Blog

tutuklulukedit.jpgYağma suçunda malın alınması veya verilmesini temin için zilyedin üzerinde cebir ve/veya tahdit kullanılmakta olup,kullanılan bu cebir ve tehdidin, kişiyi malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkartmamaya yöneltmeye elverişli olması gerekmekte, bu suçta mağdura yönelen iradenin zorlanması eylemi tehdit olarak değerlendirilmeli, hafif bir tehlikeyle tehdit yani şahsen ve malen büyük bir tehlike oluşturmayan tehdidin yağma suçunun oluşması için yeterli olmadığı, tehdit edilen kötülük ile malın teslimi arasında oran yoksa yağmadan bahsedilemeyeceği,bu durumun tespitinin fiili bir mesele olduğu, tehdidin yağma suçunun oluşması için yeterli olmadığı, tehdit edilen kötülük ile malın teslimi arasında oran yoksa yağmadan bahsedilemeyeceği, bu durumun tespitinin fiili bir mesele olduğu, tehdidin yöneldiği şahıs ile yer ve zaman gözetilerek somut olayda nicelik incelemesi yapılması gerektiği gözetilmelidir. Buna ilişkin dosya ve karar şu şekildedir:

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

1- Bir başkasının, kendisinin veya yakınının; hayatına, vücut ve cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da mal varlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişinin eylemi yağma suçunu oluşturur. Malın alınması veya verilmesini temin için zilyedin üzerinde cebir ve tehdit kullanılmaktadır. Cebir ve tehdit karşısında mağdurun başka bir seçeneği kalmamakta ve bu durumda failin malı doğrudan alması söz konusu olmaktadır. Yani mağdur malı teslim etmektedir. Bu suçla korunan hukuki değer yalnızca malvarlığı değil, aynı zamanda kişi özgürlüğü ve vücut dokunulmazlığıdır.

Yağma, icrai hareketle işlenebilen bir suç tipidir ve bu suçun maddi unsuru hareket kısmıdır. Kullanılan cebir ve tehdidin, kişiyi malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkartmamaya yöneltmeye elverişli olması gerekir. Cebir, ”bir kimseye karşı bir şeyi yapması veya yapmaması ya da kendisinin yapması için zor kullanma” anlamına gelmektedir. Burada mağdura karşı kullanılan ”zor”, fiziki zorlamadır.

İradenin zorlanması cebir kavramı içerisinde değil, tehdit içerisinde değerlendirilir. Tehdit, muhatabın üzerinde zorlama etkisinin hali hazırda bedensel tesir eden zorlamayla değil gelecekte belirtilen manevi bir zorlama, korkutmayla oluşmasıdır. Ciddi tehdidin objektif olarak ciddi görünüm uyandırması ve tehdit edilen tarafından ciddiye alınması da gerekir. Yağma suçunda tehdit, şahıs veya malvarlığına ilişkin ve kişiyi büyük bir tehlikeye düşürecek ağırlıkta bulunması gerekir. İşte bu konumdaki tehdit yağmanın elverişli zorlama aracı olmaktadır. Dolayısıyla hafif bir tehlikeyle tehdit yani şahsen ve malen büyük bir tehlike oluşturmayan tehdit dahi yağma cürümünün oluşması bakımından yeterli değildir. Tehlikenin büyük olup olmadığı daha çok fiili bir mesele olup, tehdidin yönlendirilmiş olduğu şahıs yer ve zamanda gözününe alınarak somut olayda nicelik incelemesi gerekmektedir. Tehdit edilen kötülükle malın teslimi arasında oran yoksa yine yağmadan bahsedilemez.

Somut olaya gelince; Parkta karşılaştığı mağdurdan para isteyen sanığın, mağdurun parasının olmadığını beyan etmesi üzerine mağdurdan cep telefonunu istediği, mağdur vermek istemeyince tekrar istediği, bunun üzerine alkollü olan sanıktan korkan mağdurun kendisine zarar verebileceği düşüncesiyle telefonunu sanığa verdiği, sanığın bu defa bana bira alacaksın yoksa telefonunu vermem dediği, mağdurun alamam demesi üzerine telefonun içindeki kartı çıkartıp mağdura verdikten sonra telefonla birlikte olay yerinden uzaklaşması biçiminde gerçekleşen somut olayda; sanık tarafından sarf edilen sözlerin ve/veya mevcut fiziki koşulların yukarıda belirtilen yağma suçunun unsuru olarak betimlenen tehdit kapsamında değerlendirilemeyeceği, mağdurun psikolojik durumu ve/veya ürkek kişiliğiyle yarattığı düşüncelerin de bu şekilde algılanamayacağı dikkate alındığında mal varlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ve yağma boyutunda bir cebir bulunmadığı gözetilmeden, 5237 sayılı TCK’nın 141/1 inci maddesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiş, sanık savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 09.03.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

T.C. YARGITAY

6.CEZA DAİRESİ

ESAS:2012/29507   KARAR:2015/38211  TARİH:09.03.2015

Bir önceki yazımız olan ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİNDE BEKLETİCİ MESELE başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.