Blog

AnaSayfaSlide-3Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2013/14-742 esas ve 2014-16 karar sayılı kararı
İlgili Maddeler:1412 SK CMUK 317
İlgili Kavramlar:Temyiz dilekçesinin uyaptan taranması
Sanık M…’nın katılanlara karşı gerçekleştirmiş olduğu kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı TCK’nun 37. maddesi yollamasıyla 109/2, 109/3-b, 109/5, 43, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 5 yıl 15 ay hapis, katılan Z…’ya karşı gerçekleştirmiş olduğu cinsel saldırı suçundan ise aynı kanunun 102/2, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 5 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin, …2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 06.09.2012 gün ve 359-170 sayılı hükmün sanık müdafii ve katılan N… tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 28.03.2013 gün ve 1502 – 3525 sayı ile;

“Sanık M… müdafinin hâkim havalesi bulunmayan temyiz dilekçesinde, yazı işleri müdürünün temyize ilişkin kayıt şerhinin temyiz süresinden sonra olan 14.09.2012 tarihini taşıdığı anlaşıldığından, süresi içinde yapılmayan temyiz isteğinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nun 317. maddesi uyarınca reddine,

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlere yönelik katılan N… vekilinin temyiz dilekçesi üzerine yapılan incelemede;

Oluşa göre, sanıkların, her iki mağdureye karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediğinin anlaşılmış bulunması karşısında mağdure sayısınca suç oluşacağı gözetilmeksizin, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 11.09.2013 gün ve 256799 sayı ile;

“…Sanık müdafii 13.09.2012 tarihinde saat 10.52 de tarama merkezine vermiş olduğu temyiz dilekçesini uyap ortamında aktarmıştır. Uyap kayıtlarında bu durum açık olarak görülmektedir. Mahkeme yazı işleri müdürü temyiz dilekçesini 14.09.2012 tarihinde temyiz defterine kaydettiğinden temyiz süresinin hesaplanmasında bu tarih dikkate alınmıştır.

Sanık müdafii 13.09.2012 tarihinde ve süresi içinde temyiz iradesini açıklayan dilekçesini uyap ortamından dosyaya aktardığından temyiz süresinde yapılmıştır. Mahkeme yazı işleri müdürünün temyiz dilekçesini bir gün sonra onaylayarak temyiz defterine geç kaydetmesi sanığın temyiz hakkını ortadan kaldırmamalıdır. Bu nedenlerle sanık M… müdafiinin temyiz isteminin reddine ilişkin kararın kaldırılması gerektiği” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.

CMK’nun 308/1. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 26.09.2013 gün ve 8559-9722 sayı ile, itiraz nedenlerinin yerinde görülmemesi üzerine dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI

İtirazın kapsamına göre inceleme, sanık M… hakkında kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılmıştır.

Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık müdafiinin temyiz dilekçesini adliye tarama merkezine müracaat ederek tarattığı 13.09.2012 tarihinin mi, yoksa mahkeme yazı işleri müdürünün dilekçeyi havale ettiği 14.09.2012 tarihinin mi temyiz tarihi olarak esas alınması gerektiği, bu bağlamda sanık müdafiinin temyiz isteminin süresinde olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

İncelenen dosya kapsamından;

06.09.2012 günü tefhim edilen hükme yönelik olarak sanık müdafiinin 13.09.2012 günü adliyeye müracaat ederek görevlilerin yönlendirmesi ile tarama merkezinde temyiz dilekçesini taratıp dijital ortama aktardığı, ilgililerce dilekçenin üzerine “TARANDI” ibaresinin yazıldığı, hakim havalesi bulunmayan dilekçe üzerindeki mahkeme yazı işleri müdürlüğü temyiz kayıt tarihinin 14.09.2012 olduğu,

UYAP ortamında sanık müdafiinin temyiz dilekçesinin verilme tarihinin 13.09.2012 saat 10.52 olarak kayıtlı olduğu,

Mahkeme temyiz defterinde sanık müdafiinin temyiz dilekçesi ile ilgili olarak, geldiği tarihin 13.09.2012, dilekçe veya layiha tarihinin ise 14.09.2012 olarak kayıtlı olduğu,

Yargıtaya dosya gönderme formunda da temyiz tarihinin 13.09.2012 olarak gösterildiği,

Anlaşılmaktadır.

