Blog

iflas-ertelemeYargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 04.11.2015 tarihli 2014/10025 Esas ve 2015/19631 Karar sayılı ilamında özetle; eşler, 12.03.1987 tarihinde evlenmiş, 29.12.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 19.04.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir. Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK’nun yürürlüğe girdiği tarihe kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Davacı-davalının 643 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 10 ve 11 nolu meskenlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinden; tapuda dava dışı üçüncü şahsa ait olduğu gözüken söz konusu meskenlerle ilgili olarak, bedellerinin evlilik birliği içerisinde ödendiği fakat davalı-davacının mal kaçırmak amacıyla tapuyu üzerine almadığı iddia edilmiş olup, tarafça bu meskenlerle ilgili tasarrufun iptali davası da açıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılması gereken; HMK 165. madde uyarınca bu dosya bekletici mesele yapılarak, davanın sonucuna göre söz konusu iki mesken hakkında bir karar verilmesi gerekir.

Davacı-karşı davalı Ümit Y. ile davalı-karşı davacı Ümit A. aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi, maddi ve manevi tazminat davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Kozan 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi’nden verilen 20.11.2013 gün ve 72/511 sayılı hükmün YARGITAY’ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş ise de; duruşma isteğinin pul yokluğundan reddine karar verilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı-davalı vekili, dava dilekçesinde belirtmiş olduğu dört adet mesken, altı adet işyeri, ziynet eşyalarına ilişkin alacakla boşanmadan kaynaklı maddi ve manevi tazminat alacağının davalı-davacıdan tahsilini talep etmiştir, karşı davanın ise reddine karar VERİLMESİNİ SAVUNMUŞTUR.

Davalı-davacı vekili; davacının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur, karşı dava olarak boşanmadan kaynaklı manevi tazminat alacağının davacıdan tahsilini TALEP ETMİŞTİR.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm süresi içerisinde davacı-davalı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

Eşler, 12.03.1987 tarihinde evlenmiş, 29.12.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 19.04.2011 tarihinde KESİNLEŞMESİYLE BOŞANMIŞLARDIR. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK’nun yürürlüğe girdiği tarihe kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa’nın 10, TMK 202.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m).

1- Dosya muhtevasına, dava evrakıyla yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı-davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar VERMEK GEREKMİŞTİR.

2- Davacı-davalının 643 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 10 ve 11 nolu meskenlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinden; tapuda dava dışı üçüncü şahsa ait olduğu gözüken söz konusu meskenlerle ilgili olarak, bedellerinin evlilik birliği içerisinde ödendiği fakat davalı-davacının mal kaçırmak amacıyla tapuyu üzerine almadığı iddia edilmiş olup, tarafça bu meskenlerle ilgili Kozan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tasarrufun iptali davası da açıldığı dosya KAPSAMINDAN ANLAŞILMAKTADIR. Mahkemece yapılması gereken; HMK 165 inci madde uyarınca Kozan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmekte olan 2007/271 Esas sayılı dosya bekletici mesele yapılarak, davanın sonucuna göre söz konusu iki mesken hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm TESİSİ HATALIDIR.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacının yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla HUMK’nun 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı-davalının diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince YARGITAY Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı-karşı davalı Ümit Y.’e iadesine, 04.11.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan LİMİTED ŞİRKET ORTAKLIĞINDAN ÇIKARILMA başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.