Blog

imagesElektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip,bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan dağıtım şirketlerine aittir. Öte yandan, nihai tüketici olan abonenin, kayıp-kaçak bedeli gibi davacı dağıtım şirketi tarafından faturalara yansıtılan; sayaç okuma bedeli,perakende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, eş söyleyişle şeffaf bir hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır. Ne var ki davaya konu bedeller ile ilgili olarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca kanun verdiği genel ve soyut yetkiye dayanarak çıkarılan yönetmelik,kurul kararları ve tebilğlerinin de,Elektrik Piyasası Kanununun temel amaçları ve ilkelerinden olan, şeffaflık ve düşük maliyetli enerji temini unsurlarını taşıdığının kabulü de mümkün değildir. Mahkemece, ilke ve esaslar gözetilerek; kayıp kaçak sayaç okuma,perakende satış hizmet,iletim sistemi kullanım bedellerinin elektrik abonelerinden tahsil edilemeyeceği kabul edilip davacı tarafından davalı kuruma bu isimler altında ödenne meblağın iadesi gerekir.Buna İlişkin karar şu şekildedir:

Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; elektrik hizmet sağlayıcı firma tarafından faturayla asıl elektrik meblağı yanında tahsil olunan K/K, iletim bedeli, PSH bedeli ve PSH sayaç bedeli adı altında toplanan KDV dahil toplam 9381 TL haksız kesintinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte kendilerine iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve DAVA ETMİŞTİR.

Davalı vekili, davanın REDDİNİ SAVUNMUŞTUR.

Mahkemece; kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmet ve iletim bedellerinin, elektrik satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığı, söz konusu bu bedellerin kanunun kendisine verdiği yetki çerçevesinde ve kanunun temel amaçlarına uygun şekilde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından belirlendiği, bu bedellerin belirlenmesi için alınan kurul kararının Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlayacağı, dağıtım şirketlerinin kurul kararlarına aykırılık teşkil edecek herhangi bir işlemde bulunamayacakları, Elektrik Piyasası Kanununun 12 nci maddesiyle Kurul kararlarının Danıştay’da iptali istenebileceğinin düzenlenmiş olduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlık; davalı dağıtım şirketinin, abonelerinden kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmet ve iletim bedeli isteyip isteyemeyeceği hususuna ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümü için, davaya konu edilen bedellerin incelenmesinde ve yasal dayanaklarının açıklanmasında yarar vardır.

Kayıp-kaçak bedeli; elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin, kayıp/kaçak hedefi oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedeldir.

Kayıp-kaçak bedeli; 20/02/2001 tarihli 4628 Sayılı Kanunun 1/1., 4/1., 10/05/2006 tarihli 5496 Sayılı Kanunun 6., geçici 9., 14/03/2013 tarihli 6446 Sayılı Kanunun l/l.,5/4., 17/1., 4., 27., geçici 1., maddeleri ve bu kanunların temel amaçlarına uygun şekilde çıkarılan yönetmelikler ve kanunun verdiği yetkiye dayanılarak alınan EPDK kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde alınmaktadır.

Sayaç okuma bedeli; sayaç okuma maliyetlerini yansıtan bedeldir ve 4193 sayılı EPDK kurul kararının 8 inci maddesinin e bendine dayanarak alınmaktadır.

Perakende satış hizmeti bedeli; perakende satış hizmeti maliyetini (söz konusu faaliyete ilişkin düzenlemeye esas net yatırım harcamasının itfa tutarı, faturalama ve tahsilat giderleri, tanıtım ve pazarlama giderleri, müşteri hizmetlerine ilişkin giderler, perakende satış ve hizmete ilişkin diğer işletme giderleri, düzenleme giderleri payı, faaliyet giderleri payı, olağan ve olağan dışı giderler payından faaliyetle ilgili diğer gelirler payı ve olağan dışı gelirler payının düşülmesi suretiyle bulunan esas net işletme gideri ve amortisman itfa süresi farkı vergi tutarını) yansıtan bedeldir ve 4628 Sayılı Kanunun 1/1., 13/1 -b-5. bendi, 6446 Sayılı Kanunun 17/6-d bendi, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin 4/36. bendi, 5/e bendi ve 10. maddesine göre alınmaktadır

İletim bedeli; elektrik enerjisinin tüketici sayaçlarına kadar ulaştırılmasında, üreticilerle dağıtım sistemi arasında yer alan iletim sisteminin kullanılmasından kaynaklanan maliyetlerin karşılanması için alınan bir bedeldir ve 4628 Sayılı Kanunun 13/1 -b-2. bendi, 6446 Sayılı Kanunun 17/6-b bendi. Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin 8 inci maddesiyle EPDK kurul kararları ve tebliğlerine göre alınmaktadır.

Yukarıda yasal dayanakları açıklanarak, detaylı olarak belirtildiği üzere kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin, kanunun temel amaçları gözönünde bulundurularak, EPDK tarafından çıkarılan kurul kararları ve tebliğleriyle belirlendiği anlaşılmaktadır.

Herşeyden önce; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, Vergi Ödevi Başlıklı 73 üncü maddesine göre; “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ÖDEMEKLE YÜKÜMLÜDÜR. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının SOSYAL AMACIDIR. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir.”