Olağan kanun yollarından olan temyiz incelemesinin yapılabilmesi için, kanuna ve usulüne uygun bir temyiz davası açılması; temyiz davasının açılabilmesi için ise 1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 310. maddesine göre “süre” ve “istek” şartlarının birlikte gerçekleşmesi gereklidir.
CMUK’nun 310. maddesi, temyiz incelemesi yapılabilmesinin ilk şartı olan ve uyuşmazlık konusunu da ilgilendiren süreyi, hükmün tefhiminden ve tefhim edilememiş ise tebliğinden başlamak üzere bir hafta olarak belirlemiştir.

Temyiz davası açılabilmesi için gerekli olan ikinci şart ise istektir.

Ceza yargılaması hukukunun temel prensiplerinden “davasız yargılama olmaz” ilkesinin doğal sonucu olarak, temyiz davası kendiliğinden açılamayacağından, bu konuda bir istek bulunması ve bu isteğin de hak ve yetkisi olan kişilerce yerine getirilmesi zorunluluğu aranmış, süre ve istek şartlarına uygun temyiz davası açılmamış olması durumunda Yargıtay tarafından hükmün incelenmesinin mümkün olmadığı ilkesi benimsenmiştir. Ancak kuralın istisnasına ihtiyaç duyan kanun koyucu, CMUK’nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereği halen yürürlükte olan 305. maddesinin birinci fıkrasındaki düzenleme ile bu ilkeden ayrılarak onbeş yıl ve daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya dair mahkûmiyetlerde istek şartından sanık lehine vazgeçip temyiz incelemesinin kendiliğinden (re’sen) yapılmasını kabul etmiştir.

Uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi açısından Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) ve ilgili mevzuat üzerinde de durulmalıdır.

Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP), Yüksek Mahkemeler de dahil olmak üzere bütün yargı organları ile birlikte adli tıp ve icra daireleri arasında bilgi alışverişinin elektronik ortama taşınması, evrakın elektronik ortamda güvenli bir şekilde depolanması, kişilere internet üzerinden hizmet verilmesi, diğer kurumlarla elektronik ortamda hızlı, etkin ve güvenilir bilgi alışverişinin sağlanması ve bu kurumlardan istenilmesi gereken bilgilerin sistem tarafından hazır edilmesi, kısaca adalet hizmetlerinin daha hızlı ve güvenilir bir şekilde yerine getirilmesi amacıyla uygulamaya konulan bir bilişim sistemi projesidir.

Bu doğrultuda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Elektronik İşlemler” başlıklı 445. maddesinde; “UYAP (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi), adalet hizmetlerinin elektronik ortamda yürütülmesi amacıyla oluşturulan bilişim sistemidir. Dava ve diğer yargılama işlemlerinin elektronik ortamda gerçekleştirildiği hâllerde UYAP kullanılarak veriler kaydedilir ve saklanır”, 5271 sayılı CMK’na 6352 sayılı Kanunun 95. maddesi ile eklenen “Elektronik işlemler” başlıklı 38/A maddesinin birinci fıkrasında; “Her türlü ceza mahkemesi işlemlerinde UYAP (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi) kullanılır. Bu işlemlere ilişkin her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP vasıtasıyla işlenir, kaydedilir ve saklanır” şeklindeki düzenlemeler ile Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminin işlevi ve kullanılacağı alanlar tanımlanmıştır.

Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin “Gelen evrakın havalesi” başlıklı 88. maddesinde; “…(3) Ön büro kurulan yerlerde mahkemelere gelen evrakın havale işlemi adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu başkanlığının yetki vereceği yazı işleri müdürü veya zabıt kâtipleri tarafından yapılır.

