Blog

asdfg.jpgYargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 17.11.2015 tarihli 2015/282 Esas ve 2015/18181 Karar sayılı kararında özetle; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ile; elektrik abonelerinden kayıp-kaçak bedeli alınamayacağı içtihadında bulunulmuştur. Dairemiz de, Genel Kurul kararındaki ilkeleri de benimseyerek, kayıp-kaçak bedeli yanında, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin de dağıtım şirketleri tarafından elektrik abonelerinden alınamayacağına karar vermiştir. Hâl böyle olunca; mahkemece, açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek, davalı kurumun abonesi olan davacıdan kayıp-kaçak bedeli yanında, perakende satış hizmet bedeli, PSH(sayaç okuma) bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedellerini de tahsil edemeyeceği gözetilmek suretiyle, davacıdan tahsil edilmemesi gereken toplam bedelin belirlenmesi yönünden ifade edilen ilkeler de dikkate alınarak alanında uzman bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınması suretiyle hüküm tesis edilmesi gerekir.

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; davacı şirketin Türkiye’nin farklı illerindeki şubeleriyle hipermarketler zinciri olarak hizmet veren ticari bir şirket olduğunu, bir kısım illerde davalı elektrik şirketinden elektrik hizmeti aldığını, davacıya tahakkuk ettirilen faturalarda davacıyla imzalanan sözleşmede olmamasına rağmen kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli ve diğer bazı isimler altında davacıya haksız borç çıkarılıp bunların tahsil edildiğini, söz konusu bedellerin tahsilinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı şirketten haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen, şimdilik 3.000 TL “kayıp kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli, dağıtım bedeli, enerji fonu, TRT payı” şeklinde veya başka isimler adı altında faturalarda açık ya da gizlenerek tahsil edilen tüm haksız tutarların, faturaların ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek kamu alacaklarına uygulanan gecikme zammıyla birlikte davacı şirkete iadesine karar verilmesini talep ve DAVA ETMİŞTİR.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; usul yönünden husumet ve derdestlik itirazında bulunduklarını, esasa ilişkin olarak ise, davacının dosyaya sunduğu faturalardan hiçbirinin davalı şirket tarafından tahsil edilmediğini, bu faturaların mevcudiyeti kabul edilse dahi davacının bunların hiçbirine itiraz etmediğini, davanın zamanaşımına uğradığını, ilgili fatura kalemlerinin gerek adını, gerekse tüketicilere hangi oranda yansıtılacağı hususunu belirleme ve karar verme yetkisinin tamamen EPDK’da olduğunu,kurumun bu konudaki düzenlemeyi Kurul kararlarıyla yaptığını,gerek Kurum gerekse Kurulun bu düzenleme yetkisini 6446 sayılı Enerji Piyasası Kanunu ve bu kanunun verdiği yetkiyle çıkartılan ikincil mevzuattan aldığını, bu çerçevede ilgili faturaların tamamen yasadan kaynaklandığını savunarak, davanın REDDİNİ İSTEMİŞTİR.

Mahkemece; belirtilen kalemlere ilişkin tutarların davalı tarafından Elektrik Piyasası Kanunu, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği, Elektrik Piyasası Perakende Satış Hizmet Geliriyle Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi hakkındaki tebliğ gereğince müşterilere tahakkuk ettirildiği, bu konuda Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun yetkili olduğu, Perakende Satış Lisansı sahibi dağıtım şirketlerinin tarifeleri uygulayıp uygulamama ve kayıp kaçak bedelini tahsil edip etmeme gibi bir insiyatifinin bulunmadığı, kayıp kaçak bedelini Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun belirlediği, kurul kararlarının tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığı, dağıtım şirketlerinin kurul kararlarına aykırılık teşkil edecek herhangi bir işlemde bulunamayacakları, Elektrik Piyasası Kanunu’nun 12 nci maddesine göre kurul kararlarının iptali için yargı yoluna başvurmanın her zaman mümkün olduğu, ancak kurul kararlarının iptali için açılacak davaların Danıştay’da görülebileceğinin açık hükme bağlandığı, davalı tarafından kayıp kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli vs. ad altında tahsil edilen bedellerin davalıdan tahsili talebi yerinde görülmediğinden davacının isterse Danıştay’da kurul kararlarının iptali için dava açabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları YERİNDE DEĞİLDİR.