Bundan başka; 20/01/2001 tarih 4628 sayılı ve 14/03/2013 tarih 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunlarının; Amaç, Kapsam ve Tanımlar başlıklı 1 inci maddelerinin 1 inci fıkralarında; “Bu Kanunun amacı; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetim yapılmasının sağlanmasıdır”.Hükümleri YER ALMAKTADIR.

Bundan ayrı olarak; 22/09/2002 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin; 31 inci maddesinde “müşterilerin yeterli, verimli, güvenli, sürekli ve ekonomik hizmet almalarını ve hizmet seçeneklerini öğrenmelerini teminen her türlü bilgilendirme faaliyeti, ilgili tüzel kişiler tarafından ilgili mevzuata uygun olarak yerine getirilir”.

Aynı yönetmeliğin 33 üncü maddesinde; “bu yönetmelik hükümleri uyarınca elektrik enerjisi hizmeti alan müşterilerin hakları ve zararlarının tazmini konusunda. Kanunun 11 inci maddesi ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleriyle buna ilişkin diğer mevzuat hükümleri uygulanır”.

08/05/2014 tarih 28994 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin, Tüketicilerin bilgilendirilmesiyle tüketici hakları ve zararların tazmini başlıklı 19 uncu maddesinin 6.bendinde; “Bu Yönetmelik hükümleri uyarınca elektrik enerjisi hizmeti alan tüketicilerin hakları ve zararlarının tazmini konusunda, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleriyle ilgili diğer mevzuat hükümleri uygulanır”.Hükümlerine yer verilmiştir.

Arzedilen mevzuat hükümleri çerçevesinde, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna (dağıtım şirketleri tarafından arzolunacak) elektrik satışlarında uygulanacak fıyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi VERİLDİĞİ TARTIŞMASIZDIR.Ancak; ilgili mevzuatta amaçlanan husus 1 kw elektrik enerjisinin kullanıcılara ulaşıncaya kadar ki maliyet ve kar payı olup, yoksa Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna sınırsız bir fıyatlandırma ve tarife unsuru belirleme yetkisi ve görevi verilmediği açıktır.

Bu itibarla Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, kanunla verilen yetkiye dayanarak; 11/08/2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede; wiPerakende Satış Hizmet Geliriyle Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”,”Dağıtım Sistemi Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ” ve “Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği”ni yayımlamış, sonrasında ise yönetmeliklerin uygulanması için çıkardığı kurul kararları, tebliği ve ikincil mevzuat uyarınca lisans sahibi şirketler elektriği kullananlardan davaya konu edilen bedelleri tahsil etmişlerdir.

Ancak, yukarıda açıklandığı üzere tebliğler ve yönetmeliğin dayanağı olan 4628 ve 6446 s. Kanunlarda, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir tarife ve fiyat belirleme hak ve  yetkisi verilmemiştir.

Elektrik dağıtım şirketlerinin EPDK kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde, elektrik kullanan abonelerin faturalarına yansıtarak aldıkları, kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin elektrik enerjisi kullananlara (sanayi, ticari ve mesken abonelerine) aktif tüketim bedeli dışında ek bir mali yük ve külfet getirdiği izahtan varestedir.

Oysaki; Türkiye Cumuriyeti Anayasasının 73 üncü maddesi gereğince; vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı DA ORTADADIR. Nitekim, elektrik faturalarına yansıtılan %2 TRT payıda kanunla getirilmiş ve kanunun verdiği açık ve şeffaf yetkiye dayanarak TAHSİL EDİLMEKTEDİR.Elektrik Piyasası Kanununun temel amaçları çerçevesinde getirildiği ve EPDK kurul kararları ve tebliğleri gereğince alınan; kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin; vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı, ayrıca Elektrik Piyasası Kanunun düşük maliyetli enerji temini ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasası oluşturulması ilkelerine uygun düşmez.

Nitekim; kayıp-kaçak bedeli hakkında verilen ve Dairecede benimsenen HGK’nun 21/05/2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıpla başka kişiler tarafından kaçak kullanmak (hırsızlanmak) suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleriyle bağdaştığı da söylenemez.

Bundan ayrı olarak; elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan dağıtım ŞİRKETLERİNE AİTTİR. Öte yandan, nihai tüketici olan abonenin; kayıp-kaçak bedeli gibi davacı dağıtım şirketi tarafından faturalara yansıtılan; sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, eş söyleyişle şeffaf bir hukuk devletinin VAZGEÇİLMEZ UNSURLARINDANDIR. Ne var ki, davaya konu bedellerle ilgili olarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca kanunun verdiği genel ve soyut yetkiye dayanarak çıkarılan yönetmelik, kurul kararları ve tebliğlerinin de, Elektrik Piyasası Kanununun temel amaçları ve ilkelerinden olan, şeffaflık ve düşük maliyetli enerji temini unsurlarını taşıdığının kabulü de mümkün değildir.

Hal böyle olunca; mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek; kayıp-kaçak. sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım bedellerinin elektrik abonelerinden tahsil edilemeyeceği kabul edilip davacı tarafından davalı Kuruma bu isimler altında ödenen meblağın iadesi gerekirken, aksi gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HUMK.nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.05.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

T.C. YARGITAY 3.HUKUK DAİRESİ

ESAS:2014/14360  KARAR:2015/9707 TARİH:28.05.2015

Bir önceki yazımız olan BANKA VE KREDİ KARTLARININ KÖTÜYE KULLANILMASI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.