Blog

hakkinda_clip_image012Kiralananın hor kullanılması halinde taşınmaz maliki veya kiraya veren kiralananın tamiri için gereken süre kadar kira kaybı alacağı talep edebilir.Nitekim gerek tespit raporunda gerekse yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında taşınmazın hor kullanma nedeniyle 30 gün içinde tamir edilerek eski haline getirilebileceği belirtilmiştir. Davacı, kiralananı kullanılamaz olması nedeniyle tamirat süresi boyunca kiraya veremeyeceğinden mahkemece 30 günlü kira kaybı alacağına hükmedilmesi gerekirken istemin reddine karar verilmesi doğru değildir. Davalı vekilinin faiz başlangıç tarihine yönelik temyiz itirazlarına gelince: Davalılar vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak talep ettiği alacak kalemlerine ilişkin olarak şimdilik 10.000TL’nin yasal faiziyle tahsilini istemiş,25/11/2013 tarihli dilekçe ile talebini ıslah ederek 62.377,93TL’ye çıkarmıştır. Bu durumda mahkemece talep edilen alacağın 10.000TL’sine dava tarihinden,kalan kısmına ise ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekir. Buna ilişkin karar şu şekildedir:

Dava, hor kullanma tazminatı, erken tahliye nedeniyle makul süre kira alacağı, tamirat süresi kira kaybı ve kira sözleşmesine ek olarak düzenlenen protokoldeki artış şartından kaynaklanan kira farkı alacağının tahsili istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, eski hale getirme bedeli ve kira farkı alacağı toplamı 33.946,68 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar ve davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir

2-Davacılar vekilinin tamirat süresi kira kaybı alacağının reddine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;  Kiralananın hor kullanılması halinde taşınmaz maliki veya kiraya veren kiralananın tamiri için gereken süre kadar kira kaybı alacağı talep edebilir. Nitekim gerek tespit raporunda gerekse yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında taşınmazın hor kullanma nedeniyle 30 gün içinde tamir edilerek eski haline getirilebileceği belirtilmiştir.Davacı , kiralananı kullanılamaz olması nedeniyle tamirat süresi boyunca kiraya veremeyeceğinden mahkemece 30 günlük kira kaybı alacağına hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekeçeyle istemin reddine karar verilmesi doğru değildir.

3-Davalı vekilinin faiz başlangıç tarihine yönelik temyiz itirazlarına gelince: Davacılar vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak talep ettiği alacak kalemlerine ilişkin olarak şimdilik 10.000TL’nin yasal faiziyle tahsilini istemiş, 25/11/2013 tarihli dilekçeyle talebini ıslah ederek 62.377,93TL’ye çıkarmıştır.

Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.

Sonuç:  Yukarıda 2 ve 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı HMK’ya 6217 sayılı kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK’nın 428.maddesi uyarınca hükmün bozulmasına,Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir olunan 1.100TL vekale ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine , keza Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 1100TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine,02.06.2015 tarihinde 2.bentteki nedenle oybirliğiyle,3.bennte açıklanan nedenle Oyçokluğuyla karar verildi.

Karşı oy yazısı :

6100 sayılı HMK 176 ve devamına göre ıslah, taraflardan birinin yargılama sırasında yaptığı usul işlemini düzeltmesi veya değiştirmesidir.

Davacı taraf 25.11.2013 havale tarihli dilekçesiyle , bilirkişinin alacak miktarını belirlediğinden bahisle,dava dilekçesinde istediklerini zarar ziyan miktarını  62.377,93TL olarak ıslah ettiğini belirtmiştir.

Bu durumda dava dilekçesindeki diğer açıklama ve taleplerin mevcudiyetini muhafaza ettiğinin kabulü gerekir.Bu yüzden bozma ilamında çoğunluğun, ıslahla artırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğine dair 3.bent görüşüne katılmıyorum.02.06.2015

Bir önceki yazımız olan HÜKMÜN TEFHİMİ İLE GEREKÇELİ KARAR UYGUNLUĞU başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.