Elektrik abonelerinden alınmakta olan; Kayıp-kaçak bedelinin; elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin, kayıp-kaçak hedefi oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedel olduğu, 20/02/2001 tarihli 4628 Sayılı Kanunun 1/1., 4/1., 10/05/2006 tarihli 5496 Sayılı Kanunun 6., geçici 9., 14/03/2013 tarihli 6446 Sayılı Kanunun 1/1.,5/4., 17/1., 4., 27., geçici 1., maddeleri ve bu kanunların temel amaçları çerçevesinde çıkarılan yönetmelikler ve kanunun verdiği yetkiye dayanılarak alınan EPDK kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde alınmakta olduğu,

Dağıtım bedelinin; dağıtım sistem kullanım fiyatını kapsamakta olup, dağıtım hizmeti sunabilmek için dağıtım sistemine ilişkin yatırım harcamaları, işletme ve bakım giderleri dikkate alınarak hesaplanan bedel olduğu, 4628 Sayılı Kanunun 13/1-b-4. bendi, 6446 Sayılı Kanunun 17/6-ç bendi, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin 9., Dağıtım Sistemi Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında çıkarılan EPDK tebliğleri gereğince alındığı,

İletim bedelinin; elektrik enerjisinin tüketici sayaçlarına kadar ulaştırılmasında, üreticilerle dağıtım sistemi arasında yer alan iletim sisteminin kullanılmasından kaynaklanan maliyetlerin karşılanması için alındığı, 4628 Sayılı Kanunun 13/1-b-2. bendi, 6446 Sayılı Kanunun 17/6-b bendi, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin 8 inci maddesiyle EPDK kurul kararları ve tebliğlerine göre tüketicilere yansıtıldığı,

Perakende satış hizmeti bedelinin ise; perakende satış hizmeti maliyetini (söz konusu fâaliyete ilişkin düzenlemeye esas net yatırım harcamasının itfa tutarı, faturalama ve tahsilat giderleri, tanıtım ve pazarlama giderleri, müşteri hizmetlerine ilişkin giderler, perakende satış ve hizmete ilişkin diğer işletme giderleri, düzenleme giderleri payı, fâaliyet giderleri payı, olağan ve olağan dışı giderler payından fâaliyetle ilgili diğer gelirler payı ve olağan dışı gelirler payının düşülmesi suretiyle bulunan esas net işletme gideri ve amortisman itfa süresi farkı vergi tutarını) yansıtan bedel olduğu, 4628 Sayılı Kanunun 1/1., 13/1-b-5. bendi, 6446 Sayılı Kanunun 17/6-d bendi, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin 4/36. bendi, 5/e bendi ve 10. maddesine göre alındığı,

Kayıp-kaçak, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım, dağıtım ve sayaç okuma bedellerinin, EPDK tarafından çıkarılan kurul kararları ve tebliğleriyle BELİRLENDİĞİ ANLAŞILMAKTADIR.

Ancak; kayıp-kaçak bedeli hakkında verilen ve Dairece de benimsenen HGK’nun 21/05/2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı kararında; elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıpla kaçak kullanılan elektrik bedellerinin abonelerden tahsili yoluna gitmenin, hukuk devleti ve adalet düşünceleriyle bağdaşmayacağı; öte yandan, nihai tüketici olan abonenin; kayıp-kaçak bedeli gibi dağıtım şirketi tarafından faturalara yansıtılan; dağıtım bedeli, perakende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, eş söyleyişle şeffaflığın; hukuk devletinin vazgeçilmez unsurları olduğu; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca kanunun verdiği genel ve soyut yetkiye dayanarak çıkarılan yönetmelik, kurul kararları ve tebliğlerinin de, Elektrik Piyasası Kanununun temel amaçları ve ilkelerinden olan, şeffaflık ve düşük maliyetli enerji temini unsurlarını taşıdığının kabulünün mümkün olmadığı,

Gerekçeleriyle; kayıp-kaçak bedelinin faturalara yansıtılmasının hukuka uygun olmadığına KARAR VERİLMİŞTİR.

Somut olayda ise; mahkemece ilgili bedellerin davalıdan tahsili talebi yerinde görülmediğinden davacının isterse Danıştay’da kurul kararlarının iptali için dava açabileceği gerekçesiyle davanın reddine KARAR VERİLMİŞTİR.

Ne var ki, yukarıda bahsedilen YARGITAY Hukuk Genel Kurulu kararı ile; elektrik abonelerinden kayıp-kaçak bedeli alınamayacağı İÇTİHADINDA BULUNULMUŞTUR. Dairemiz de, Genel Kurul kararındaki ilkeleri de benimseyerek, kayıp-kaçak bedeli yanında, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin de dağıtım şirketleri tarafından elektrik abonelerinden alınamayacağına KARAR VERMİŞTİR.

Hâl böyle olunca; mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek, davalı kurumun abonesi olan davacıdan kayıp-kaçak bedeli yanında, perakende satış hizmet bedeli, PSH(sayaç okuma) bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedellerini de tahsil edemeyeceği gözetilmek suretiyle, davacıdan tahsil edilmemesi gereken toplam bedelin belirlenmesi yönünden yukarıda ifade edilen ilkeler de dikkate alınarak alanında uzman bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden YARGITAY ve taraf denetimine elverişli rapor alınması suretiyle hüküm tesis edilmesi gerekirken,anılan ilkeler gözetilmeden aksine düşüncelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş,BOZMAYI GEREKTİRMİŞTİR.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HUMK.nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.11.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan MANEVİ TAZMİNAT başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.