Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 28.09.2015 tarihli 2015/6911 Esas ve 2015/14576 Karar sayılı ilamında özetle; davacının, Milli Eğitim Bakanlığı Açık Öğretim Lisesi Müdürlüğü öğrencisi olduğu, eldeki dava ile davacının, eğitimine devam edebilmek için davalı babasından yardım nafakası talep ettiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, davalının gelir durumu, mirasçılıkta da aynı sırada yer alan dava dışı annenin de nafakaya katılma yükümlülüğü bulunduğu nazara alınarak, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun şekilde davacı lehine bir miktar nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davacının öğrenim süresinin uzamasının nafaka almasına engel olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; davacının anne ve babasının boşanma davası nedeniyle ayrı yaşadıklarını, davacının annesi ve ağabeyiyle kaldığını, 400 TL kira ödedikleri, maddi geliri olmadığını, açık öğretim lise öğrencisi olduğunu, davalının emekli olduğunu, okul ihtiyaçlarına yardım etmediğini belirterek, aylık 300,00 TL yardım nafakasına hükmedilmesini dava ve TALEP ETMİŞTİR.
Davalı, davaya CEVAP VERMEMİŞTİR.Mahkemece; davacının epilepsi rahatsızlığının çalışmaya engel olmadığı, davacının 21 yaşında olduğu, lise çağının normalde 15-18 yaş arası olduğu , MEB yazı cevabına göre davacının açık liseye kayıt tarihinin 2008 yılı öğretim dönemi olduğu, bu şartlar altında 6 yıldır lise öğrencisi olduğu gerekçesiyle davanın reddine KARAR VERİLMİŞTİR.
Dava; reşit açık öğretim lise öğrencisinin davalı babasından yardım nafakası İSTEMİNE İLİŞKİNDİR.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 182/2 nci maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılması esası KABUL EDİLMİŞTİR.
TMK’nın 328 inci maddesi gereğince, anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Bu hüküm uyarınca küçük reşit olmakla kendisine bağlanan iştirak nafakası kendiliğinden sona erer. Ancak, çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.
Somut olayda; 07/01/1993 doğumlu davacının, Milli Eğitim Bakanlığı Açık Öğretim Lisesi Müdürlüğü öğrencisi olduğu, eldeki davayla davacının, eğitimine devam edebilmek için davalı babasından yardım nafakası talep ETTİĞİ ANLAŞILMAKTADIR.
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, davalının gelir durumu, mirasçılıkta da aynı sırada yer alan dava dışı annenin de nafakaya katılma yükümlülüğü bulunduğu nazara alınarak, TMK’nun 4 üncü maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun şekilde davacı lehine bir miktar nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davacının öğrenim süresinin uzamasının nafaka almasına engel olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus BOZMAYI GEREKTİRMİŞTİR.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HUMK.nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.09.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ
Ankara boşanma avukatı sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
Bir önceki yazımız olan ÖDEME EMRİNİN USULSÜZLÜĞÜ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.