YERİNDE GÖRÜLMEMİŞTİR.

2) Davacı vekili, dava dilekçesinde, taraflar arasında sözleşme konusu inşaatın 01.12.2009 tarihinde teslim edilmesinin kararlaştırıldığını bildirerek, bu tarihten itibaren sözleşmedeki gecikme tazminatının ÖDENMESİNİ İSTEMİŞTİR. Yine, dava dilekçesine eklediği, 19.04.2011 günlü davalıya gönderdiği ihtarnamesinde de açıkça inşaatın teslimi gereken tarihin 01.12.2009 olarak KARARLAŞTIRILDIĞINI BELİRTMİŞTİR. Bu durumda, inşaatın teslimi gereken tarihin taraflar arasındaki sözlü anlaşma gereğince 01.12.2009 olarak KABULÜ ZORUNLUDUR. Bununla birlikte, her ne kadar dava dilekçesinde, taraflar arasında imzalandığı iddia edilen protokol gereğince aylık 20.000,00 TL gecikme tazminatı istenmiş ise de, böyle bir protokol dosyaya sunulmadığından, çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, gecikme tazminatının rayiç kira bedeli üzerinden tespit EDİLMESİ GEREKLİDİR.

Bu itibarla, mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle, yukarıda açıklanan şekilde hesaplama yapılarak,sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde teslimi gereken tarihin 19.09.2002 olarak kabulüyle hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması HATALI OLMUŞTUR.

İzah edilen sebeplerle kararın BOZULMASI GEREKMİŞTİR.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı Ahmet Müjdat K. vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, davalı Ahmet Müjdat K. vekili vekalet ücreti talebinden vazgeçtiğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.01.2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan ARAÇ KİRALAMA SÖZLEŞMESİNE KONU ARAÇTA MEYDANA GELEN ZARAR başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.