(4) Evrakın alındığına ve elektronik ortama aktarıldığına dair başvuru sahibine ücretsiz olarak bir alındı belgesi verilir. Bu belge aynı zamanda havale yerine geçer” hükmü getirilmiştir.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun “Havale İşlemleri” başlıklı 24 no lu genelgesinde ise; “…Masraf, zaman ve hak kaybına sebep olunmaması, yasal sürelerin tespiti yönünden oluşabilecek tereddütlerin önlenmesi bakımından;

1- Havale için ibraz edilen dilekçe veya belgenin konusu ile alındığı tarih ve sayıyı gösteren “Alındı Belgesi”nin ücretsiz olarak ilgilisine verilmesi,

2- Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminin (UYAP) tüm ülke çapında tam olarak 01.09.2008 tarihinden itibaren kullanılmaya başlanmasıyla birlikte kalem hizmetlerinin yapılmasında kullanılan defter ve kartonlar ile diğer işlemlerin, UYAP ortamında oluşturulması ve yapılması esası benimsendiğinden; dilekçe veya belgelerin mümkünse dijital ortamda alınarak, mümkün değilse okunaklı bir şekilde taranarak zamanında, doğru ve eksiksiz biçimde UYAP’a kaydedilmesi, bu kaydın tarihinin havale tarihi olarak kabul edilmesi; bu hizmetlerin hızlı, verimli ve düzenli bir şekilde yapılıp yapılmadığının takip edilerek denetiminin sağlanması…” görüşlerine yer verilmiştir.

Görüldüğü üzere Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun ilgili genelgesine göre UYAP’a kaydedilerek elektronik ortama aktarılan belgelerle ilgili kayıt tarihinin ilgili işlemler yönüyle havale tarihi olarak esas alınması gerekmektedir.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

Sanık müdafii 06.09.2012 günü yüzüne karşı verilen hükme yönelik olarak, bir haftalık temyiz süresinin son günü olan 13.09.2012 tarihinde adliyeye müracaat ederek hükmü temyiz etmek istediğini gösteren dilekçesini ibraz etmiş ve bu dilekçesi aynı gün dijital ortamda dosyaya aktarılmıştır. Bu aşamadan sonra adliyenin iç işleyişinden kaynaklanan gecikme ya da sorunların sanık aleyhine değerlendirilmemesi gerekir. Kaldı ki mahkeme temyiz defteri ile Yargıtay’a dosya gönderme formunda temyiz tarihinin 13.09.2012 olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinin taranarak UYAP’a aktarılma tarihinde temyiz edildiği ve dolayısıyla temyiz başvurusunun yasal süre içerisinde yapıldığı kabul edilmelidir.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairenin “temyiz isteminin reddine ilişkin” kararı ile sanık M… ve buna bağlı olarak sanık D…’nin katılanlara karşı gerçekleştirmiş oldukları kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemi nedeniyle kurulan hükme yönelik olarak bozma kararının kaldırılmasına ve dosyanın sanıkların katılanlara karşı gerçekleştirmiş oldukları kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu ile sanık M…’in katılan Z…’ya karşı gerçekleştirmiş olduğu cinsel saldırı suçu yönünden sanık M…in de başvurusu gözönünde bulundurmak suretiyle temyiz incelemesi yapılması için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

T.C
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
ESAS NO: 2013/14-742
KARAR NO: 2014/16
KARAR TARİHİ:21.01.2014

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

2- Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 28.03.2013 gün ve 1502 – 3525 sayılı “temyiz isteminin reddine dair” kararı ile sanık M… ve buna bağlı olarak sanık D…’nin katılanlara karşı gerçekleştirmiş oldukları kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemi nedeniyle kurulan hükme yönelik olarak bozma kararının KALDIRILMASINA,

3- Dosyanın, sanıkların katılanlara karşı gerçekleştirmiş oldukları kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu ile sanık M…’in katılan …’ya karşı gerçekleştirmiş olduğu cinsel saldırı suçu yönünden sanık M…’in de başvurusu gözönünde bulundurulmak suretiyle temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.01.2014 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

Bir önceki yazımız olan İşçi Alacakları Davalarının Niteliği Hakkında Yargıtay Kararı başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.